"O, alemler için yalnızca bir öğüt ve hatırlatmadır."
Oysaki sen buna karşı onlardan bir ücret de istemiyorsun. O, alemler için yalnızca bir 'öğüt ve hatırlatmadır.
Oysaki sen buna karşı onlardan bir ücret de istemiyorsun. O, alemler için yalnızca bir 'öğüt ve hatırlatmadır'.(Yusuf-104)
Peygamberler, Allah tarafından gönderilen emirleri insanlara tebliğ etmekle görevlidirler. Allah teala onları bunun için Peygamber seçmiştir. Bu sebeple onlar, tebliğ görevlerini yaparlarken, bu görev karşılığında insanlardan herhangi bir dünyevî menfaat gözetmezler. Onlar, yaptıkları bu hizmetlerin karşılığını, kendilerine bu vazifeyi veren Allah'tan beklerler.
Hatta, Peygamberler, hayattayken kazanmış oldukları mallarını bile mirasçılarına değil ümmetlerine bırakmışlardır. Bu hususta Peygamber efendimiz bir Hadis-i Şerifinde şöyle buyurmaktadır:
"Biz, (Peygamberler topluluğu) miras bırakmayız. Bıraktığımız mallar sadakadır. (Beytül Mal´â aittir.)
Evet ey peygamberim, sen bu dâvetinden ötürü, bu Allah vahyini kendilerine duyurmandan ötürü onlardan bir mükâfat beklemedin. Âlemler için şeref olan, âlemler için nasihat olan bir kitabı onlara duyurdun. Ama kabul etmeyenler kendi kendilerini bu şereften mahrum ettiler.
BASAİRUL KUR’AN
Ey Muhammed! Senin, onların imanına ihtiyacın yoktur. Doğru yola iletme noktasında onlardan bir ücret. de istemiyorsun. Doğru yol onlara, hiçbir ücret, hiçbir karşılık beklenmeksizin apaçık sunulmasına karşın, onların böylesine yüz çevirmekte direnmelerine şaşırmamak elde değildir.
Onlara Allah’ın ayetlerini söylüyorsun. Onların gözlerini, algılama güçlerini Allah’ın ayetlerinin üzerine çekmeye çabalıyorsun. O ayetler ki, tüm insanlara sunulmuş bulunmaktadır. O ayetler ki hiçbir ulusun, hiçbir ırkın tekelinde değildir! O ayetler ki bir ücret karşılığında değildir! Dolayısıyla bu. noktada herhangi bir kimsenin gücünün yetmemesi ya da zenginlerin yoksullara oranla ayrıcalıklı olması sözkonusu değildir! O ayetler ki hiçbir önkoşula bağlanmamıştır! Dolayısıyla bu noktada da herhangi bir kimsenin gücünün yetmemesi ya da güçlülerin güçsüzlere oranla ayrıcalıklı olması sözkonusu değildir! Tam tersine Allah’ın ayetleri, tüm insanlara seslenen bir hatırlatma bir öğüttür; isteyen herkesin buyurabileceği, tüm insanlara açık bir ziyafet sofrasıdır.
Bu uyarı Rasulullah'ın (s.a) düçar olduğu bir hatayı düzeltmek amacıyla değil, yalnızca soru soranlara, Allah'ın gerçek niyetlerini bildiğine dair dolaylı bir uyarıdır. Şöyle: "Ey inatçılar güruhu, bu sure sizlere bir ayna olsun diye önünüze kondu. Rasulümüzden Kur'an'ı uydurmadığına dair delil istiyorsunuz. Eğer siz ma'kul ve samimi insanlar olsaydınız, bizzat kendi sınamanızın sonucuna binaen hakikatı kabul ederdiniz. Fakat sizler inatçı insanlarsınız ve hala Kur'an'ı inkar ediyorsunuz?"
FİZİLALİL KUR’AN
HABERE YORUM KAT