Nusra Şeri Emiri Abdullah Muheysini’den İdlib Mesajı! (VİDEO)
Suriyeli direniş grupları tarafından oluşturulan çatı örgüt Fetih Ordusu’nun İdlib’e girmesinin ardından operasyona katılan gruplardan ‘fetih’ mesajları gelmeye başladı.
İdlib’i fetheden muhalif çatı örgütü Fetih Ordusu’nun bileşenlerinden Nusret Cephesi’nin Şeri Emiri Abdullah Muheysini, İdlib’in merkezinde Orient News muhabirine zaferle ilgili bir röportaj verdi. İşte o röportajın tam metni:
“Burada yaşananları kelimelerle anlatmak imkansız”
Muhabir: Şu anda kentin özgürleştirilmesinin ardından buradaki durumu, yaşananları bize anlatabilir misiniz?
Şu an buradaki durumu kelimelerle anlatmak, buradaki insanların ve kardeşlerin yaşadığı hali kelimelerle tarif etmek mümkün değil. Rabbimiz, “Allah’ın yardımıyla mü’minler sevinirler” diyor. O Allah, aziz ve rahimdir. Bu öncelikle Şam halkına bir mesajdır. Bu şehid annelerine, şehid eşlerine ve şehid kardeşlerine iletilmiş bir mesajdır. Zannediyor musunuz ki Allah şehidlerin kanlarını boşa çıkaracak, zayi edecek? Rabbimiz yemin ediyor ve O, vaadinden dönmez.
“İdlib’i başkalarından önce idlib halkı özgürleştirdi”
Ey ellerini göğe kaldırarak “Allah’ım Beşşar’ı sana havale ediyorum” diyen mazlum; dinle!
Allah Resulü diyor ki: “İzzetim ve celalime yemin olsun ki muhakkak mazlumun duasına karşılık vereceğim velev ki bir müddet sonra olsa bile.”
Muhabir: Peki halk sizin kente girişinizi nasıl karşıladı?
Size bir hakikati bildiriyorum. İdlib’i başka kardeşlerden daha çok İdlib halkı özgürleştirdi. Kendisinden başka ilah olmayan Allah’a yemin olsun ki bu bölge fetholunmadan bir – bir buçuk saat önce bir yerden yürüyordum. Fakat gittiğim yönde asker olduğunu bilmiyordum. Vallahi kardeşler, yaşlı bir kadın ağlayarak “Gel ey oğul” dedi. Ben yaşlı kadına karşılık vermedim ama o daha kuvvetli bir sesle “Gel ey oğlum” dedi. Kardeşlerden biri döndü ve kadın şöyle dedi: Şu arkanızda dolaşıp duran adam Şebbihadır. Düşünün yaşlı bir kadın.
Muhabir: Muhasara altındaki Suriye halkı için neler söylemek istersiniz?
Ayaklarımı basmakla şeref bulduğum Şam topraklarına geleli bir buçuk yıl oldu. Ben böyle bir savaşı ne gördüm ne de girdim. Öyle bir savaştı ki bütün manzaraları ve hakikatiyle İslami, cihadi ve devrimciydi. Gazeteciler olarak pazara, dükkanlara bir girin, bakın. Bir tane yıkılmış, harap olmuş dükkan göremezsiniz. Az önce bir kardeş geldi. “Ayakkabım yırtıldı da askerden ganimet aldığım bu ayakkabıları giyebilir miyim, caiz mi?” diye sordu. Kendisine ganimet taksimi yapılmadığı için savaştan sonra iade etmesi gerektiğini söyledim. O da “Öyleyse bu benim değil” dedi. Ben de “Evet senin değil” dedim. O da ayakkabıları çıkardı ve tekrar yırtık ayakkabıları giydi.
“Biz sadece bir değil iki zafer kazandık”
Doğudaki ve batıdaki insanlar bir zafer kazandığımızı zannediyorlar. Bugün bir iki zaferi birden kazandık. Bugün iki düğün birden var. Birinci zafer, birinci bayram, birinci düğün İdlib’in fethidir. İkincisi ise bu ordudur. (Fetih Ordusu’nu kast ediyor) İnşaallah size sadece İdlib’i fetheden değil, Şam topraklarının tamamını fethedecek orduyu müjdeliyorum. Bu ordu, bu uğurda harekete geçecektir.
Rabbimiz bize bu savaşa katılan gruplarla bize Rabbani bir mesaj yolladı. O mesaj ki “Siz gruplarınızın isimlerine azı dişlerinizle ısırır gibi sarıldıkça bir kontrol noktasını dahi fethedemezsiniz. Ama birleşirseniz ve isimlerinizden kurtulursanız Allah yetmiş iki saatte İdlib’i düşürür.
Askerler ve tarihçiler kıyamete kadar bu mucizeyi konuşacak.
İşte röportajın videosu:
Tıme Turk
HABERE YORUM KAT