Sosyal Doku Vakfı Onursal Başkanı Nureddin Yıldız câmiada sevilen bir İslâm âlimidir. İlahiyat talebeleri arasında da çok rağbet gören Hoca, gençlere ve kendisini takip edenlere dava şuuru kazandırmakla meşgul bir İslâm davetçisidir. 

Maalesef son dönemde Nureddin Hoca’yı yıpratmak, itibarsızlaştırmak ve toplumda yalnızlaştırmak üzere bir merkezden yönlendirildiği belli olan marjinal sol çevrelerin harekete geçmiş olduğunu görüyoruz. 

En son Sinop’a Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın, Diyanet’in ve İHH’nın birlikte düzenlediği bir konferansa konuşmacı olarak giden Hoca, kışkırtılmış bir grup tarafından şehre sokulmadı. 200 civarında bu grup koca şehri teslim aldı.

Eşit ve tarafsız davranmakla mükellef olan bir kısım mülki amir, tamamen hukuka uygun olarak organize edilen konferansları, güvenlik gerekçesiyle iptal etttiler. Provokasyon yapan, konferansların tertip edileceği salonları basarak içeriye insanların girmesine engel olan ve kameralar önünde alenen küfür ve hakaret eden hadsiz insanlara karşı önlem alması gerekirken bunları cesaretlendirecek bir yöntemle Hoca’nın şehre girişini engellediler.

Fikir hürriyeti, demokrasi, hukuk diyen malum çevrelerin bir İslâm âlimini konuşturmamak için sergiledikleri bu zorba tavır onların maskelerini bir daha düşürmüştür. Teröristlere gelince fikir hürriyetini savunanlar bir âliminin İslâm’ı anlatmasına tahammül edemiyorlar.

Cumhuriyet gazetesi provokasyonu şöyle haber yaptı: “Halk, Nurettin Yıldız’ı Sinop’tan kovdu: Çocuk istismarcısı defol”. Aydınlığı karanlığından menkul bu gazete en azından objektif habercilik adına Hoca’ya da bir mikrofon uzatıp kendisini savunma hakkı verebilirdi. Ama amaç zaten konuşturmamaktı, değil mi!

Malum çevreler, Hoca’nın konuşmalarındaki belirli bölümleri anlatımı değiştirecek şekilde kesip birleştirerek çocuk ve kadın istismarcısı diye aleyhine kampanya başlatmışlardı. Olayla ilgili yapılan suç duyurularının tamamı takipsizlik kararıyla yargı tarafından reddedilmiş olmasına rağmen meselenin bu cihetini sürekli karanlıkta tutuyorlar.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Hoca aleyhine kullanılan söz konusu konuşma metinlerini bütün olarak incelemiş ve şu hükme varmıştır:

“Mal uğruna, cinsellik uğruna çocukların heder edilmemesi için küçük yaşta evliliğin önüne geçilmesi gerektiğini belirttiği anlaşılmıştır. Bu sebeple anlatılan hususların öncelikle şikayette belirtildiği şekilde bir anlatımdan çok bu tür erken evliliklerin yapılmasına karşı bir tavırla anlatıldığı, konuşmada başlangıçtan itibaren zaten bu düşüncenin savunulmadığı anlaşılmıştır. Buna göre, iddia edildiği şekilde şüphelinin şikayete konu küçük yaştaki evlilikleri savunmaktan ziyade, gerçekte konuşmasının bunu eleştirmeye yönelik olduğu anlaşıldığından Kovuşturma Yapılmasına Yer Olmadığına …karar verilmiştir.”

Konuyla ilgili daha fazla bilgilenmek isteyenler Sosyal Doku Vakfı’nın resmi sitesini ziyaret edebilirler. (http://www.sosyaldoku.com/basin-aciklamasi/)

Nureddin Hoca da bu provokasyon karşısında şu açıklamayı yapmış: “Şahsımız açısından üzücü ve esef verici olarak görmüyorum. İnşallah ilk fırsatta Sinop’a yine geleceğiz. Gerekirse köy köy Sinop’u dolaşacağız. Yılmadık,  yılmayız. Kardeşlerimize zarar gelmesin, niyeti kötü olanlar yanlış bir iş yapmasın, biz vesile olmayalım diye meseleyi uzatmadan geri dönüyoruz.”

Menfur olay medyaya yansıdıktan sonra Hoca’yla telefonla görüştüm. Aynı minvalde sözler etti. Ben de kendisine şahsi kanaatimin sevilen ve itibar edilen bir hocaefendi üzerinden ülkeyi germek isteyenlerin bunu tezgahladığını söyledim. 

Anlaşılan hükümeti yıpratmak için o meşhur irtica kampanyalarına benzer hamleler planlıyorlar. Tabiî artık direkt irtica diyemediklerinden başka kılıflar buluyorlar. Ancak Hoca’yı korkutacaklarını sanıyorlarsa demek ki onu hiç tanımamışlar. 

Yetkililerin ise marjinal grupları cesaretlendirecek kararlardan kaçınması, suç işleyenlere karşı kararlı durması elzemdir. 

Yeni Akit