'Nükleer tehdit', diğer ‘savaş suçları'na göz yumduracak mı?
Selahattin Eş Çakırgil bugünkü köşe yazısında Rusya, Ukrayna veya diğer ülkeler arasındaki olası bir nükleer bombalamanın emareleri olup olmadığını değerlendiriyor.
Ukrayna'nın Putin Rusyası tarafından işgal ve istilâ edilmesine dünya çapında birtakım tepkiler, itirazlar dile getirilse bile, yutulması halinde, dünyanın bugünkü durumundan daha ileri bir tavır sergileyemiyeceği aşağı-yukarı belli oldu.
Dünyada hattâ bir 'nükleer savaş'tan bile söz edilirken ve bunun ilk lâfını bu son buhranda, Putin dile getirmişken, dün sabah, Rusya Dışbakanı Lavrov ve dün akşam saatlerinde de Putin, 'nükleer savaş' sözünü ilk kez karşıtlarının dile getirmeye başladıklarından söz ediyordu. Halbuki, bu buhranın hele de son iki haftalık bölümünü dikkatlice takib edenler kabul edeceklerdir ki, 'nükleer savaş' tehlikesinden de öteye, nükleer silâhların kullanılabileceği tehdidinden ilk söz edenler bizzat Putin ve Lavrov olmuştu. Amerikan Başkanı Biden bile, sadece 3. Dünya Savaşı'ndan söz edebileceğini ifade ederken, nükleer savaştan açıkça söz etmemişti; her ne kadar, bir '3. Dünya Savaşı' olursa, 'nükleer silâhlar'ın kullanılmasının kesinliği aşağı-yukarı bilinse bile...