Nolacak bu memleketin hali!
Muhafazakar, milliyetçi MHP’de işler altüst oldu. Bahçeli de özel hayata sığınıyor, ama mızrak çuval sığmıyor.
Bahçeli topu taca atmayı denese de durum ortada..
2. Kaset vakası bu kez teşkilattan sorumlu genel başkan yardımcısı ile, İstanbul gibi Türkiye’nin en büyük ilindeki en önemli ismini vurdu.. Kaseti servis edenler, arkasının geleceğini söylüyorlar..
Bahçeli dedi ya, kaseti olan gitsin diye. Bakmışsınız, parti yönetiminde fazla kişi kalmamış. Siz de durmazsınız herhalde, otelinize dönersiniz.
Beni en çok rahatsız eden konu ise, kadından ve aileden sorumlu genel başkan yardımcısının fahişelerle başörtülü kadın fantezisi..
Devlet Bahçeli halka Hilal kart dağıtmayı bıraksın da kendi içine baksın biraz.
Belki kim kimdir anlamak için bazılarına şu-bu kart değil pembe kart dağıtmak gerek..
MHP’de bütün bunlar olurken, ülkücülerin, milliyetçilerin hâlâ niye BBP’ye gitmek istemediğini anlamış değilim..
Solcu, Atatürkçü, halkçı CHP’nin haline bakın bir. İzmir Büyükşehir’deki yolsuzluk operasyonunda tutuklanan işadamı Hakan Say, ihale alabilmek için CHP’ye 300 bin lira verdiğini itiraf etti. İzmir belediyesindeki yolsuzluklarla ilgili 2. Dalga operasyonlar seçimlerden sonraya bırakılmış.. Daha önce İzmit’te, Çankaya’da yaşananları da biliyoruz.. İstanbuldakiler, Ankaradakiler çok mu temiz sanki?.
Hepsi tamam da peki, şu YSK’daki oy pusulası ihalesi ne oluyor?.. İşte burası tuzun koktuğu noktadır.. Oy pusulası basım ihalesinde 3 günde ortaya çıkan 11 milyon liralık farkı izah edemeyen YSK, aynı işi 2009’da bugünkü fiyatın 14 katına Helsinki merkezli bir firmaya vermiş. Bunu birinin açıklaması gerek. Polis YSK’yı mı, DMO’yu mu basacak bu durumda!?. Yoksa daha önce naylon fatura iddiası ile soruşturma geçiren oy pusulalarının basılacağı matbaayı mı?
Yargısı böyle, devlet yönetmeye aday kadrosu böyle. TSK desen, her şey ortada..
Görünen devlet bu olunca derin devletinin nasıl olduğunu varın siz hesap edin. Devleti ele geçirmek isteyen örgütler de malûm işte. Zaten bu işin derini - görüneni kalmadı. Kimin eli kimin cebinde belli değil. Gazeteci dediğin adam psikolojik harp elemanı gibi, kurye gibi çalışıyor. İşadamı desen al birini vur ötekine..
CHP de dahil birçok ilde belediyelerden pis kokular geliyor.. Bu karı-kız işi sadece Ankara’daki siyasiler ile ilgili değil, yerel yönetimlerde de bürokraside de bu karı-iş işi almış başını gidiyor.. Bu milletvekilleri yalnız değil. Gazeteciler ve işadamlarının kasasında, iş yapacağı-yaptıracağı siyasilerin, bürokratların kasetleri duruyor.. Yerli ve yabancı derin istihbarat örgütleri de boş değil.. Birilerinin kasetleri ortaya çıkmıyorsa, hedefteki isimler teslim alındığı, itiraz etmedikleri, sorun çıkarmadıkları içindir ya da sırasını bekliyorlardır..
Burada bizim açımızdan asıl tehlike, kaseti ortaya çıkmayıp da şantaj altında kullanılmaya devam eden bürokrat ve politikacılardır..
Bu kaseti ortaya çıkanlar, ya söz dinlemediler, ya da çok kullanıldılar ve kullanılma süreleri bitti, ya da bir kurban vermek gerekiyordu, onları seçtiler..
Ben iddia ediyorum, bunların olmadığı hiçbir parti, hiçbir kamu kurumu yok. Hatta çok daha rezil olanları da var.. Tabii özel sektörü, STK’ları bir kenara bırakıyorum. Yoksa en yazık ki, ahlaki tefessüh her tarafta var.
Aile çöküyor beyler. Gençlik heba oluyor. Ahlak çöküyor.. Urbalarımız yenileniyor, karnımız daha tok ama, bu memlekette iyi gitmeyen işler de var..
“İmam ne yaparsa, cemaat ne yapmaz ki”, diye bir söz vardır. Devlet adamları bunu yaparsa, ötekiler ne yapmaz ki. “Devletin malı deniz, yemeyen domuz” noktasına gelir işler.. “Selam verdim, rüşvet değildur deyu almadılar” denir.
CHP ile başlayıp, MHP ile devam eden kaset skandalının hedefinde AK Parti olduğu iddiası da gündemde, kimilerinin iddiasına göre bu bir “yemleme” ve zemin oluşturma iş. AK Parti yöneticilerine duyurulur.
A canıçıkasıcalar, madem bu pisliğe bulaştınız, tevbe edin, köşenize çekilip oturun, niye insanların önüne çıkıp devlete talip oluyorsunuz ki! Eğer olanlardan ders almayacak olursanız, bir gün bu işler burnunuzdan fitil fitil gelir. Ahiretinizi de berbat edersiniz.
Keşke Başbakan MİT ve Emniyet İstihbaratı görevlendirse de şu rüşvet ve kaset işinin üzerine gitse, hem bu adamları sistemden ayıklasa, hem de şu kasetleri toplasa.. Çünki bu iş artık çığırından çıktı.. Bundan önce belki, şimdiden kendi partisi ve kendi, atadıkları üst bürokratları bir takibe alsalar, iddiaları geçiştirmeden, üstünü örtmeden araştırsalar.. Yarın çok geç olabilir.. Selâm ve dua ile.
YENİ AKİT
YAZIYA YORUM KAT