1. HABERLER

  2. İSLAM DÜNYASI

  3. FİLİSTİN

  4. Noel tatili yerine Gazze için yürüme şerefine nail olmak!
Noel tatili yerine Gazze için yürüme şerefine nail olmak!

Noel tatili yerine Gazze için yürüme şerefine nail olmak!

Ersin Çelik, miladi yeni yılın ilk gününde gerçekleştirilen Galata yürüyüşünün amacını sorgulayanlara bazı sorular yöneltiyor.

02 Ocak 2025 Perşembe 15:30A+A-

Ersin Çelik / Yeni Şafak

İlk gün: Direniş hattında neler oluyor?

En başta ifade edeyim; Dünyanın büyük bir kısmının Noel tatilinde olduğu, çılgın yılbaşı eğlencelerinin yorgunu olduğu dakikalarda Gazze için vicdanlarını yollara düşüren insanların arasına karışmak büyük bir onurdu. Duygusu tarif edilemez bir sabahtı yaşadığımız.

1 Ocak sabahı, gün ağarırken, civardaki selatin camilerinde kılınan sabah namazının ardından aynı anda Galata’ya doğru hareket edildi. Sultanahmet’ten, Süleymaniye’den Sirkeci’ye doğru akan insan seli, köprünün üzerinde bir hat kurdu. Gazze hattı. ‘İkinci Galata Nöbeti’ndeydik. Bu hat geçtiğimiz sene de kurulmuştu. “Geçen sene kurdunuz da ne oldu?” diyenler var. “Hani! Gazze’deki soykırım durmadı, o halde bu işler yürüyerek olmaz” şeklinde konuşanlar da. Tam burada bir şey söyleyeceğim. Bir kere İsrail’den merhamet ummamayı artık kabul etmemiz gerekiyor. Bunu 15-16 aydır anladık. Lakin bu sürede Gazze’den sonraki hedeflerin ne olduğunu da gördük. İsrail Lübnan’a girdi. Suriye’ye dadandı. Yani sınırlarımıza dayanmaya kalkıştı. Biliyoruz ki Siyonistlerin psikopatça, manyakça emellerinin sonu, “arz-ı mev’ud”un ucu topraklarımıza dayanıyor. Ta ki 8 Aralık devrimine kadar bu açık tehdit ortadaydı. İşte bu nedenle diri durmalıydık. Gazze, coğrafyamızın ön cephesi oldu ve İsrail orayı hâlâ düşüremedi. Bu arada Suriye devrimi oldu. Galata’da kurulan hat, geçtiğimiz yıldan bu güne zihinsel direnç sınırlarımızın ötesine geçti. İsrail gelecekti, dolaylı olarak Türkiye gitti.

Zaten bu hattın en geride, halkın zihninde kurulması gerekiyordu. “Geçen sene burada bu hattı kurdunuz da ne oldu?” diyenlere şunu söyleyelim: Şam fethedildi. Bilâd-ı Şam dediğimiz topraklar Kudüs’ü ve Gazze’yi de kapsayan geniş bir coğrafyadır. Bunu Taha Kılınç çok güzel ve detaylıca anlatır. Tarihte Kudüs’ün fethi Şam’ın ve Halep’in fethiyle başlamıştır. Bu şehirler kapıdır, eşiktik ve İslâm’ın kontrolüne geçmeden, İslâm komutanlarının karargâhı olmadan Kudüs fethedilmemiştir.

“Geçen seneden beri ne oldu” diyenlere şu da söylenmeli: Bir kere tarih büküldü. 1 Ocak 2024’ten 8 Aralık 2024’e kadar coğrafyamızda tüm dengeler değişti. Tarihin bükülmesi her şeyden önce bir ideal ve inançtır. Bunu da ancak Noel tatili yerine Galata’da insanlık nöbetine gidenler hisseder ve anlarlar. Hani, nasıl başlarsa öyle gider diyorlar ya. Geçen seneye bakarsak öyle oldu. O halde 2024’ün seyri 2025’te de devam edecektir.

***

Galata’taki 450 bin kişinin katıldığı tarihi buluşmayı organize eden Milli İrade Platformu’nun “Dün Ayasofya, Bugün Emevi, Yarın Aksa” sloganı da bu hedefi işaret ediyordu. Konuşmacılar da vurgu yaptılar ve İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Bilal Erdoğan özellikle altını çizdi: “Ayasofya nasıl zincirlerinden kurtulduysa Şam Emevi Camii nasıl eli kanlı bir diktatörden kurtulduysa inşallah hürriyet ve adalet güneşi çok yakında Mescid-i Aksa’da, Filistin’de doğacaktır. Suriye’den sonra inşallah Gazze de kuşatmadan zaferle çıkacak. Bu millet bu ümmet tarihte yaptığı gibi Mescid-i Aksa’yı özgürleştirecektir. Her şey önce inanmakla başlar. Önce inanacağız sonra çalışacağız.”

Bu arada yürüyüşü tertipleyen, emeği geçen tüm sivil toplum kuruluşlarını canı gönülden tebrik etmek gerek. Geçtiğimiz yılın çok üzerinde bir çalışma yapılmıştı. Katılım da düşmemiş, aksine artmıştı. Özenle, samimiyetle, siyasilerin olduğu ancak olabildiğince sivil bir sahne düzeni kurulmuştu. Mustafa Yıldızdoğan ile Ömer Karaoğlu’nun direniş ve mücadele marşlarının yankılandığı Eminönü Meydanı’ndaki çeşitlilik, kararlılık ve ortaya konan millet iradesi; Türkiye’nin uyumadığını, Müslümanların ayakta ve tetikte olduğunu, Gazze’nin yalnız, Filistin’in sahipsiz olmadığını ve de Suriye’deki devrimin inançları güçlendirdiğinin beyanı oldu.

Galata artık sadece bir köprü veya semt değil. Galata artık coğrafyanın direniş ve diriliş hattının adı oldu. Allah ömür verir de görürsek, bu yüksek inancımızın hayırlı sonuçlarını, daha gün doğmadan düştüğümüz yollarda “Bir güneş doğuyor” diyerek umduğumuz sabahların gerçek olduğunu göreceğiz. O güneş Suriye’de nasıl sabır ve dirençle doğduysa, Filistin’de, Gazze’de de doğacak. Bizler bu inançla yaşayacağız. Acıları kaydettiğimiz, katillere isyan ettiğimiz, zaman zaman umudu, zaman zaman umutsuzluğu not düştüğümüz bu köşede, yeni zaferleri de yazacağız inşallah…

HABERE YORUM KAT

2 Yorum