Abdurrahman Güner / HAKSÖZ HABER

2016 senesinde ABD, IŞİD’in varlığını öne sürerek Musul şehrine bir saldırı başlattı. IŞİD’in Musul’dan çıkartılması, Musul’un özgürleştirilmesi adına yapılan saldırıda 15 bin sivilin hayatını kaybettiği öne sürülüyor. İddialar doğruysa 15 bin sivil 'özgürleştirme' adına katledildi.

Tabi ki işin bir ucunda IŞİD olunca hayatını kaybeden bu insanların hukukunu savunan çıkmıyor ne yazık ki. Netice olarak IŞİD’e karşı bir şeyler yapıyor olmak meşru bir zemin bulmak adına yeterli. İsterseniz binlerce sivili öldürmek olsun, hiç fark etmez.

Netflix yapımı ‘Mosul’ isimli film Ninova Özel Harekât Timi olarak adlandırılan bir askeri birliğin Musul’da IŞİD’e karşı başlattığı operasyona odaklanıyor. Musul’da ne olup bittiği ile ilgilenmeyen film gerçekleri sadece kendi zaviyesinden ele alan bir yapım. Hollywood sinemasının bol şiddetli aksiyonları izleyiciyi bu aksiyon çerçevesinde belirli argümanlara boğuyor. Burada bir problemin temel kaynağına eğilmeye çalışan bakış açısından falan söz etmek mümkün değil. Sadece yönlendirme üzerine kurulu ajitatif bir söylemden bahsedilebilir.

Musul’da İran’ın giriştiği etnik, mezhebi, demografik katliamlara karşı bir tepkinin neticesi olarak bölge aşiretlerinin patlayan öfkesi yönetimi alaşağı etmişti. IŞİD’te bu süreçten faydalanarak kendi vahşi hegemonyasını inşa etmeye girişmişti. Böylesi bir arka plan olmadan Musul’a yönelik başlatılan operasyonun mahiyetini anlamak mümkün değil. Yine aynı şekilde IŞİD baskı ve zulümlerinin mağdurlarının yaşadıklarını anlamlandırmakta mümkün gözükmüyor.

Ancak Netflix’in bir anlama çabası içinde olduğunu söylemek zor. Bölgenin var olan sorunlarını görmezden gelerek düşmanlaştırma mantığı güden Mosul isimli yapım milyonlarca izleyiciye ulaştı. Peki, Musul halkının yaşadıkları gerçekten ekrana yansıtılmış oldu mu? Hiç sanmıyoruz… Musul’da Haşdi Şabii’nin¹ katliamlarına ses çıkartmayan Batı, sorunu sadece bir şeye odaklayarak kendi suçlarının üstünü örtme amacı izliyor. Bunu da IŞİD’e karşı direnen Musullular üzerinden anlatarak gözlerimizi yaşartıyor gerçekten! Zira daha evvel zikredilen harekat timi Musullulardan oluşuyor. IŞİD problemini konuşmaktan çekindiğimiz sanılmasın ancak bir tek Musul’u değil tüm bölgeyi kana bulayan emperyalist ve mezhepçi katliamları da konuşalım!

ABD’nin bölgeye yönelik saldırılarında “hata sonucu” hayatını kaybeden sivillerin ise hesabını soran yok. Onların ölümleri Netflix için bir şey ifade etmiyor herhalde… Mosul filmi yok edilmiiş bir kenti ve halkı sinema perdesinde Müslümanlara izlettirerek algı ve söylem oluşturma işlevini yerine getiriyor. Ekran başından kalktığınızda kurtarılmış ve özgürleştirilmiş Musul’u düşünerek mutlu olmanız bile mümkün. Tabii ki gerçeklerle değil sadece size gösterilenlerle yetiniyorsanız…