İHH Ankara Genel Koordinatörü Sinan, “Arakan katliamının bir benzeriyle Nepal’de karşılaşabiliriz. ‘Nepal’de Müslümanlar katlediliyor’ dendiğinde şaşırmamak lazım. ‘Nepal’de nüfusun yüzde 10’unu oluşturan Müslümanlar yok sayılarak, cami ve medrese açma hakları ellerinde alındı” uyarısında bulundu.

2006’da demokrasi ilan edilen Nepal’de Müslümanların yok sayıldığını ileri süren Sinan şunları söyledi:

“Bölge insanı Müslümanlar, çocuklarının kendi kültüründe ve inanışında yetişmesini istiyor. Bunun içinde cami, medrese gibi kurumlar oluşturmak istiyorlar. Fakat Nepal Hükümeti buna asla izin vermiyor.”İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı (İHH) Ankara Genel Koordinatörü Hanefi Sinan, Myanmar’daki Müslümanlara yönelik şiddetin bir benzerinin Nepal’de de yaşanabileceğini ileri sürerek, “Bugün gündemi sarsan Arakan hadisesinin bir benzeriyle bu ülkede karşılaşabiliriz. ‘Nepal’de Müslümanlar katlediliyor’ dendiğinde şaşırmamak lazım” dedi.

İHH Ankara Genel Koordinatörü Sinan, yaptığı açıklamada, Arakan’daki katliamların bir anda ortaya çıktığı düşüncesinin çok şaşırtıcı olduğunu ifade etti.

Dünya genelinde Müslümanlara yapılan zulümlerin çok anlık ve dar kapsamlı olduğunun devamlı güncellendiğini iddia eden Sinan, katliamların üzerinin bu yolla örtülmek istendiğini öne sürdü. Sinan, Arakan meselesinin 100 sene önce başlayarak daha büyük ölçekte sürdürüldüğünü, bu bölgedeki büyük travmayı çözecek adımların atılmasının bazı güçler tarafından engellendiğini söyledi. 26 milyon nüfuslu Nepal’de açıklanmasında sakınca görülen son verilere göre Müslümanların yüzde 10’unun oluşturduğuna dikkati çeken Sinan, “Nepal’de Müslümanlar azınlık olarak bile görülmüyor. Bu bölgede bundan sonraki süreçte yeni sorunlar çıkartacak ortamlarını varlığını hatırlatmak istiyorum. Yarın Arakan gibi Nepal’i, Bhutan ya da Tayland’ı da konuşabiliriz” diye konuştu.

Dünyanın her yerine henüz adı konmayan bir Batı zihniyetinin hakim olduğunu belirten Sinan, “Müslümanların bir araya gelerek topluluk olma çalışmaları gerçekleşirse bugün gündemi sarsan Arakan hadisesinin bir benzeriyle bu ülkede karşılaşabiliriz. ‘Nepal’de Müslümanlar katlediliyor’ dendiğinde şaşırmamak lazım” diye konuştu.

Sinan, dünyada Müslüman katliamının durması için İslam Konferansı Örgütü’nün tekrar caydırıcı güç haline getirilerek, adaleti sağlayacak organlara sahip olması gerekliliğini ifade etti.

“Sağlıklı tarım yapıldığında 10 tane Nepal’i doyurabilir”

Sinan, İHH’nın zulüm gören ülkelerdeki projelerin içeriği hakkında ise şunları söyledi:

“Biz katliam görenler için ‘ne yapabiliriz’ sorusunu 1990’lı yılların başından itibaren kendimize sormuştuk. İnsan hakları ve hizmet alanı çerçevesinde bölgeye yardım götürürken taşıma suyla değirmenin dönmeyeceğini de biliyorduk. Bölge halkının sorunları raporlayıp kamuoyuyla paylaşmak gerektiğinin farkında olarak faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Aynı zamanda onların sağlıklı yaşamalarını sağlayacak altyapıları da yönlendiriyoruz. Onlarda bu sürece çok çabuk adapte oldular. Aslında bu bölge linyit, demir, bakır yataklarının yanı sıra arayıp da bulunmayan su kaynaklarına sahip. Bu kaynaklar sağlıklı tarım yapıldığında 10 tane Nepal’i doyurabilir.

”Müslümanların cami ve medrese açması yasak”

Sinan, 2006’da demokrasi ilan edilen Nepal’de Müslümanların yok sayıldığını ileri sürerek, şöyle konuştu: “Benim kanaatime göre Müslümanların bir olarak yaşadıklarını fark eden her ülke bazı baskı ve müdahalelere başlıyor. Mesela Nepal’de cami yapamazsınız. Çünkü İslam dini o toplumda kabul edilmiyor. Ülkedeki inanç ve kültür konusu bu zihniyet üzerinden güncelleniyor. Bölge insanı Müslümanlar, çocuklarının kendi kültüründe ve inanışında yetişmesini istiyor. Bunun içinde cami, medrese gibi kurumlar oluşturmak istiyorlar. Fakat Nepal Hükümeti buna asla izin vermiyor.”

Yeni Akit