Neden IŞİD Değil de DAEŞ Diyoruz?
Yılbaşı gecesi gerçekleşen Ortaköy saldırısı sonrası bir arkadaşımla konuşurken konu yaşam tarzı meselesine ve birbirimizi neden anlamadığımıza geldi. Bir örnek verirken “Niye tüm dünya IŞİD'e IŞİD derken siz Daeş/Deaş diyorsunuz ki? Ne gerek var, niye bu ısrar?” deyince anlattım mevzunun arka planını. Şaşırdı kaldı; hatta “Bundan sonra Daeş'ten başka bir kelime kullanmayacağım” dedi, “Niye bunu anlatmıyorsunuz?” diye de kızdı. İnternet artık avucumuzun içinde, gerçekleri öğrenmek için birinin anlatmasına ihtiyaç yok zannediyoruz; ama 'Kirli Bilgi Çağı'nda doğru bilgiyi yaymak hiç de kolay olmuyor. Arkadaşım “Lütfen bu konuyu anlat” diye ısrar edince bir kez daha yazmak gerektiğini düşündüm. Zira bu ve bunun gibi o kadar çok konu var ki, aslından kopuk tartışmalar yürüttüğümüz, ayrıştığımız ama gerçeklerden uzaklaştığımız için acıklı derecede komik hale düştüğümüz.
Nasıl ki IŞİD, Türkçe'de 'Irak ve Şam İslam Devleti'nin baş harflerinden oluşan kısaltması ve Batı'da kullanılan ISIS kelimesi aynı ifadenin İngilizce kısaltmasıysa, Türkçe'de DAİŞ (Daeş/Deaş) olarak telaffuz ettiğimiz kelime de, Arapçası 'El Devle el İslamiye fil Irak ve'l Şam' olan aynı ifadenin Arapça kısaltmasının Latin alfabesiyle yazılışı. Arapça'daki söyleyişine en yakın hali olduğu için ben Daiş demeyi tercih ediyorum.
Daiş, 2013'te 'Irak ve Şam İslam Devleti' adını ilan ettiğinde, kendilerine kısaca 'Devle' yani 'Devlet' denmesini istiyordu. Daiş, zaten devlet kurma, devlet olma iddiasında idi ve bunu bu kısaltma ile zihinlere de yerleştirmek istiyordu. Ancak, Suriye'de Daiş'e boyun eğmekte inat eden aktivistler, 'Devle' yerine 'Daiş'i kullanmakta inat ediyordu. Terör örgütü, 'Daiş' kelimesinin kullanılmasının önüne geçemeyince bir duyuruyla bu kelimeyi toplumsal alanda zikredenlerin dilini kesmekle tehdit etti.
Daiş kelimesi, aynı zamanda Daiş'e direnenler tarafından Arapça'da söylenme şekli ve kulakta bıraktığı tını sebebiyle seçilmişti. Terör örgütü de aynı sebepten bu kısaltmanın kullanılmasından daha fazla nefret etmekteydi. Çok zengin bir dil olan Arapça'da Daiş kelimesinin söylenme şekli 'Ayakları altında ezen, zalim, despot, katil” gibi bir anlamı, 'pis bir hayvan', 'canavar', 'yaratık' adını çağrıştırıyordu. Suriye'de ve Irak'ta insanlar bu ifadeyi baskı altında ve işkenceyle karşı karşıya da olsalar, Daiş'i aşağılamak, onlarla alay etmek, gerçekte ne olduklarını yüzlerine vurmak için kullanmaya devam etti.
Hatırladığım kadarıyla, uluslararası alanda ilk kez 2014 yılındaki BM Genel Kurulu'nun 'Yabancı Savaşçılar' konulu özel oturumunun açılışında bazı dünya liderleri, Daiş'in kendisine Daiş denmesinden nefret ettiğini, bu yüzden kendilerinin de onları söylem olarak da rahatsız etmek için 'Daiş' ifadesini kullanacaklarını söyledi. Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry bu ifadeyi uluslararası alanda ilk zikredenlerdi. Eski Avustralya Başbakanı Tony Abbott 'Daiş' kelimesini kullanmaya devam edeceği yönünde özel bir açıklama da yaptı. Ama ne hikmetse, Batı tıpkı Daiş'le sahada mücadelede de, bugün gördüğümüz üzere, hiç de öyle iddia ettikleri gibi istikrarlı ve inatçı olmadıkları gibi, Daiş'e 'Daiş' demekte de ısrarcı olmadılar. Verdikleri sözleri unuttular gitti. Fırat Kalkanı Harekatı'na PKK koridoru oluşmasına engel olduğu için nasıl destek vermiyorsalar, El Bab'da nasıl yoksalar, Rakka operasyonunu nasıl aynı sebepten engellediyseler, Batılı liderler aynı şekilde Daiş'e de bile isteye Daiş demekten vazgeçti.
Daiş'e 'Daiş' diyerek onları söylem olarak da hedef tahtasına oturtmaya devam eden ve bu konuda inat eden bir tek Recep Tayyip Erdoğan oldu; bu inat sayesinde Türkiye'de Daiş/Deaş/Daeş gibi terör örgütünü rahatsız eden kelime Ak Parti'yi destekleyenler arasında yaygınlaştı ve yerleşti. Ancak buna da Türkiye'deki muhalefet ve Erdoğan muhalifleri karşı çıktı. Erdoğan'ın sırf içinde 'İslam' ifadesi var olduğu için Daiş'e 'IŞİD' demediğini söylendi. Bir terör örgütü nasıl ki kendisini 'devlet' ilan ettiği için ona 'Devlet' demiyorsak, kendisini 'halifelik' ilan ettiği için ona 'Halifelik' demiyorsak, kendisine 'İslam Devleti' dediği için de ona 'İslam Devleti' dememek de gayet normaldi. Ama İslamofobik çevrenin 'İslam' kelimesini Daiş gibi vahşi bir örgütten bahsederken kullanma iştahı ağır bastı. Daiş'e Daiş diyerek terör örgütünü çileden çıkarmak yerine, onu memnun edecek şekilde davranmaya, bazıları ise Erdoğan'a ve İslam'a saldırma arzusuyla Daiş'e IŞİD bile demekten vazgeçip 'İslam Devleti' demeyi tercih ederek onu onore etmeye devam etti.
Öte taraftan, Daiş'e sırf Erdoğan böyle diyor diye öyle hitap eden Ak Partili kesimin önde gelen isimleri ve bazı yazarlar da bu kelimenin neden kullanıldığının arka planını araştırmadı, sadece Erdoğan'ı tekrar etmekle yetindi. Araştıran, inceleyen, analiz eden, açıklama getirenlerin popüler olmadığı zamanlarda yaşadığımız için, bu tercihin nedenini dile getirenlerin sesi de sadece birkaç tweet'le, birkaç cümleyle sınırlı kaldı.
Zaman içinde bu mesele de, tıpkı Esed/Esad tartışması gibi asıl nedenlerinden kopuk bir şekilde toplumsal kamplaşmanın göstergelerinden biri haline geldi. Bunun gibi trajikomik yüzlerce tartışma var Türkiye'de kutuplaşmayı, kamplaşmayı tetiklemeye çalışan. IŞİD/Daiş tartışması, bilgiye ulaşmanın hiç olmadığı kadar kolay olduğu ama bilgisizliğin, cehaletin bazı odaklarca kasıtlı olarak artırıldığı bu dönemde, algıların nasıl yönlendirildiğine küçük, ama etkisi açısından oldukça büyük bir örnek. Daiş'in 'mürted' diye suçladığı, kendisine 'suikast' çağrıları yaptığı Erdoğan, Daiş'e destekle nasıl suçlandıysa, onlara hakaret olarak gördükleri bir tabirle hitap etmekte inat ettiği için de eleştirildi. Ve ne trajikomiktir ki, terör örgütünün kullananları dilini kesmekle tehdit ettiği hitap şekli 'Daiş', Türkiye'deki muhalif kesimlerde neredeyse 'IŞİDci' olmakla eşleşen bir algıya dönüştü.
Yeni Şafak
YAZIYA YORUM KAT