Neden hiçbir şey değişmiyor?
Lütfi Elvan’ın görevden alınması neyin göstergesi?
HAKSÖZ HABER
Bayır aşağı giden freni patlak arabanın akıbeti ne olacaktır? Bir yerlere çarpmak kaçınılmaz olmakla birlikte arabanın devrilip içindekilerin ağır bir şekilde yaralanması hatta hayatlarını kaybetmeleri işten bile değildir… Aracın gerekli kontrolleri yerine getirilmediği vakit frenlerinde yaşanacak sorunlar herhangi bir vakitte ortaya çıkabilir. İşiniz şansa kalmıştır artık!
Türkiye ekonomisi bayır aşağı giden freni patlak bir araba misali bir yerlere doğru gidiyor. Eğer ki bir kurumun işleyişinde sorun varsa ilk akla gelen o kurumun sorumlularından bunun hesabını sormaktır. Ancak hesap hep aynı kişilere soruluyorsa bir sorun var demektir!
Maliye bakanlarını görevden almak, Merkez Bankası yetkililerini sorumlu ilan etmek hiçbir şeye çare olmuyor. Toplum döviz kuru ve faiz meselesinde yapılmak istenilen şeyin ne olduğunu tartışmaya devam ediyor. Cari hükümet ise ekonomide attığı adımların izahını yapma ihtiyacı bile hissetmiyor.
10 Kasım 2020'de "görevden affını" isteyen Berat Albayrak’ın yerine Hazine ve Maliye Bakanı görevini üstlenen Lütfi Elvan da “görevden affını” isteyerek bakanlığı devretti. Kimin bakan olduğu ayrı bir tartışmayken bu yaşananlarda çok temel bir yaklaşım sorunu var.
20 Mart 2021 tarihinde “Rabbim hepimizin hakkında hayırlısını nasip eylesin” dedikten sonra Merkez Bankası Başkanlığı görevinden alınan Naci Ağbal’dan sonra da aynı şeyi yaşamıştık. Herkes “görevden affını” istiyor. İstifa etmek bile mümkün değil!
Ekonomi yönetimi sadece işin bir yönünü oluşturuyor. “Dedim oldu!” mantığıyla yapılan işler zaten bayır aşağı gitmekte olan süreci daha da hızlandırmaktan başka bir işe yaramıyor. Yaşananların sorumluluğunu bakanlara veya başkanlara atıp görev değişikliğine gidilmesi hiçbir şeyi değiştirmedi bu güne kadar. Hatta her şey daha kötü halde geldi.
Felsefe tarihinde çok meşhur bir metafor vardır: Mağaradan çıkma cesaretini göstermek! Platon’un mağaradakiler retoriğinde yüzleri mağaranın duvarına dönük olanlar kapıdan süzülen aydınlığın oluşturduğu gölgelere şahit olurlar. Bir zaman sonra gölgeleri gerçeğin ta kendisi sanma durumu ortaya çıkar!
Bu süreçlerin içinde olan hassasiyet sahibi insanların gölgelerde durmaktan vazgeçip mağaradan çıkma cesaretini göstermesi lazım! Aksi halde her gün daha fazla fakirleşen ülke gerçeği her şeyi tepetaklak edecek! Bugün acı gerçekleri haykırma cesaretini göstermeyen dostlar bu gidişle ilerde konuşacak yüze de sahip olmayacaklar!
Milyonları krize sürükleyen adımların tam olarak izah dahi edilmemesi lider merkezli yaklaşımın istişare, ehliyet ve liyakat bahislerini yok sayan sert tarzının bir sonucu. Yönetime bu tarz hakim olunca siyaset, hukuk ve ekonomi de bir bir problemler ortaya çıkmaya devam edecek! Cumhurbaşkanının önce sorumluluğu kendisinde görmesi ve hesabı ona göre sorması gerekiyor!
HABERE YORUM KAT