Ne yapalım, bir sonraki köpek saldırısı için sıramızı mı bekleyelim?
Amasız, kontrolsüz ve insafsız hayvan sevgisiyle; yöneticileri ve toplumu baskı altına almaya çalışanlar, 6 yaşındaki evladını başıboş köpeklerin saldırısıyla kaybetmiş anne-babaların içlerindeki yangını söndürsünler de görelim.
Ersin Çelik, Yeni Şafak gazetesindeki yazısında artan köpek saldırılarını yorumluyor:
Yazıyı yazarken, Türkiye’de son yıllarda artan köpek saldırılarına dair derli toplu bir arşiv var mı diye tarama yaptım ve bir detay dikkatimi çekti. Wikipedia’daki Türkiye’de köpek saldırılarına dair madde silinmiş. Son 15 yılda ülkemizde gerçekleşen ve kamuoyuna yansıyan köpek saldırıları bu başlık altında derlenmişti. Wikipedia başlığı uçurmuş. Nasıl olur dedim? Zira Wikipedia sanal dünyanın en bürokratik mecrasıdır. Bırakın bir maddeyi, içeriğindeki herhangi bir tanımı değiştirmek bile zor iştir. Devletler bile güç yetiremez. Kaos çıkar. Nitekim çıkmıştı da. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni, terör örgütü DEAŞ’a destek vermekle itham eden içerik kaldırılmayınca Wikipedia ülkemizde yıllarca erişilemez olmuştu.
Köpek saldırılarıyla ilgili maddeye şöyle bir not düşülmüş; “Bu sayfa hızlı silinmeye adaydır!” Gerekçe olarak da köpek saldırılarının ansiklopedik olmadığını sunuyor Wikipedia.
Toplumsal olayları, kamuya mal olmuş gelişmeleri, faili belli ya da meçhul cinayetleri, gazete manşetlerini, köşe yazıları üzerinden çıkan politik tartışmaları dahi arşivleyen dünyanın sanal b ilgi ansiklopedisi, Türkiye’de ölümlerle, ağrı yaralanmalarla ve travmalarla sonuçlanan köpek saldırılarını kayıtlara geçirmekten kaçınmış nedense. Bu hassasiyet sizce de garip değil mi? Ne yani, maddeyi okuyanlar, “bu başıboş köpekler de fazla oldu” diyerek hayvan düşmanı mı kesilecekler? Kesilmeyelim tabii ki de. Lakin başıboş hayvanlar üzerinden kurulan lobiye birileri artık dur desin. Bu konu içerik gizlenerek üzeri örtülemeyecek boyutlara ulaşmış durumda.
Türkiye’de son köpek saldırısı 22 Aralık günü Gaziantep’te yaşandı. Daha 4 yaşındaki Asiye’ye iki Pitbull cinsi köpek saldırdı. Asiye ağır yaralandı. Belki de bir daha göremeyecek. Yüz felci ihtimali var.
Fakat sarsıcı olayı, vahşeti konuşamıyoruz bile. Neden mi? Türkiye’deki “hayvan sevgisi lobisi” öyle bir tahakküm kurmuş ki sosyal hayatta ve tabii sosyal medyada… Baksanıza Wikipedia’ya bile madde sildirmişler. Kabul edelim bu lobininin bir gücü var. Şunu da gördük, sahipleri de besledikleri Pitbull kadar canavarlaşabiliyorlarmış . Baksanıza, tek evladı köpeklerin dişleri arasından çekilip alınan bir babayı en perişan haldeyken işinden kovdular.
Dönelim hayvan sevgisi lobisine… “Yahu başıboş köpekler minicik bir yavruyu parçalıyordu. Bu kaçıncı? Devlet bu vahşetlere artık dur desin. Birileri bir şeyler yapsın” diyeni perişan ediyorlar. İtiraz edeni; hayvan düşmanı, cani, insanlıktan nasibini almamış, merhametsiz, vicdansız ilan ediyorlar. Neymiş? ‘Tüm insanlar ölsün hayvanlar yaşasın’mış. Hoşt! Bu kadarı da fazla!
Artık devletin otoritesini sorgulatan, halkta korku ve paniğe sevk edip, dolayısıyla ‘yetkililer bu kadar çaresiz mi dedirten’ bir umutsuzluk havası da hakim. Şehrin ortasında oturan ama sabah namazında camiye gidemediğini söyleyen amcalar, çocuk parkında hatta okul bahçesinde saldırıya uğrayan küçücük çocuklar, sürü halinde gezen başıboş sokak köpeklerinden kaçmaya çalışırken araba altında kalanlar, evinin önünde servis beklerken saldırıya uğrayanlar.. Çoğu medyaya yansıyan binlerce kayıt var bu şekilde.
Wikipedia maddeyi silmiş ama Türkiye’de son 15 yıldaki köpek saldırılarında çok sayıda kişi hayatını kaybetti . Cümlesini kurmak, okumak, konuşmak kolay gelebilir. Lakin bu ülkenin çocukları sokaklardaki başıboş köpeklerin vahşice saldırıları sonucu ölüyor. Daha geçtiğimiz Mayıs ayında Van’da yaşayan 6 yaşındaki Ruken köpekler tarafından parçalanarak öldürüldü. Bir yıl önce Adana’da 60 yaşındaki Hatip Sayılgan da başıboş köpekler tarafından parçalandı. Yine 2020 yılının Ocak ayında Kayseri’de okuldan dönen 14 yaşındaki Mehmet de başıboş köpekler tarafından parçalanarak öldürüldü.
Köpeklerden kaçarken tankerin, kamyonun, otomobilin altında kalanlar var. Dereye düşüp boğulan, korkudan kalp krizi geçiren, düşüp yaralanıp iç kanamadan ölenler var. Canından olanlara kahroluyoruz. Amasız, kontrolsüz ve insafsız hayvan sevgisiyle; yöneticileri ve toplumu baskı altına almaya çalışanlar, 6 yaşındaki evladını başıboş köpeklerin saldırısıyla kaybetmiş anne-babaların içlerindeki yangını söndürsünler de görelim.
Gazeteci dostum Cüneyt Polat paylaştı, Türkiye’de son dört ayda 60’ın üzerinde köpek saldırısı yaşanmış. İnsanlar ya canından olmuş, ya da hayatlarının geri kalanlarını engelli bir şekilde devam edecekler. İnsan hayatının her şeyin üzerinde olduğunu anlatmaya çalışmak bile abes aslında. Diğer yandan kimse hayvanlara eziyet edilmesini de savunmuyor. Ama önlem alınmasını gerektiren bir sorun, bir tehdit var ve her geçen gün büyüyor. Barınakların şartlarının iyileştirilmesine itiraz eden mi var? Hayvan sahiplenmek isteyene ‘yok’ mu deniliyor? Zaten bir şartı da yok. Hobisi gelen bir hevesle köpek besliyor. Sonra da bakamayıp sokağa terk ediyorlar. Bu konuda söyleneyecek çok şey var. Hayatından olan, ağır yaralanan, korkunç bir travmanın içine düşen binlerce insana rağmen önlem alınmasın da hepimiz bir sonraki saldırı için sıramızı mı bekleyelim?
HABERE YORUM KAT