Ne Kadar Rahat Yalan Söylüyorlar!
FETÖ ifşaatı adı altında iktidara yakın medyada yazılan çizilenler sınır tanımayan bir yalan rüzgarına dönüşme yolunda! Bu tutumun geride sadece utanç bırakacağı görülmüyor mu?
Gülen örgütünün yalan ve iftirada sınır tanımayan bir yapı olduğuna kuşku yok. 15 Temmuz darbe girişimi öncesinde de kamuoyu bu yapıyı gizli dinleme, suç ihdas etme ve kumpas kurma türünden faaliyetlerle tanıyordu. İlginçtir bu yapıyla mücadele adına yürütülen faaliyetler de aynı hastalıklı tutumun izlerini taşımakta.
İktidara yakın medya organlarında akıl almaz haberler, ispatlanması imkansız iddialar, kimi zaman açıkça yalanlar, iftiralar boy geziyor. Adeta “FETÖ ile mücadele içinse koy sepete” mantığıyla hiçbir ölçü tanımaksızın her türlü saçmalık serdedilebiliyor.
Geçtiğimiz günlerde Star gazetesi manşetten “Ablalar kumpas doğuruyor” başlıklı bir ayıba imza attı. FETÖ soruşturmasında hastane kapılarında gözaltına alınan yeni doğum yapmış kadınların ajitasyon için çocuk doğurduğuna dair bir ‘haber’di bu! İddiaya göre sırf kamuoyunda iktidarı yıpratmak için bu kadınlar hamile kalıyor, sahte kimlikle dokuz ay dolaştıktan sonra tam doğum yapacakları sırada asli kimlikleriyle hastaneye yatıp doğum sonrasında gözaltına alınmalarını sağlıyorlarmış!
Bir annenin loğusa haliyle bu tür kirli oyunların içerisine girebileceğine, dünyaya yeni getirdiği bebeğini cezaevine taşıyabileceğine inanan garip bir mantık haber diye kin saçıyordu adeta! Ve elbette sorulması gereken asıl soru olan, bu annelerin suçunun ne olduğu ve neden böyle bir muameleye maruz kaldıkları ise ikinci planda kalıyordu elbette!
Benzeri gariplik birkaç gün önce Akit’teki köşesinde Nurettin Veren imzasıyla karşımıza çıktı. Bu eski FETÖ itirafçısı ve bilahare İşçi Partisi üyeliğinden Akit gazetesine taşınmış kişi “Jeopoltik evlilikler” başlıklı bir yazı kaleme aldı ve aynen şunları yazdı:
“Daha önceki yazılarımda FETÖ’nün planladığı jeopolitik evliliklerini anlatmıştım. Örgüt içerisindeki jeopolitik evlilikleri tek tek, isim isim, kimin kızı, kimin oğlu ile evlenecek şekilde planlayan FETÖ, aynı zamanda örgütün başındaki üst düzey işadamlarının, devletin içindeki örgütten olmasa da, önemli devlet adamlarının, oğullarını, kızlarını tespit ederek, belli yönlendirmeler ile ele geçirilecek hedefler gibi takibe alır, fişler dolaylı yollardan planladığı şekilde evlilikler yaptırarak, ailenin ele geçirilmesini sağlar.
Mesela Can Dündar’a MİT TIR’ları belgelerini kim vermişti? Tabii ki Enis Berberoğlu. Peki, Enis Berberoğlu’nun kızı kimdir? Ekrem Dumanlı’nın gelini. Bu gelin hanım Büyükada’da ne yaparken tutuklandı? Yabancı casuslarla provokasyon toplantısı yaparken. Yani örgütün içinde ve dışında kullanılabilecek elemanları, FETÖ hedefine girecek S 400 füzeleri gibi planlar ve yönlendirirken.”
Ne kadar rahat ifadeler, ne kadar kesin hükümler değil mi?
Oysa Enis Berberoğlu’nun kızı Dilara bekarmış. Adı geçen toplantıya katılmamış! Ekrem Dumanlı’nın ise tek bir oğlu varmış ve o da çocukmuş!
Kısacası, nereden baksan tutarsızlık, nereden baksan ahmakça!
Ama bu yalan dizisi sektirmeden, ara vermeden sürüp gitmekte. İftirada uzmanlaşmış bir yapıyla mücadele adına iftiradan medet umanların ortalığa saçtıkları kirin, pasın haddi hesabı yok. Sonuçta toplumun hassas adalet terazisi onulmaz yara alırken, gerçeklik algısı ise geri dönülmez bir şekilde tahrip olmakta!
HABERE YORUM KAT