1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. Ne kadar büyük ayıpmış!
Ne kadar büyük ayıpmış!

Ne kadar büyük ayıpmış!

Mete Yarar'ın, Ahmet Şara'nın açıkladığı yeni kabine listesinde Türkmen olmamasına yönelik eleştirisini Yeni Akit "tepki yağıyor" iddiası ile garip bir şekilde manşete taşıdı.

04 Nisan 2025 Cuma 17:42A+A-

HAKSÖZ-HABER

Türkiye’de iç dış her olaya milliyetçi mantıkla bakma gibi tuhaf ve akıldışı bir yaklaşım çok yaygın. Nitekim Suriye’deki gelişmelere ve sonrasındaki devrim sürecinde yaşananlara yönelik değerlendirmelerde de mezkur çarpık durum söz konusu. Eğer Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın politik tavrı etkili olmasaydı bugün Suriye Devrimi’nden yana gözükenler ortalıkta gözükmeyecekti. İki günde ‘devrimci’ kesilenler on üç yıldır uzak durdukları sürecin üstüne oturma kurnazlığı gösteriyorlar. Ahmet Şara’nın açıkladığı yeni hükümet listesinde de aynı tavrı görmek mümkün. Neticede sınırlı sayıda ismin yer aldığı kabinede neymiş, bir Türkmen yokmuş. Ne büyük gaflet!

Her konuda konuşmayı sevenler korosundan Mete Yarar’a göre bu durum Ahmet Şara’nın Türkmen nefretini gösteriyormuş. Oysa devrim onların sayesinde gerçekleşmiş. Şüphesiz devrim sürecinde birçok unsurun rolü, katkısı ve mücadelesi var. Ama bizim merak ettiğimiz Mete Yarar’ın bunu ne kadar bildiği. Öyle ya kendisinin Esed diktatörüne karşı verilen mücadeleyi yakından takip ettiğine biz şahit olmadık. Yarar’ın ifadelerini yeniakit sitesi de marifetmiş gibi “Ahmed El Şara'dan Türkiye'ye büyük ayıp! Tepki yağıyor: Böyle olmaz” başlığıyla manşet yapıyor. Şara Hükümetinin doğru ya da yanlış, adil ya da zalim icraatlara imza atması yerine Türk ya da Arap veya hangi etnik kökenden olduğuna bakmak gibi yanlış bir tavra imza atıyor.  

Milliyetçi Acziyet ile Direnişin İzzeti Arasında Suriye’yi Okumak

Suriye, yüz binlerce şehidin canıyla, yıkılmış şehirleriyle, parçalanmış aileleriyle çok ağır bedeller ödeyerek bugünlere gelmişken; bu zaferi bir etnik denge tartışmasına indirgemek, hem siyaseten sığ, hem de ahlaken sorumsuz bir tutumdur.

Türkmen kardeşlerimizin bu mücadeledeki yeri elbette büyüktür. Ancak Şara yönetimi, Türkmen mücahitlerin ve komutanların sahada gösterdiği kahramanlığı sadece sembolik düzeyde değil, doğrudan askeri bürokraside ve yönetim kadrolarında sorumluluk vererek takdir etmiştir. Bugün Türkmenlerin üst düzey askeri karar mekanizmalarında yer aldığı, birçok bölgede yerel inisiyatifleri yönettiği gerçeği göz ardı edilemez. Kabinede bir bakan olmaması, Türkmenlerin yönetimden dışlandığı anlamına gelmemekte; bilakis bu halkın direniş içindeki etkili varlığı farklı düzlemlerde güç kazanarak devam etmektedir.

Dar Milliyetçi Gözlüğüyle Suriye’yi Bakan Yarar 13 Yıldır Neredeydi?

Bu noktada, meseleyi yalnızca bir koltuk üzerinden değerlendiren Yeni Akit’in yayın dili ve Mete Yarar’ın sığ yorumları, yeni Suriye gerçeğini kavramaktan uzaktır. Mete Yarar’ın Suriye meselesine dair son 13 yıldır sunduğu söylemler, ne Suriye'deki İslami grupları tanıyan, ne oradaki sosyolojik yapıya nüfuz edebilen, ne de bu coğrafyanın dününü, bugününü ve yarınını kuşatabilecek bir bakış derinliğine sahip değildir. Olayları basit milliyetçi şablonlarla açıklamaya çalışması, Suriye gibi çok katmanlı bir trajediyi dar bir etnik zemine hapsetmektedir. Oysa bu mesele, saha bilgisi ve tarihsel derinlik isteyen ciddi bir idrakle ele alınmalıdır. 

Suriye'nin bugünkü durumu, salt siyasi mühendisliklerle değil; İslami direnişin, halk iradesinin ve şehadetle yoğrulmuş bir inancın neticesidir. Bu yolda, etnik kimlikler değil; ümmetin ortak bedeli, ortak duası ve ortak fedakârlığı belirleyici olmuştur. Türkmenler bu yapının omurgasından biridir, ama bu omurgayı sadece makam ve mevki üzerinden ölçmek, direnişin ruhuna ters düşer.

Sonuç olarak, Suriye’deki yeni hükümeti bir bakanlık dağılımı üzerinden değerlendirmek, Suriye Devriminin çileli yürüyüşünü ve ödenen ağır bedelleri hiçe saymaktır. Mete Yarar gibi isimlerin olaylara sığ, bilgisiz ve yüzeysel yaklaşımı, hakikati perdelemekte; Suriye halkının ve direnişinin saygınlığına gölge düşürmektedir.

 

HABERE YORUM KAT

15 Yorum