Ne istediğini bilmeyen Türkiye mi, Amerika ve Avrupa mı?
"Türkiye, Suriye’deki insani krizi derinleştiren, yıkımı kronikleştiren Amerika ve Rusya’ya karşı bu kez daha güçlü ve kararlı adımlar atıyor" diye yazan Kenan Alpay dünyada yaşananları değerlendiriyor.
Diplomasinin duayen isimlerinden emekli büyükelçi Yalım Eralp’i kocaman papyonları, rengârenk fötr şapkaları ve piposuyla olduğu kadar elinde dürbünüyle hemen önündeki sehpa üzerinde duran dünya küresine bakarken verdiği pozla hemen hepimiz biliriz. Eğitim, birikim ve tecrübe düzeyi oldukça yüksek bir isim olan Eralp’in ekranlardaki konuşma tarzı ve gazete köşelerindeki üslubu son derece basit nükte ve kıyaslarla doludur genellikle. Türkiye’nin bölgesel gelişmeler karşısındaki tutumunu Batı ama özellikle Amerika ve İsrail perspektifiyle değerlendirmekle maruf duayen büyükelçi Yalım Eralp’in İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya üyelik süreci bağlamındaki değerlendirmelerini okuyunca da tabi ki hiç şaşırmıyorsunuz. Çünkü “ilim ve sanat” olarak nitelediği diplomasiyi malum gerekçelerle Türkiye’yi Batı’ya daima teşne ve uydu pozisyonda değerlendirmeyi bir marifet sayıyor.