1. YAZARLAR

  2. Merve Şebnem Oruç

  3. NATO'nun gerillası
Merve Şebnem Oruç

Merve Şebnem Oruç

Yazarın Tüm Yazıları >

NATO'nun gerillası

02 Kasım 2014 Pazar 14:17A+A-

'Biliyorsun Suriye Kobani'de bir şehir...' diye cevap verdi ciddi bir ses tonuyla, geçen gün Suriyeli bir dostum, kendi doğduğu, büyüdüğü, yaşadığı ve özgürlüğü için savaştığı ülke, her gün Beşar Esad tarafından bombalanırken Kobani'nin dünyanın bir numaralı gündem maddesi olması konusunda ne düşündüğünü sorduğumda...

Espri yeteneğini yitirmemiş olması iyiydi. Herkesini ve her şeyini, hatta umudunu da kaybetmişti, espri yeteneği hariç. Suriye'daki insanlık dramının geldiği trajik noktayı, kendi uslubunca özetlemişti. Üstelik bir önceki akşam, Esad rejimi İdlib'de ve Hama'da Suriye içinde evlerinden olmuşların sığındığı kamplara varil bombaları atmışken.

Evet, rejim Çarşamba günü İdlib'in kuzeyine attığı varil bombalarıyla çoğunlukla çocuk ve sivillerin olduğu, savaştan kaçanların sığındığı bir kampı vurdu. Suriyeli aktivistlere göre 60 kadar insan öldü. İnternette videosu var. Aynı gün Hama'da, yine savaştan kaçan sivillerin sığındığı Abedin kampında 70 civarında insan, cesetleri tanınmayacak hale gelmiş şekilde bulundu. Bunun da internette görüntüleri var. Etrafa saçılan ceset parçalarının arasında koşuşturan insanlar 'Dünya niye bunu görmüyor?' diye haykırıyordu.

Aradığınız dünyaya şu anda ulaşılamıyor Suriye'nin masum ve mazlum halkı. Çünkü kendisi çok meşgul. Kendisi haritada nokta kadar bir yer tutan, uzun zaman önce içindeki tüm sivillerin şehri boşaltıp Türkiye'ye kaçtığı, Türkiye'den geçen peşmergenin ve Özgür Suriye Ordusu savaşçılarının kendisini kurtarmaya gittiği Kobani'ye ağlamakla meşgul. Dünyanın bir kısmı, 'seküler' görünümlü bir katilin, çok değil 3-5 yıl öncesinin 'nükleer-İslam' tehdidi İran'a sırtını dayayarak, çoluk-çocuk yüzbinlerce Sünni'yi öldürdüğü bir coğrafyada, şüphesiz ki bütünden ayrı bir önemi olmayan ve fakat bütün kadar önemli olan Kobani için, sadece ve sadece Kobani için küresel eylem çağrısı yapmanın ardındaki ajandayı görecek kadar konuya vakıf değil. Dünyanın bir diğer kısmı zaten bu ajandayı hazırlayıp servis etmek, kurgulayıp yürütmekle meşgul. Bizim de içinde olduğumuz diğer kısmı ise, maalesef kendi dışındaki dünyayı görmeye davet etmekle, başkalarından medet ummakla, Kobani'yi Stalingrad diye sunmaya uğraşanları insafa çağırmakla uğraşıyor.

Her iki taraftan toplamda 2 milyon civarında insanın savaşırken öldüğü Stalingrad'da Kızıl Ordu'nun, Nazi Almanyası'nın Altıncı Ordusu'nu yok ettiği o devasa savaşa benzetilen Kobani'de PYD, Ruslar gibi tek başına savaşmıyor oysa. Daha düne kadar 'emperyalistler' dedikleri Batılı güçler, kafa kesmenin bol bol uygulandığı, kadınların araç dahi kullanamadığı Suudi Arabistan ve diğer Körfez Ülkeleri'yle beraber yukarıdan bombalıyor Kobani'yi. Peşmerge yardıma yetişiyor, Suriyeli muhalifler yardıma yetişiyor. Ama çizilen tablo öyle değil. Stalingrad'da Hitler'le savaşmıştı Ruslar. Kobani'nin dışında Suriyeli muhalifler hem yeni yüzyılın Hitler'i Esad, hem de IŞİD'le savaşırken, vermekte oldukları kavgayı dünyaya 'modernizm yobazlığa karşı savaşıyor' reklamıyla aktarmaya çalışan ve Esad'a yan çıkmaktan da geri durmayan PYD propagandasına alet olmak için ölmüş meğer 1 milyon 120 bin insan.

İlginçtir, Suriye'den üç yıldan beri gelen, şehirlerin yok olduğunu fotoğraflara 'Filmden bu, gerçek değil' diyen, '200.000 insan öldü, milyonlarca insan evinden, yurdundan oldu. Ülkenin yarısı yardıma muhtaç hale düştü. Bombaların dışında kimyasal silah, işkence, tecavüz ve açlık sistematik şekilde Suriye'nin insanlarını öldürmek için kullanıldı' dediğinde, 'Emperyalistlerin oyunları, yalanları bunlar' diyenler, şu anda 'emperyal' dedikleriyle kol kola yürüyor. Daha düne kadar solculuk oynayan, komünistlik taslayanlar, 'Biji Obama' diye slogan atıyor. Türkiye tarihinin en ağır zulümlerinden birisini görmüş olan Kürtlere bu devletin asla değişmeyeceğini anlatarak çözümden, barıştan vazgeçmelerini salık verenler, o zulümlerin arkasındaki CHP'yle ittifak için 'devletin geleceğini düşünenler ve seküler güçler'i göreve çağırıyor.

Ayaklanma denediler olmadı, darbe denediler olmadı. Yine ayaklanma denediler olmadı, bir daha ayaklanma deneyecekler olmayacak. İstanbul elitlerini denediler olmadı, burjuvayı denediler olmadı, Alevileri denediler olmadı, Gülen Örgütü'nü kullanarak Müslümanları zorladılar olmadı, şimdi PKK/PYD'yle Kürtleri deniyorlar, o da olmayacak. Uğraştıllar didindiler çabaladılar, Türk askeri NATO'nun askeri olmadı, bu devlet kendi iradesini kayıtsız şartsız teslim edip NATO'nun şubesi olmadı ya bu kez, şantaj olarak, silah olarak, Kürdistan İşçi Partisi, yani PKK, NATO'nun gerillası olacak. Olacak ama bu da PKK'nin sonu olacak. Vogue gibi, Cosmopolitan gibi dergilere düşen hiç bir şey kalıcı değildir, tüketmek içindir. Az kaldı, bu hengamenin sonunda giden, kaybolan ve tükenen, bu oyuna gelen PKK olacak.

Yeni Şafak

YAZIYA YORUM KAT