1. YAZARLAR

  2. MUSTAFA ÖZCAN

  3. Nasıralı Hanan
MUSTAFA ÖZCAN

MUSTAFA ÖZCAN

Yazarın Tüm Yazıları >

Nasıralı Hanan

06 Temmuz 2010 Salı 10:16A+A-

Gemide Hıristiyan katılımcılar pek çoktu. Bunun yanında Mesih ile birlikte anılan şehir olan Nasıra’dan da katılımcılar vardı.
Bunlardan birisi de Hanan Zubi idi. Her ne kadar Mesih Aleyhisselam Beytüllahim ya da Nezaret doğumlu olsa da daima Nasıra ile birlikte anılmıştır. Nasıl ki Peygamberimiz Mekke doğumlu olsa da ismi Medine ile bütünleşmiş ve genel olarak Medineli olarak anılmıştır. Halbuki, orası göçtüğü şehirdir. Bir meşhur sözde ‘Hiçbir peygamber doğduğu şehirde peygamber olmaz’ denilmiştir. Hazreti İbrahim’den beri nebilerin sünneti böyledir. Hazreti İsa Nasıralı olması hasebiyle Hıristiyanlara da genelde Nasrani sıfatı verilmiştir. Belki bunun ikinci bir nedeni de Hazreti İsa’nın ‘men ensari ilallah’ diyerekten havarileri kendisine yardıma çağırması ve misyonuna davet etmesi ve bu daveti kabul edenlere de ‘yardım eden’ anlamında Nasrani denilmesidir. Mekke’den Medine’ye hicret edildiğinde Muhacirlere kucak açan şehir ahalisine de Ensar yani yardımcılar denilmiştir. Dolayısıyla Nasrani ile Ensar en azından kelime kökeni olarak aynıdır ve birbirini çağrıştırmaktadır. İşte Nasıralı Hanan da bizim gemideki Ensarlarımızdan birisi oldu ve bize kol kanat germeye çalıştı. Bizim kederimizle kederlendi ve sevincimizi paylaştı. Nasıralı Hanan ve İngiliz Sarah gibiler nedeniyle Hazreti İsa’nın nefhasının veya mesha veya lemsesinin yani kutlu nefesinin ve desteğinin bizimle olduğunu hissediyor ve buna inanıyorduk. Dolayısıyla gemide milletlerin ve bahusus Müslümanların ve Hıristiyanların kaynaşması İsrail’in temsil ettiği cepheye karşı yeni bir cephenin zuhurunu müjdeliyordu. Bu cephe, Mavi Marmara’daki gibi Müslümanların insiyatif aldığı ve Hıristiyanların da müzahir olduğu, katkıda bulunduğu cephenin mahiyeti ve adıdır.
¥
Knesset Milletvekili olması hasebiyle Hanan Zubi gemide pek çok zorluk çekmedi. Ama onun zorluğu inişinde yani karada başlıyordu. İsrailli vekiller ‘Ne işin vardı o terörist gemide’ diye çıkışmışlar ve hışımla üzerine çullanmışlar ve dokunulmazlığını kaldırmaya yeltenmişlerdi. Biz köpekbalıklarıyla gemide boğuşurken o ise siyasetin merkezinde yani Knesset’te boğuşuyordu. Kendisini köpek balıklarından kurtarmaya çalışıyordu. Hazreti İsa’nın (Aleyhisselam) Nasıralı hemşerisi Hanan’ın hayatı gerçekten de kayda değer bir hayat. Yahudiler Hazreti İsa ve annesine iftira ettikleri gibi Hanan’ın da bekarlığını ve hiç evlenmemesini dillerine dolamışlardı. Yani bu defa da yine bel altından vuruyorlardı. Gemi İsrail’in korsanlığını ortaya koyduğu gibi Knesset’teki kavga da İsrail’in bir başka iddiasını daha çürütmüştür. O da İsrail’in bölgede bir demokrasi vahası olduğu iddiasıdır. Bu iddia da ispata muhtaçtır. Hanan Zubi’nin maruz kaldığı muamele ise İsrail’in demokratlık iddiasının da decl yani aldatmaca olduğunu ortaya koymuştur. İsrail Deccal ve sistemini temsil ettiği için, temsil ettiği bütün değerler fake yani sahtedir. Demokrasi iddiası da böyle bir şeydir. İsrail her açıdan hilkat garibesidir ve Hanan Zubi’ye yapılan muamele de bu garabeti bir kez daha ortaya sermiştir. İsrail’in şom ağızlı Deccal çarpıkları, Hanan’ı ihanetle ve teröristlerle ahbablık kurmakla ve onlara yataklık yapmakla suçlamışlar. Keza Filistinli kökenine sadakat göstermekle itham etmişlerdir. Onların suçlamaları adeta Hanan için şeref levhası ve madalyası mesabesindedir. Bütün mefahirini ve övünç vesilelerini olumsuzluk olarak göstermeye gayret etmişlerdir.
¥
Arap kadın kahramanları gibi tarihe geniş kapısından girmiş bulunuyor. Leyla Halit, Cemile Buhayret, Sina Mahidli, Dilal Mağribi ve Süha Bişare bunlar arasındadır. Hanan Zubi, Knesset’te Filistinli Araplarla Yahudiler arasında eşit vatandaşlık tezini savunuyor. Nasıralı önemli bir ailenin çocuğudur. Babası avukat, annesi ise okul öğretmenidir. Kudüs İbrani Üniversitesi’nden mezun olmuştur. Basınla ilgili mastır tezi hazırlamış ve doktora çalışmasını da sürdürmektedir. Gazetecilikle alakalı bir merkezi vardır. Doktora çalışmalarına başladığında Knesset adayı olmuş ve seçilmiştir. 1948 sınırları içinde Filistinlileri temsil eden Demokratik Milli Birlik Partisi mensubu olarak milletvekili seçilmiştir. Mavi Marmara gemisiyle birlikte tarihe geçmiştir.

VAKİT

YAZIYA YORUM KAT