Nasıl bir "bahar" vaat ediliyor?
Ali Osman Aydın, muhalefetin ne vaat ettiğini analiz ediyor?
Ali Osman Aydın / Yeni Akit
Kimin “baharı” geliyor?
Kemal Kılıçdaroğlu şöyle söylemiş:
“Nükleer santral projelerini ve anlaşmalarını iptal edeceğiz.
Termik santralleri kapatacağız.
Kanal İstanbul’u iptal edeceğiz.“
Kılıçdaroğlu Sabiha Gökçen havaalanı için de, “Uçağın inmediği yere havaalanı yapan başka bir ülke gördünüz mü siz?” demişti.
Avrasya Tüneli, Marmaray, Yavuz Sultan Selim Köprüsü gibi büyük ölçekli projeler hakkında söylediklerini, yaptığı olumsuz propagandayı hatırlıyoruz. Kılıçdaroğlu Osmangazi Köprüsü hakkında inanılmaz, akla hayale gelmez bir karalama kampanyası yürütmüş, müteahhitleri paralarını ödememekle tehdit etmişti.
CHP İzmir Milletvekili Bedri Serter İstanbul İzmir otoyolu için, “3.5 saatte İstanbul’a gidebilmeniz mümkün değil.... 3.5 saat kandırmaca, bu tek adam iktidarının 17 yıldır dinlediğimiz hikayelerinden biridir.” demişti.
CHP’li Haluk Pekşen dünyanın en yoğunlarından biri olan İstanbul Havalimanını sadece kargo uçuşları için kullanacaklarını söylemişti. İstanbul Havalimanı Gezi olaylarının da gündemiydi ve Hükümete sunulan listede Yavuz Selim köprüsü ve İstanbul Havaalanı inşaatının durdurulması istenmişti.
İmamoğlu, Silahtarağa İleri Biyolojik Arıtma Tesisi Projesini iptal ederek “temel atmama” programı düzenlemişti gururla. Bu tesise ayrılan 1,5 katrilyonu “kamusal zarar” olarak nitelendirmiş, temel atmamasından dolayı “ağaç yapraklarının kendisini çılgınca alkışladığını” söylemişti.
CHP Şehir Hastanelerine, öğrencilere burs verilmesine, sınır ötesi terör operasyonlara, savunma sanayindeki gelişmelere de üstü kapalı ya da açık olarak itiraz etmiş, “hayır” demişti.
Mesela...
Yavuz Ağıralioğlu Baykar’ı ziyaret etmiş. Kızılelma’nın önünde Haluk ve Selçuk Bayraktar’la fotoğraf çektirmiş. Fotoğrafı şöyle bir notla paylaşmış : ”Bu gayretler azizdir! Millî savunma sanayimize taş üstüne taş koyan, tek bir çivi dahi çakan kim varsa kalbimiz, desteğimiz ve dualarımız onunladır. Ayaklarına taş değmesin. Var olsunlar...”
Doğru işi Yavuz Bey gibi takdir etmek, bu siyasi kültür ve ona ardışık basın için ne kadar zor! Bu ülke insanına hizmet edecek dev projeler, dev eserler, ileri teknolojiler ya da doğalgaz bulunması bile bu kesimlerde İmamoğlu’nun plastik “ibriği” kadar heyecan ya da takdir hissi uyandırmıyor!
Hükümetin yaptığı hiçbir eser yok ki, bu siyasi kültürün yalanıyla, iftirasıyla kirlenmesin!
İbriği methedenler ile teknolojik yatırımları “durdurmayı”, anlaşmaları “iptal” etmeyi, işleyen kurumları “kapatmayı” Türkiye’nin tüm güç unsurlarını yok etmeyi vadedenler, aynı kişiler. Sadece yıkmak ve iptal etmek üzerine kurulu bir siyasi yaklaşım, ideolojik nefretin, jakoben bir düşmanlığın ürünüdür.
Ancak bir müstemleke valisi bu kadar yıkıcı, hoyrat ve yasaklayıcı olabilir çünkü düşman topraklardadır!
Kılıçdaroğlu da ülkenin menfaatine, güvenliğine, kalkınmasına, geleceğine hizmet edecek her şeyi imha edeceğini söylüyor, mealen. Batı’ya yakınlaşacağımızı, Libya’da hiçbir işimizin olmadığını, Sınır ötesi operasyon yapılmayacağını, Selahattin Demirtaş’ın serbest bırakılacağını, nükleer santralin kapatılacağını söylüyor. Bizi güçlendirecek bütün enstrümanları elimizden alıp, zayıflatacak her şeyi güçlendirmeyi vadediyor.
O zaman kastettiğiniz kimin “baharı” olacak Kemal Bey, açıklayın lütfen!
Bizim olmayacağı kesin!
HABERE YORUM KAT