1. YAZARLAR

  2. Abdurrahman Dilipak

  3. Nasıl bir Atatürk isterdiniz?
Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Yazarın Tüm Yazıları >

Nasıl bir Atatürk isterdiniz?

15 Kasım 2011 Salı 10:53A+A-

Engin Ardıç, “Atatürk diktatör müydü?” şeklindeki bir sorunun yanlış olduğunu, doğru sorunun “Atatürk demokrat mıydı” şeklinde olması gerektiğini söylüyor..

İlk soruda diktatörlüğün tanımının doğru yapılması gerekiyor, ikincisinde demokrasinin..

Diktatörlük nedir? Buyurun size 3 tip diktatör. Mustafa Kemal diktatör mü, değil mi, eğer diktatörse hangi tipe girer ona siz karar verin. Kişi diktatörlüğü; devlet içinde tüm yetkileri kendi elinde tutup en üst düzeyde bulunan yöneticidir. Bu kişi aynı zamanda partisinin de mutlak lideri olup dışişleri bakanlığı ve orduda başkomutanlık yapabilir. Tek parti rejimi vardır. Bu tür diktatörlüklerde demokrasiden asla söz edilemez. Katı bir liderlik ilkesi vardır. Bu diktatörlük çeşidi daha çok faşizmde görülmüş olup bu diktatörlük çeşidinde en çok ünlenmiş olan kişi Adolf Hitler’dir.

(Buna Mussolini’yi de eklemek mümkün) Parti diktatörlüğü; devletin idaresinin ve her türlü yetkinin tek bir parti elinde bulunmasıdır. Tek parti rejimi vardır. Bu diktatörlük çeşidinde de demokrasiden söz edilemez. Partinin başında otoriter bir lider olabileceğinden kişi diktatörlüğüne benzeyebilir. Daha çok komünizmde görülmüştür. Bu rejimde en çok ünlenmiş kişi Josef Stalin’dir. Askerî diktatörlük; devlet idaresinin orduda bulunmasıdır. Bu tür yönetimlere cunta adı verilir. Siyasi partiler bulunmaz, bulunsa bile ordu kontrolünde varlığını sürdürür.

Askeri yönetimlerin başına geçmiş kişiler genellikle yönetime darbe yoluyla gelmiştir. Bu diktatörlük çeşidini uygulayan en ünlü kişilere Francisco Franco ve Muammer Kaddafi örnek verilebilir.

Bu tanımları Wikipedia’dan aldım..

Unutmadan söyleyeyim, Cumhuriyetin 10. Yıl albümünde görüşüne yer verilen, ortak ideallerden söz edilen tek lider Hitler’dir.. O dönem Kemalistlerinden Falih Rıfkı, Mussolini’nin terbiye diktatörlüğünden söz eder ve demokrasi cehenneminden kurtulmak için mücadeleye çağırır. Zira onlara göre “Türkiye’de demokrasi hoca ve mürteci saltanatı demektir.” “İktisatta liberalizm, Türkiye kapılarını tekrar ecnebi ve kilise finans ve ticaret soygunculuğuna açmak demektir.”

Bunu yazan adam, Mussolini’nin terbiye diktatörlüğü hayali ile “Anadolu yaylalarında, ayakları ile şaraplık üzüm ezen Normandiya köylülerini arayan” adamdır.. Falih Rıfkı’nın Eski Saat’ini okuyanlar bu satırları hatırlayacaklar.. Bizim “Yavru kurt”lar Romüs ve Romülüs’ten mülhem değil mi, “Dağbaşını duman almış” marşını söyleyerek yürüyüşe çıkan kara gömlekliler kimlerdi?

Hitler’in doğum günü partisine katılıp, ondan övgü ile söz eden, gazete manşetlerinde Gestapo şeflerine övgüler düzenler kimlerdi? Bizim “Cumhuriyet”çiler değil mi? Ya o Hitler bıyıkları neydi öyle!

CHP’liler bu diktatörlük tartışmasına girmeden keşke partilerinin yayınladığı Cumhuriyetin 10. ve 15. Yıl albümlerini bulup bir baksalar.. Öyle kızıp bağırıp çağırmaya gerek yok.. “Türk’ün yeni amentüsü”nü okuyun bir; belki sakinleşirsiniz. Olmadı Behçet Kemal’in “Yeni Mevlid”i sadrınıza şifa olur mu bilmem.. “Örümcekli kafa” hangi kafaymış bir bakın bakalım. “Ümmet Leşi” altında dün neler söylenmiş..

Herkes Atatürkçü olmak zorunda olunca, (ki vekiline, memuruna bağlılık andı içiriliyor, tek onların yönetme hakkı var) herkes de kendine göre bir Atatürk icad ediyor..

Şimdi dindar bir Atatürk gerekli.. CHP’li Atatürk “out” AK Parti Atatürk’ü “in”.

İsteyene Adnan hocanın Atatürk’ünden, isteyene Locanın Atatürk’ünden, isteyene Yaşar Nuri’nin Atatürk’ünden verebiliriz. Doğu Perinçek’in Atatürk’ünün pek alıcısı yok gibi.. Saadetçilerin Atatürk’ü yaşasaydı Milli Görüş’e verirdi oyunu zaten. Refik Baydur Atatürk’ün “Müslüman kimliği”ne vurgu yapan çalışmasıyla, aslında Müslümanların seveceği bir Atatürk tiplemesi üretmeye çalışıyor, ama artık çok geç. Sonuçta herkesin Atatürk’ü kendine!

Yıllar önce soran sordu; “Hangi Atatürk” diye. Nadi de artık “Ben Atatürkçü değilim” diye kitap yazdığına göre bu iş bitmiştir..

Askerlerin Atatürk’ü artık iş yapmıyor. CHP’nin Atatürk’ü de öyle.. MHP’nin Atatürk’ü nasıl bir Atatürk pek bilinmiyor.. Sonuçta herkes Atatürkçü bu memlekette. Hâlâ çocuklara mecburen and içiriliyor.. Ama kimsenin Atatürk ilke ve inkılablarını önemsediği yok.. “6 oku say” desen çoğu CHP’liler bile bir çırpıda sayamaz.. Meclis’te icabında en hayati yasalar bile gerekçesiz olarak gündeme alınıp, müzakeresiz olarak oy birliği ile kabul edilecekti. Çünki aksi halde muhtemeldir bazı kelleler gidebilir diye Meclis kürsüsünden uyarı yapılan bir Meclis’ten söz ediyoruz..

Dersimlilerin, Arap asıllı Nuseyri Hataylıların Atatürkçülüğünden ne çıkar Allah aşkına! O tenkil, tedip, tehcir politikaları, daha sonraki varlık vergisi rezaleti neydi?

Cumhuriyetin “Tek Adam”ı olur mu? Tek partide adayları tek adam belirleyecek. Parti üyeleri oy kullanacak o da, açık oy gizli tasnif yöntemi ile, bunun adı da demokrasi, cumhuriyet olacak. Mahkemelerde kanuna uygun karar verilmeyecek, verilen kararın kanun sayıldığı bir uygulama olacak. Savcısız, avukatsız, temyizi olmayan mahkemeler kuracaksınız… Bunun adı ne olur?

Selâm ve dua ile..

YENİ AKİT

YAZIYA YORUM KAT