Mütecaviz Kimseler Cezasız Kalmasın!
Bilgi ve Düşünce Derneği, Bingöl'de 5 uzman çavuşun karıştığı tecavüz vakası hakkında bir açıklama yaptı.
Bingöl’deki tecavüz olayıyla ilgili bir basın bildirisi yayınlayan Bilgi ve Düşünce Derneği Başkanı Dr. Mustafa Yılmaz, olayın müsebbipleri hakkında yargının verdiği kararı eleştirdi. İğrenç olayla ilgili adaletin gerçekleşmesi için bir an önce yetkilileri göreve çağıran Yılmaz, adaletten, vahiyden, merhametten uzak yetiştirilen nesillerin nasıl canavarca bir ruh haline bürünerek mütecaviz bir yaratık haline geleceği gerçeğine de dikkat çekti.
Yılmaz, üzerimize düşen görevin, nesilleri ifsad eden bu çürümüşlüğe karşı durmak ve salih nesiller yetiştirmek için uğraşmak olduğunun altını çizdi.
Açıklamanın tam metni:
Mütecaviz Kimseler Cezasız Kalmasın
Bingöl’de yaşanan çirkin ve aşağılık tecavüz olayı herkesi derinden üzmüş ve öfkelendirmiştir. Şehrimizde görev yapan, komşularımız olarak bizimle aynı apartmanları paylaşan bu işin faili kimseler aşağılık eylemleri ile insanlıktan ne kadar çıktıklarını göstermişlerdir.
1997 doğumlu E.A isimli bir kız çocuğu 25 Mayıs tarihinde Bingöl Cumhuriyet Başsavcılığı'na verdiği ifadede, henüz 14 yaşında iken askeri görevli Y.A. tarafından kandırılıp cinsel istismara uğradığını, 2011 ve 2013 yılları arasında Y. A.’ın arkadaşları, İ. Y, M. T, M. K. ve S. K. ile H. adlı askerler tarafından defalarca cinsel istismar ve tecavüze uğradığını söylemiştir. Başvurudan sonra açılan soruşturma kapsamında tutuklanan 5 uzman çavuş, bir üst mahkemeye yapılan itiraz sonucu tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştır. Savcılık dosya üzerinde gizlilik kararı koydurmuştur.
Bu menfur olayda zanlıların serbest bırakılmaları toplumda derin bir infiale sebep olmuştur. Öteden beri birçok davada gördüğümüz kamu görevlilerinin hukuk önünde ayrıcalıklı konumda tutulmaları hafızalardaki yerini korumaktadır. Bu olayda da benzer bir tutumun sergilenmemesi, adli yargının tutuksuz yargılanmasına karar verdiği zanlılar delillerin karartılması ihtimali ve toplumsal vicdanın duyarlılığı açısından gözaltına alınmalı ve tutuklu olarak yargılanmalıdırlar. İdari yönden ise bağlı bulundukları kurumlarda soruşturmaları derhal başlatılmalı ve sonuçlanana kadar görevlerinden el çektirilmeli ve açığa alınmalıdırlar.
Bu hadisede bir kız çocuğunun kandırılarak taciz ve tecavüze mağdur kalması herhangi bir gerekçe ile mazeretlendirilemez. Ülkenin dış düşmana karşı savunmasında görev almak için namus ve şerefleri üzerine yemin eden bu memurların ülke evlatlarına karşı ve topluca işledikleri bu mütecaviz eylem cezasız kalmamalıdır. Caydırıcı bir cezanın uygulanması ile bu işin tekrarlanmasının önü kesilmelidir. İnsanlık dışı bu mütecaviz eylem hızlı bir şekilde sorgulanarak sonlandırılmalı ve toplumun vicdanı rahatlatılmalıdır.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı da olayın takipçisi olmalı ve daha önce yaşanan ve sonuçta bu gibi suçları işleyen çeşitli kamu görevlilerinin korunduğu dava süreçlerinin tekrar yaşanmasına müsaade edilememelidir. Yargı mekanizması ise olayla ilgili ikna edici açıklama yapmalıdırlar.
Bu vesile ile tekraren vurgulamakta fayda gördüğümüz husus ise; adaletten, vahiyden, merhametten uzak yetiştirilen nesillerin nasıl canavarca bir ruh haline bürünerek mütecaviz bir yaratık haline geleceği gerçeğidir. Bu anlamda Bingöllü bütün hemşerilerimize, sivil toplum örgütlerine düşen görev nesilleri ifsad eden bu çürümüşlüğe karşı durmak ve salih nesiller yetiştirmek için uğraşmak olmalıdır. Ailelerimiz çocuklarını sokağa ve okula teslim ederek aslında nasıl bir güvensizliğe terk ettiklerinin farkında olmalıdır. Nesillerimizi korumak ve kollamak bizim en önemli görevimiz olmalıdır. Batıcı ulus devlet paradigması ahlakı, erdemi, kişiliği, imanı yok edilmiş nesiller yetiştirmiştir. Bunlar ulusalcı laik Kemalizm’in yarattığı canavarlara dönüşüyorlar.
Bunlarla beraber sıcak bir şekilde yaşadığımız Taksim Gezi Parkı eylemlerinde ortaya çıkan darbeci, ulusalcı ve sol ağırlıklı, uluslararası finans kapital destekli provokasyon hala gündemdeyken dikkatli olunmalı ve Bingöl’ümüzde yaşanan bu alçakça eylemin manipüle edilmesine karşı uyanık olunmalıdır.
Bu düşüncelerle menfur olayı şiddetle lanetliyor ve adaletin gecikmesinin adaletin buharlaşması olduğuna olan inancımızı yeniliyoruz. Bu olayı gerçekleştiren ahlak, onur, şeref ve iman yoksunu insanlar cezasız kalamamalıdır. Çünkü bir insanın namusuna saldırı aslında topluma, ahlaka ve onura saldırıdır.
Bilgi ve Düşünce Derneği Başkanı
Dr. Mustafa YILMAZ
HABERE YORUM KAT