Mustafa Kükçe'nin Yaşam Hakkına Sıfır Tolerans
Gözaltı süreci sonunda ayakta duramayacak haldeyken cezaevine konulan Mustafa Kükçe'nin ölümüyle ilgili yargılanan yedi polisin beraati istendi. Ancak yargı süreci çelişkilerle dolu.
Ümraniye'de, hırsızlık yaptığı iddiasıyla gözaltına alınan Mustafa Kükçe'nin üç karakol gezdirildikten sonra konulduğu cezaevinde ölümüyle ilgili davada savcılık, sanık yedi polisin beraatini istedi. Gerekçe: "Ölüm yüksekten düşmeyle doğru orantılı gerçekleşmiştir!" Karar bu yönde olsa da sanık polislerin davasıyla ilgili akılda pek çok şaibe kaldı:
Kükçe, 14 Haziran 2007'de hırsızlık iddiasıyla gözaltına alınmıştı. Radikal'e haber olan üç yıllık soruşturma süreci şöyleydi:
* Ümraniye Şehit Sevgican Polis Merkezi'ne, ardından da Dudullu Şehit İsmail Akkoyun Polis Merkezi'ne götürüldü. Ertesi gün Çakmak Polis Merkezi'nden gelen çalıntı ihbarı üzerine bu karakola gönderildi. Polise göre araçtan inerken baygınlık geçirip yere düştü. O içerdeyken, ailesi karakol önündeydi.
* Saat 16.40'ta Ümraniye Devlet Hastanesi'ne götürüldü. Polisin iddiasına göre Kükçe, araçtan inmeye direnmiş, kendisini yere atıp yerde uzanmıştı. Muayenesinde, morluk ve şişlikler saptandı.
Polis 'Gözetim izni aldık' derken, Polis Merkez Amirliği'nin savcılığa gönderdiği bir rapora göre, gözaltı kaydı bulunmuyordu. Yani, 'kayıtdışı gözaltı' uygulanmıştı.
*"Nezarethanedeki kameranın kayıtlarını gönderin" talebineyse "Kameramız arızalı" yanıtı verildi.
'Köpek ölüsü gibi...'
* Kükçe, o akşam Ümraniye Adliyesi'ne götürülürken, ailesi adliye önünde toplandı. Ali Yılmaz'a göre Kükçe, dört polisin kolları arasında savcılığa çıkarıldı. Yılmaz, "Yürüyemiyordu. Çok kötü görünüyordu. Köpek ölüsü gibi sürüdüler" diyordu.
* Kükçe, savcı Faruk Sarıoğlu'nun karşısındayken yanında avukat Abdulaziz Levent vardı. Avukat Levent, Kükçe'yi sağlıklı görmemişti: "Ayakta duramıyordu."
* Savcı Sarıoğlu'nun talebiyle Kükçe tutuklandı. Ümraniye Cezaevi Başmemuru Binali Karadağ da cezaevine geldiğinde Kükçe'nin ayakta duramadığını fark etmişti.
* Ertesi sabah, 16 Haziran'da sayıma kalkamayınca Haydarpaşa Numune Hastanesi'ne götürüldüyse de artık çok gecikilmişti.
* Cesedi ilk gören Ali Yılmaz Kükçe'nin bedeninde çok sayıda yara olduğunu anlattı ve "Hayalarından biri patlamıştı" dedi.
* Ailesi, avukatları Eren Keskin aracılığıyla şikâyetçi oldu. Ölümü soruşturmakla görevlendirilen savcı, Kükçe'ye ayakta duramadığı halde tutuklanmasını talep eden savcı Faruk Sarıoğlu'ydu.
* Yedi polise, 'işkence, işkence sonucu ölüme neden olma ve görevi kötüye kullanmak'tan soruşturma açıldı. Dosya, 12 Aralık 2007'de Adli Tıp'a gönderildi. Dosya, 10 ay bekledi.
* Raporda ölümün 'Daha ziyade yüksekten düşmekle uyumlu' olduğu ve 'ölüme yol açan travmanın 2-5 gün öncesinde gerçekleştiği saptamasından' yola çıkan savcı, olayın gözaltıdan önce meydana geldiğini savundu.
Polislere 'takipsizlik' verildi.
* Ailesi Kadıköy 3. Ağır Ceza Mahkemesi'ne 8 Ocak 2009'da itiraz etti.
* Mahkeme, 16 Şubat'ta 'şüphe bulunduğu' için polislerin yargılanmasını istedi.
* Üsküdar Başsavcısı Ekrem Türkoğlu, 'zor kullanma yetkisine ilişkin sınırın aşılarak, kamu görevlisinin ölüme sebebiyet verecek şekilde kasten yaralama' suçundan dava açtı. Polislerin 16 yıla kadar hapis istemiyle yargılanmasının önü açıldı.
* 26 Temmuz 2010'daki dördüncü duruşmada Savcı tüm polislerin beraatini istedi. Gerekçe şöyleydi: "Kafasına doğrudan vurulduğuna dair bir bulgu olmadığı, ölümün yüksekten düşmeyle doğru orantılı olduğu..."
(İsmail Saymaz / Radikal)
HABERE YORUM KAT