Mustafa Demirkan’a “Reisül-Kurra” unvanının verilmesi Kemalistleri çok öfkelendirmiş!
Mustafa Demirkan’a yönelik bitmek bilmeyen nefret ne anlama geliyor?
HAKSÖZ HABER
Mustafa Demirkan Hoca geçen mayıs ayında Ayasofya Camii'nde düzenlenen icazet töreninde okuduğu dua sebebiyle hedef tahtasına oturtuldu. Demirkıran duasında şunları dile getirmişti: Bu (Ayasofya) ve bu gibi mabedlerin mabed olarak kalması için inşa edilmiştir. Öyle bir zaman geldi ki bir asır gibi bir zaman içinde bu mabed-i şeriften ezan-ı Muhammediye, namaz her şey yasak olarak müze haline çevrildi. (Demirkan Hoca Bakara Suresi 114. ayeti okuduktan sonra) Onlardan daha zalim, daha kafir kim olabilir... Yarabbi bir daha o zihniyeti bu ümmetin başına gelmesini mukadder buyurma Ya Rab!
Bu duanın ardından başlayan tartışmalarda sol-Kemalist yayın organları ve STK’lar Mustafa Demirkıran’a sistematik bir saldırı başlattılar. Hakkında suç duyurusu başvurusunda da bulunan Demirkan emekli olduğu için bir yaptırıma uğratılamadı.
Geçtiğimiz günlerde gerçekleştirilen bir icazet törenin Mustafa Demirkan’ın “Reisül-Kurra” olarak takdim edilmesinden anlaşıldığı kadarıyla Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş tarafından Ahmed Arslanlar’ın vefatından boşalan makama Mustafa Demirkıran getirildi. Kurra hafızlarının başı unvanına Mustafa Demirkan’ın layık görülmesi ise sol-Kemalistleri çılgına çevirdi.
Kemalistlerin bakış açısına göre Mustafa Demirkan Türkiye’yi terk etmeli, terk etmiyorsa da bedeline katlanmalıydı. Tüm bunlar bir yana görev sahiplerinin onu bir unvanla taltif etmeleri, kendilerini ülkenin sahibi olarak gören ulusalcı kesim için yenilir yutulur bir şey değil tabi ki!
Allah’ın ayetlerini hatırlattığı için bir insanı hedef göstermekten utanmayanlara ne anlatabilirsiniz ki?
HABERE YORUM KAT