Memur-sen Muş şubesinde bir araya gelen sivil toplum örgütleri aşağıdaki basın açıklamasını yaptılar.

Basın açıklamasının tam metni:

Bugün bu açıklamayı Mısır’da Firavunist çetelerinin kurduğu kukla mahkemenin 12 idam kararını lanetlemek ve protesto etmek için yapıyoruz. Zalimliğine her geçen bir yenisini katan cuntacı Sisi’nin mahkemelerinden yine bir idam kararı çıktı. Darbeden bu yana cezaevinde ya da idam sehpalarında hakka yürüyen bir çok ihvan mensubu kardeşlerimiz oldu ve bu kararla bu sayı maalesef artarak devam ediyor. Aralarında Mısır devriminin sembol isimlerinden birisi olan şehit Esma Biltaci’nin babası İhvan Genel Sekreteri Muhammed el-Biltaci ile Müslüman Kardeşler liderlerinden Safvet Hicazi’nin de olduğu 12 kişi hakkında daha önce verilen idam cezasını onandı.

İşkenceler ve ağır cezaevi koşullarına rağmen iradesi çözülemeyen ihvan-ı müslimin hareketini idamlarla terbiye etmeye ve hadımlaştırmaya çalışan Sisi yönetiminin kurduğu mahkemeler Türkiye’de daha önce yaşanan Yassıada ve 12 Eylül mahkemeleri gibi tamamen askeri ve siyasi erkin emrinde olan ve  sadece bir prosedürü yerine getirmek için sahnelenen kara mizah örneği tiyatral sahnelerdir.

Mısır İslami hareketi kurulduğu 1928’den bu yana sürekli sıcak imtihanlarla yüzyüze gelmiş ancak bu çetin zaman dilimlerinden her zaman alnının akıyla çıkmıştır. Bunun yegane nedeni imanı, olaylar karşısındaki ilkesel tutumu ve şehadet arzusudur.

Bugün İhvan hareketi Arap Baharı olarak nitelendirilen Müslüman halkların zalim yöneticilere başkaldırısını büyük bir basiretle yönetmiş, Mısır’da ilk demokratik seçimlere girerek oyların yaklaşık %52’sini alarak ilk seçilmiş cumhurbaşkanı Muhammed Mursi (r.a) liderliğinde iktidara gelmiş ancak emperyalist ve işbirlikçi yerel yöneticilerin provokasyonları ve nihayetinde darbe süreciyle hükümet düşürülmüştür. Türkiye’de benzerilerini yaşadığımız darbe süreçleri bir ülkenin ve onun üretken ve öncü insanlarının geleceğini ve ümmetin kalkınmasını engelleyen en kesif zamanlardır.

Mısır halkı ve ülkesiyle bugün en değerli insanlarını kaybederken aynı zamanda limanları, ticareti ve verimli toprakları, ekonomisini elinde bulunduran generallere ve onların yönetiminde bulunduğu uluslararası batılı şirketlere peşkeş ediliyor. Aynı zamanda başını emperyalist ülkelerin çektiği silah tüccarlarının da pazarı haline dönüşüyor.

Mısır Kur’an’da bahsedilen Firavun ve zalim yönetimine binlerce yıl önce şahit olmuş bir ülkedir. Bununla beraber Yusuf(a) ‘dan başlayarak Musa (a)’a kadar devam eden salih insanlara da şahitlik etmiştir. Biz inanıyoruz ki Bugün devam eden kukla sisi firavuni yönetimi de kardeşlerimizin şehadet şehadet yükselttikleri direnişlerine karşı yakın bir zamanda “Allah’ın yardımı”yla diz çökecektir. Ancak bu sonuca ulaşmak için tek koşul tüm müslümanların Allah’ın kitabına topyekün sarılarak ellerinden gelen gayreti göstermeleridir.

Ulusal ve Uluslararası tüm medya ve haber kanallarına sesleniyoruz. Bu idamlara karşı itirazlarınızı yükseltin, mensubu olduğunuz hükümetlere taleplerinizi iletin ve onları sıkıştırın. Bu idamlar gerçekleştiğinde yakından uzağa herkes bunun sorumluluğunun ve vebalinin altına girecektir. Asgari hukuk kuralları bile işletilse idam sehpasına götürülecek insanlar Sisi gibi zavallı darbeciler olacaktır. Bu süreçlerin işletilmesi için gazeteciler, hukukçular, insan hakları örgütleri ellerinden geleni yapmak zorundadır.

 Biz Muş Memur-sen, İHH ve Özgür-der olarak her türlü zulmün karşısında ve dinine, diline ve rengine bakmaksızın tüm mazlumların yanında olma şiarıyla bu hukuksuz kararları kınıyoruz. Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve tüm liderlere sesleniyoruz. Bu hatadan dönülmesi için lütfen Mısır yönetimini uyarın.

Basın açıklamamız burada bitmiştir. Katılım gösteren tüm basın mensuplarına teşekkür ederiz.

Memursen Muş Şubesi, Muş İHH, Özgürder Muş temsilciliği