1. YAZARLAR

  2. Hilal Kaplan

  3. Müslümanların ‘vicdan’ları ile imtihanı
Hilal Kaplan

Hilal Kaplan

Yazarın Tüm Yazıları >

Müslümanların ‘vicdan’ları ile imtihanı

30 Aralık 2009 Çarşamba 07:07A+A-

Tanzimat Fermanı ile başlayan “zorunlu askerlik” maceramız günümüzde de erkek vatandaşların hayatına müdahil olmaya devam ediyor. Zorunlu askerlik uygulamasının olduğu ülkelerde bir kişinin ahlaki, politik veya dinî görüşleri sebebiyle askere gitmeyi reddetmesine “vicdani ret” deniyor. Vicdani ret hakkı, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu ve Avrupa Parlamentosu tarafından temel insani hak olarak kabul edilmesine rağmen hâlen Türkiye’de tanınmıyor. Üstelik vicdani reddini beyan edenler ve onları destekleyenlere de işkenceden para cezasına kadar türlü yıldırma metotları uygulanıyor.

Enver Aydemir, daha önceki vicdani retçilerden farklı olarak dinî inançları sebebiyle asker olmayı reddeden bir Müslüman. Malumunuz Alevilerin haklı olarak şikâyet ettikleri zorunlu din dersleri uygulamasından, başörtülü kadınların eğitim ve iş hayatından dışlanmasına kadar pek çok keyfî tasarrufu beraberinde getiren bir anlayış olan otoriter laikliğin teminatı olduklarını her seferinde vurgulayan bir ordumuz var. Enver Bey de bu otoriter laikliğin pratiklerini birebir müşahede edip dinen bu orduda askerlik yapmayı doğru bulmadığını söyleyerek vicdani reddini açıkladı.

Enver Bey’in vicdani retçi tavrından dolayı maruz kaldığı olaylar zinciri ise şöyle gerçekleşiyor: Kendisi 24 Temmuz 2007’de zorla askerlik yaptırılmak üzere evinden alınıp Bilecik Jandarma Er Eğitim Tugayı’na getiriliyor. İlk ‘içeri’ alındığında üniforma giymeyi reddediyor fakat 10 asker tarafından zor kullanılarak üniforma giydiriliyor. Ailesi Bilecik’e ziyarete geldiğinde ise annesi ve eşine başörtülerini ‘kelebek’ diye tabir edilen biçimde örtmeleri ‘emrediliyor’! Emre uyduklarında ise bu sefer de pardösülerini çıkarmaları ‘emrediliyor’! Pardösülerini çıkarmayı reddettikleri için de Enver Bey ile görüştürülmüyorlar. Enver Bey görüşebildiği babasına ağır psikolojik baskı ve linç tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu iletiyor.

Annesi ve eşinin maruz kaldığı uygulamanın ardından bu cesur Müslüman adam aşağıdaki metinle vicdani reddini kamuoyuna beyan ediyor:


“Ben Enver Aydemir, 24.07.2007 tarihinde zorla askerlik yaptırılmak üzere evimden alınarak Bilecik Jandarma Er Eğitim Tugayı’na getirildim. Burada, beni oraya getiren yetkililere, TSK Seçkinlerinin laik değerlere dayanarak dini inançlarıma karşı hasmane duygular beslediğini bu yüzden laik bir ülkede askerlik yapmayacağımı ve böyle bir düzenin asla ve asla bir neferi olmayacağımı beyan ettim.

Bilecik’te kaldığım süre içerisinde bu yaklaşımımın ne kadar doğru bir yaklaşım olduğunu, iki gün sonra beni görmeye gelen annemin ve eşimin başörtülü olması gerekçe gösterilerek nizamiye kapısından geri döndürüldüğünde daha iyi anladım. Hayattaki en önemli değeri inançları olan birisi olarak, özellikle TSK Seçkinlerinin İslami değerlere karşı gösterdiği tutumu kabul etmem mümkün değildir. Müslümanların en temel inançlarını bile bu kadar açık bir şekilde tahkir eden bir kurumda benim yer almam söz konusu olamaz. (…)”


Vicdani ret beyanını takip eden günlerde Eskişehir 1. Taktik Hava Kuvvetleri Komutanlığı Askerî Cezaevi’ne konuyor. Nizamiyede yine işkence ve kötü muameleye maruz kalıyor. Hatta linç teşebbüsünde bulunuluyor. Burada da karısı ve annesi inançlarına göre giyindikleri için Enver Bey’i göremiyor.

İlerleyen günlerde Eskişehir Askerî Mahkemesi’nde yapılan ikinci duruşmada, Enver Bey mevcutsuz olarak birliğine teslim olması istenerek tahliye ediliyor. Ancak tahliyesinin ardından yılmayıp vicdani reddini sürdüreceğini açıklıyor.

Geçtiğimiz hafta ise Kabataş Vapur İskelesi’nde polis tarafından yapılan GBT incelemesi sonucunda Enver Bey ne yazık ki yine gözaltına alındı. Önce Doğancılar Karakolu’na sonra da Askerî İnzibat Karakolu’na götürüldü. Akşam vakti çıkarıldığı askerî mahkeme tarafından da tutuklanarak Maltepe Askerî Cezaevi’ne gönderildi. Burada yine üniforma giymeyi reddettiği için elbisesiz olarak soğuk bir odada tutuldu. Kendisini ziyaret eden avukatı, Enver Bey’in vücudundaki darp izlerinden dolayı işkenceye maruz kaldığına dair tutanak tuttu. Hâlen GATA Askerî Hastanesi’nde bulunan Enver Bey, maruz kaldığı bu insanlık dışı uygulamalar sebebiyle neredeyse bir haftadır açlık grevinde...

Uğradığı türlü zulme rağmen Enver Bey vicdani reddinde ısrarcı, çünkü İslâm’ın üzerinde herhangi bir değer tanımıyor. İnsanları askere aldığı andan itibaren “Her şey vatan için” diye uygun adım koşturan bir ordu için “Her şey İslâm için” diyen Enver Bey tahammül edilemez bir ‘disiplinsizlik’ örneği olsa gerek. Ancak her Türk asker değil, vatandaş doğar. Bu yüzden uluslararası hukuk çerçevesinde de bir vatandaşlık hakkı olan “vicdani ret” hakkını Türkiye artık tanımak zorunda.


İmanî bir imtihanı fevkalâde bir biçimde veren Enver Bey ile Türkiyeli Müslümanlar olarak imtihan oluyoruz. Bu minvalde askere alınma ihtimali olmayan Müslüman bir kadın olarak vicdani reddin “hak” olduğunu haykırmak adına yapabileceğim ‘delikanlılık’ bu kadar. Bakalım Müslüman erkeklerimizin ‘delikanlılığı’ ne kadar olacak...

TARAF

YAZIYA YORUM KAT

4 Yorum