Müslümanların Ortak İş Yapabilme Fıkhı
Rıdvan Kaya, Ankara Özgür-Derde “İttifak veya Vahdet Çerçevesinde Beraber İş Yapabilme Fıkhı” konulu bir konferans verdi.
Yusuf Dursun / Haksöz-Haber
Özgü-Der Ankara Şubesinin aylık konferans dizisinin bu ayki konuğu Rıdvan Kaya, Türkiye’de İslami yapılanmaların geçmiş ve mevcut durumlarına ilişkin bilgi vererek “İttifak veya Vahdet Çerçevesinde Beraber İş Yapabilme Fıkhı” konulu bir konferans verdi.
Konuşmasında İslami kimlikli yapılanmaların artılarının olduğu kadar eksilerinin de olduğuna dikkat çeken Kaya, mevcut yapıların kendi içlerinde birtakım zaafiyetler yaşadıkları gibi dışarıya karşı ilişkilerinde de birtakım zaafiyetler yaşadıklarını, bu zaafiyetlerin de doğal olarak beraber iş yapabilme fıkhı geliştirmenin önünde en önemli engellerden birini teşkil ettiğini ifade etti.
İslami yapıların geçmişte sisteme ve toplumdaki itikadi ve ameli hurafelere karşı muhalif duruşlarıyla kendilerini konumlandırıp bir mücadele çizgisi ortaya koyarken, özellikle 28 Şubat darbesinden sonra konjönktürel şartların da dayatmasıyla dernekleşme ve vakıflaşma sürecine girdiklerini anlatan Kaya, bu kurumsallaşmanın bir araç olgusuyla gerçekleştiğini, ancak zamanla bu kurumsallaşmanın araç olmaktan çıkıp resmi bir hiyerarşi içinde amaca dönüştürüldüğünü belirtti. Bunun da Müslümanların birbirleriyle olan ilişkilerini kardeşlik düzeyinden çıkarıp resmi kurumlar ilişkisine dönüştürdüğünü, bu nedenle de vahdet bir yana beraber iş yapabilme imkanını da neredeyse ortadan kaldırdığını ifade etti.
Kaya, STK'laşan bu kurumların mücadele çizgisinden çıkıp hasenat kurumlarına dönüştüğünü ve asıl amaçtan uzaklaştıklarını, gerek Müslümanlarla ve gerekse sistemle olan politikalarında bu durumlarının belirleyici olduğunu ifade ederek şu gerçeğe dikkat çekti: "Gerek Türkiye’de ve gerekse dünyanın diğer bölgelerinde Müslümanların yaşadıkları sorunlar karşısında İslami yapıların önemli bir kısmı ya tamamen duyarsız ya da birbirinden farklı yaklaşımlar ortaya koyarak sorunun çözülmesi için birlikte ortak bir karşı duruş ve gücün oluşma şansını heder etmektedirler."
Konu ile ilgili Suriye'deki Baas Rejiminin Müslümanlara karşı uyguladığı katliam ve soykırım karşısında Türkiye’deki İslami yapıların birbirlerinden çok farklı noktalarda durmalarını örnek gösteren Kaya, ortak bir duruş sergileyemedikleri için de oradaki kardeşlerimize güçlü bir el olarak uzanıp yaralarına merhem olma zemininin ortadan kalktığını ifade etti.
Müslümanların bu zaafiyetlerden kurtulmalarının kaçınılmaz bir zorunluluk olduğuna işaret eden Kaya, bunun için Müslümanların şu üç temel noktada düşüncelerini birleştirmeleri gerektiğine vurgu yaptı:
Basiret: Müslüman yapılar, İslam’ın ve Müslümanların karşılaştıkları sorunlar karşında farklı yapı oldukları noktasından değil, bir Müslüman olarak söz konusu problem karşısında nasıl bir tavır alması gerektiklerini diğer İslami yapılarla istişare ederek ortaya koyması gerektiği bilincine mutlaka ulaşmalıdırlar.
Ciddiyet: Müslüman yapılar, sorumluluklarının bilincinde olarak hareket etmek durumundadırlar. Bilmelidirler ki karşı karşıya bulundukları bu sorumluluklarından Allah'a hesap verecekler. Bundan dolayı kararlı ve programlı hareket etmeleri gerektiğini bilmelidirler.
Samimiyet: Müslüman yapılar birbirlerine samimi davranmak durumundadırlar. Birlikte yaptıkları işin, Allah'ın rızasına muvafık olması gerektiği inancı ve sadakatiyle davranmalıdırlar.
Kaya, gelinen nokta itibariyle Müslüman yapıların birlikte iş yapmaları gerektiği konusunda artık bazı gerçekleri gördüklerini, mevcut durumun çok kötü olarak yorumlanmaması gerektiğini, ancak mevcut durumun ileri bir noktaya taşınabilmesi için daha atılacak birçok adımın gerekli olduğunu, Müslümanların artık olumsuzluklarını şikâyet ve dedikodu yapmaktan kaçınarak çözüm için birlikte iş yapabilme bilincine tutunmaları gerektiğini ifade etti. Konuşmasını “Siz insanlara iyiliği emrederek kendi nefsinizi unutuyor musunuz?” (Bakara Suresi, 2/44) ayetini okuyarak bitirdi.
HABERE YORUM KAT