'Müslümanlara Karşı Açılan Topyekûn Savaş..’
[email protected]
Fransa’da yapılan mahallî seçimlerin ilk merhalesini aşırı ırkçı Marine Le Pen’in partisi yüzde 29’la önde bitirdi.
Irkçı partinin yabancı düşmanlığı tezlerinin, 130 kişinin ölümüyle neticelenen son Paris Saldırısı’ndan sonra daha bir ilgi odağı olduğu, anketlerden de anlaşılıyordu.
Fransız gazetelerinden birisi, Le Pen’in partisinin seçim kampanyasında kullandığı bir afişin sonuç üzerinde özellikle etkili olduğunu yazdı. Bu afişte, iki kız vardı.. Birisi, fransız bayrağına sarılı bir kız; öteki, peçeli bir kız..
Altında da, ’Kimliğini seç!..’ yazısı..
Fransa’nın ülkenin her bir tarafına yapıştırılan bu afişlerle fransız halkına, bir İslâmofobia / (İslâm korkusu) şırınga edilmek isteniyordu.
*
İki sene önce, İsviçre’de de, bir referandum yapılmış ve minareler ve örtülü hanımlar üzerine bir çarpı işareti çizilmiş ve ’çok hoşgörülü ve açık görüşlü’ olarak nitelenen İsviçre halkının yüzde 60’dan fazlası İsviçre’de minareli câmi yapılmasına karşı oy kullanmışlardı!!.
Almanya’da açılımı, ’Batı ülkelerinin İslâm tehlikesine karşı korunması..’ olan PEGİDA isimli bir hareket de, Avrupa halklarına asıl büyük düşman’ı gösteriyordu. Bu hareketten önce de, Köln’de yapılmakta olan Büyük Câmî'e karşı çıkmıştı, Pro-Köln adında bir örgüt etrafında harekete geçenler...
Hollanda’da ırkçı parti’nin lideri Wilders de, yıllardan beri müslümanlar aleyhine her türlü tahrik ve tahkir edici saldırılarını sürdürmekte..
*
Ve.. B. Amerika kamuoyu’da 10 ay kadar sonra yapılacak olan Başkanlık seçimlerinde Cumhuriyetçi Parti’den adaylığını kabul ettirmeye çalışan ve dikkatleri üzerine çeken Trump’ın yeni iddiasıyla sarsıldı.. Çünkü, o, 'Müslümanların ABD'ye alınmasının yasaklanması'nı istiyor, "Milletvekilleri neler olup bittiğini anlayana kadar B. Amerika’nın kapıları Müslümanların girişine tamamen kapatılmalı." diyor ve, Amerika’daki Müslümanların büyük çoğunluğunun Amerikalılardan "nefret ettiğini" ileri sürüyordu.
Daha önceden de o ve diğer bazı adaylar, câmîlerin, mescidlerin kapatılmasını ve sıkı kontrollerden geçirilmesini istiyorlardı. Diğer adaylardan Ben Carson da, ‘Bu ulusun başına bir Müslümanı getirmemizi destekleyemem. Kesinlikle buna katılamam.!‘ demişti.
*
Gerçi Obama, daha geçen hafta, terörizme karşı mücadeleden söz ederken, İslâm’ın terörle birlikte anılmasından rahatsızlığını dile getiriyor ve savaşımız İslâm’a karşı değil diyordu.. Ama, herhâlde, Putin de aynı konuda, Rusya müslümanlarının gönlünü kazanacak şekilde konuşuyor..
Yani, hiçbirisi İslâm ve müslümanlara alenî bir düşmanlıktan söz etmiyorlar, ama, Trump açıkça dile getiriyor. Nitekim, geçen dönemdeki başkanlık yarışının Cumhuriyetçi adayı olan Senatör John McCain’in tepkisi ise daha bir ilginçti.. O, Trump'ın önerisini "ahmakça" olarak değerlendiriyor, ancak, Trump bile olsa başkanlık seçiminde yine de Cumhuriyetçi adayı destekleyeceğini açıklıyordu.
Dostlar, tablo bu ve böyle.. Müslümanlar ve müslüman coğrafyaları bir yeni zamanlar Moğol İstilası gibi ve bir topyekun savaş tehdidiyle başbaşa..
*
Ama, asıl üzüntü verici olan ne, biliyor musunuz?
2013 yılında bir kitab tercüme edilip yayınlanmış Türkiye‘de..
Osmanlı nezdinde İstanbul’da 1747-1763 arasında 16 yıl İngiltere elçisi olarak vazife yapan birisinin yazdıkları daha bir fecaat.. 1750-1850 arası dönemi anlatmış, güya..
O kitabı, güya da, tarihçi Prof. Erhan Afyoncu gibi, tv. proğramlarında inanç konularına ölçülü yaklaşmak dikkatini sergileyen bir isim.. Onun sunuş yazısını yazdığı sözkonusu kitabda ise, Hz. Peygamber (S.) hakkında en çirkin sözlerin kaleme alınmış olması ve buna karşı en küçük bir itiraz cümlesinin yer almaması..
Biz, onlardan bizim dinimiz, inanç değerlerimiz hakkında övücü sözler beklemiyoruz. Ama, en hafifi ’sahte peygamber’ kabilinden olan o kadar şerefsizce ve bayağı suçlamaların fütursuzca kitaba alınması karşısında, elin gavurlarına mı kızmalı?
*
Star
YAZIYA YORUM KAT