Müslümana İşgalci, İsrail’e Seyirci
Geçtiğimiz hafta alınan BM kararını ihlal ettiği gerekçesiyle Libya’ya saldıran, Irak ve Afganistan’a yıllarca bomba yağdıran ABD ve müttefikleri, BM’nin hakkında 32 defa yaptırım kararı aldığı İsrail’e ise seyirci kalıyor.
İsrail'in, Birleşmiş Milletler'in (BM) kendisiyle ilgili aldığı 32 kararın hiçbirine uymadığı ortaya çıktı. Geçtiğimiz hafta alınan BM kararını ihlal ettiği gerekçesiyle Libya'ya herhangi bir süre dahi tanımadan saldıran ABD ve müttefikleri, bugüne kadar BM'nin kendisi hakkında aldığı kararların hiçbirisini tanımayan İsrail'e karşı yaprak kımıldamasına bile müsaade etmedi. ABD bununla da kalmayıp, çoğu kez İsrail aleyhine alınan BM kararlarını "veto" bile etti. BM'nin İsrail aleyhine aldığı halde hiçbiri uygulanmayan karar sayısı 32'ye ulaştı.
NÜKLEER SİLAHLARA KARŞI ANLAŞMALARDA İMZASI BİLE YOK
BM kararını ihlal ettiği iddiasıyla Libya'ya saldıran Amerika ve müttefikleri, bugüne kadar hiçbir BM kararını uygulamayan, kitle imha silahlarının yasaklanmasıyla ilgili hiçbir uluslararası sözleşmeye imza atmayan, dünyanın önde gelen nükleer silah üreticisi İsrail'in en büyük iki koruyucusu durumunda.
1947'DEN BU YANA ALEYHİNDE EN ÇOK KARAR VERİLEN DEVLET
BM Güvenlik Konseyi, 1947 yılından bugüne kadar İsrail aleyhine sayısız karar aldı. İsrail, BM'nin en çok aleyhte karar verdiği ülke olmasına rağmen, bu kararların hepsini reddetti. Bu durumda yaptırım uygulanması gerekirken, yaptırım aşamasında ABD devreye girerek yaptırım seçeneklerini veto etti. Böylece BM bir kez olsun İsrail için harekete geçemedi.
338 SAYILI KARAR YÜRÜRLÜKTE AMA TAKAN YOK
İsrail, 1967 yılında alınan 242 sayılı ve 1973 yılında alınan ve halen yürürlükte olan 338 sayılı BM kararlarına da uymuyor. Bu kararlar, İsrail'in Filistin ve Suriye'den işgal ettiği toprakları tamamen terk etmesini ve 1967 sınırlarına dönmesini öngörüyor.
SAVUNMA DUVARI ALEYHİNE DE KARAR VAR
BM Güvenlik Konseyi, Eylül 2000'de İkinci İntifada'nın başladığı tarihten itibaren İsrail'in Filistin'deki işgalini bir an önce bitirmesi için de birçok kez karar aldı.
BM Güvenlik Konseyi'nin, Filistinlilerin hayat damarlarının kesilmesi anlamına gelen İsrail'in inşa ettiği "Savunma Duvarı"na karşı da kararları var. İsrail duvar operasyonunu başlatmadan önce 12 Mart 2002'de BM Güvenlik Konseyi benzer bir karar almış ve İsrail'i şiddeti terk ederek barış sürecini uygulamaya ve duvar inşaatına başlamamaya davet etmişti. Ancak İsrail bu kararı da tanımadı ve güvenlik duvarı inşaatını sürdürdü.
CENİN KATLİAMININ İNCELENMESİ BİLE VETO EDİLDİ
İsrail'in Nisan 2002'de Cenin'de yaptığı toplu katliamla ilgili olarak da BM Güvenlik Konseyi bir dizi kararlar aldı. ABD, katliamları incelemek için bölgeye BM şemsiyesi altında heyet gönderilmesini içeren karar tasarısını bile veto etti. Buna rağmen AB ülkelerinden bir heyet bölgeye ulaştığında, İsrail askeri makamları içinde milletvekillerinin olduğu AB heyetine engel çıkartarak, katliam bölgesine heyetin gitmesini engelledi. Bütün bu gelişmeler uluslararası camia tarafından hayretler içinde izlenirken, ABD ve İsrail'in BM Güvenlik Konseyi'ni nasıl bir keyfilik içine aldıkları görülmüş oldu.
DİĞER ÜLKELERE DERHAL UYGULANIYOR
Yine aynı BM, Irak, Afganistan, Suriye, Libya, Sudan, Somali, Yugoslavya, Sierra Leone, Liberya ve Angola'ya askeri ve ekonomik yaptırımları hemen uygularken, İsrail söz konusu olduğunda bugüne kadar uyguladığı tek bir kararın bile olmaması dikkat çekiyor.
İSRAİL'E ALINAN KARARLAR YAPTIRIMSIZ
Irak ve Afganistan gibi ülkelere askeri müdahaleyi öngören kararlar, BM Sözleşmesi'nin 7'nci bölümünde yer alan maddelere göre alınıyor. Ancak BM'de İsrail ile ilgili alınan hiçbir kararın 7'nci bölüme göre alınmadığı belirtiliyor. Böylece İsrail uymadığı takdirde bir yaptırım da öngörülemiyor. İsrail'e karşı alınan kararlar, 'Yaptırımı olmayan tavsiye kararlar' şeklinde değerlendiriliyor.
İSRAİL, KENDİ BAKANLAR KURULU KARARINA BİLE UYMADI
Öte yandan 1 Nisan 1998 tarihinde toplanan İsrail Bakanlar Kurulu, oy birliği ile aldığı bir kararla BM Güvenlik Konseyi'nin 425 sayılı kararını kabul etti. Ortamı biraz olsun sakinleştirmeyi ve Arap cephesinde kendilerine karşı giderek sertleşen atmosferi yumuşatmayı hedefleyen söz konusu kararı bir basın toplantısı ile duyuran Benyamin Netanyahu, Güney Lübnan'dan tüm İsrail askerlerinin çekilmesini istediklerini belirtiyordu. Ancak İsrail daha sonra Bakanlar Kurulu kararıyla kabul ettiği 425 sayılı bu karara da uymadı ve defalarca Güney Lübnan'a yönelik saldırı ve işgal taarruzlarında bulundu.
ALİ EYVAZ / YENİ AKİT
HABERE YORUM KAT