Müslüman Mahkûmlar İçeride Unutuldular
Brifinglendirilmiş yargı tarafından hukuksuz bir şekilde mahkûm edilen 28 Şubat mağdurları hakkında halen bir çalışma yok.
Zekeriya Şengöz, Fahri Memur, Salih İzzet Erdiş (Salih Mirzabeyoğlu), İrfan Çağrıcı, Rıdvan Çağrıcı, Can Özbilen, Osman Erdemir, İsmail Şah Balta ve daha birçok ismin halen hukuksuz mahkûmiyetleri sürüyor. Darbecilerden hesap sorulurken, bu mağdurların mağduriyetlerinin giderilmesi için TBMM’nin çalışma yapmaması tepkilere neden oluyor.
ASLAN DEĞİRMENCİ’nin haberi:
12 Eylül 1980 darbesi döneminde bir kısım suçlara karışan sağ ve sol siyasi fikre sahip insanlara, sicil affı geliyor. Çalışmanın kanunlaşmasıyla birlikte cezaevinde bulunan bir kısım sağ ve sol hükümlüler salıverilecek. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla başlatılan çalışmada, Adli Sicil Kanunu, Avukatlık Kanunu ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanunda bir takım değişiklikler yapılacak. Yasal değişiklikle 12 Eylül 1980 askeri darbesinden dolayı halen cezaevinde bulunan sağ ve sol fikre sahip tutuklu ve hükümlüler, serbest kalacak. Avukatlık Kanununda yapılacak değişiklikle de avukatlık ruhsatları elinden alınanlara, yargı süreci beklemeden mesleğe kabul sağlanacak. Yeni düzenlemeyle birlikte adli sicil kayıtları silinenlerle, koşullu salıverme 'infaz yanma' riski ortadan kaldırılacak.
Neden sadece 12 Eylül?
Çalışmanın sadece 12 Eylül 1980 darbesini kapsaması ise manidar bulunurken, 28 Şubat mağdurları hakkında halen bir çalışmanın olmamasının nedeni merak ediliyor. Hatta Zekeriya Şengöz, Fahri Memur, Salih İzzet Erdiş (Salih Mirzabeyoğlu), İrfan Çağrıcı, Rıdvan Çağrıcı, Can Özbilen, Osman Erdemir, İsmail Şah Balta ve daha birçok ismin halen hukuksuz mahkûmiyetleri sürüyor.
Darbecilerden hesap sorulurken, gerçek mağdurların mağduriyetlerinin giderilmesi için TBMM’nin çalışma yapmaması tepkilere neden oluyor. TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu tarafından “Darbelerde mağdur olan kişilerle ilgili komisyon kurulmalı” şeklinde yapılan öneri de milletvekillerini harekete geçirmeye yetmedi.
TBMM bu sesi duymuyor
Nisan ayında 20 Sivil Toplum örgütü bir araya gelerek 28 Şubat siyasi yargı kararlarının iptal edilmesi için imza kampanyası başlattı. Mazlumder, öncülüğünde başlatılan kampanyana yüz binler katılarak destek verdi. İnsan hakları aktivistleri ayrıca 28 Şubat’ın brifingli yargı kararları ile tutuklu bulunan isimleri cezaevlerinde ziyaret ederek çok kapsamlı bir rapor da hazırladı. Raporda şu ifadelere yer verildi:
“Yargı eliyle gerçekleştirilen zulümler, 28 Şubat darbe sürecinin yol açtığı haksızlıkların, mağduriyetlerin başında gelmektedir. Cezaevleri bu hukuksuzluk sürecinin yol açtığı mağduriyetlerin en yoğun yaşandığı mekânlar olma özelliğini sürdürmekte, hâlen bu kirli sürecin sayısız mağdurunu barındırmaktadır. 28 Şubat’ta başta yüksek mahkemelerin üye ve başkanları olmak üzere yargı mensuplarının brifing tezgahından geçirilmesi neticesinde yargı, despotizmin sopası işlevini yüklenmiştir. İslami kimliğinden ve faaliyetlerinden ötürü “irticai örgüt” suçlamasının muhatabı olarak yargılanan kişiler bu süreçte akıl almaz haksızlıklara uğratılmıştır.
Uydurma suçlar
Bu tür davalara ilişkin süreç şöyle işletilmiştir: Eğer daha önceden açılmış ve yargılanması devam eden bir dava söz konusuysa, yani henüz dava süreci bitmemişse; suç vasfı değiştirilmiş, istenen cezalar ağırlaştırılmış ve mahkûmiyet kararları en üst sınırdan verilmiştir. Eğer yargılanan kişiler hakkında daha önce alt mahkemelerde ceza verilmiş de, dosyaları temyiz aşamasına gelmiş ise, Yargıtay'da bu kararlar bozulup, dosyalar geri gönderilmiş ve cezaların katlanarak yeniden tesis edilmesi sağlanmıştır.”
Suç duyurusu da yapıldı
STK’lar, aralarında Yargıtay eski Başsavcısı Vural Savaş, Yekta Güngör Özden, Nuh Mete Yüksel, Sabih Kanadoğlu, Orhan Karadeniz ve Metin Çetinbaş’ın da bulunduğu dönemin yargı mensupları hakkında suç duyurusunda bulunmuştu. Suç duyurusu dilekçesinde şu ifadeler yer almıştı:
“28 Şubat sürecinde Genelkurmay Başkanlığı'nda düzenlenen brifinglerde Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ve Danıştay başkanı ve üyeleri ve bir çok kürsü hakimine 'irtica' tehditli brifingler verildi. Otobüslere doldurulan yüksek yargı başkan ve üyeleri Genelkurmay Başkanlığı'ndaki brifinglere katıldı. Yargı mensupları onurlu bir duruş sergileyip darbe planlarına iştirak etmek yerine brifingci paşaları 8 dakika ayakta alkışladı. Brifingler sonrası almış oldukları kararlarla postallı demokrasiyle yarışan postallı bir yargı sistemi oluşturdular. Refah Partisinin kapatılması, binlerce mazlumun yok yere cezalandırılması ve fişlenmesi ile sonuçlanan iki yüzlü yargı kararlarının tohumları bu brifinglerde atılmıştır.”
MİLAT
HABERE YORUM KAT