Ankara’da geçtiğimiz günlerde Medeniyet Derneği ve Genç Birikim Derneği’nin düzenlediği Hasan el Benna ve Müslüman Kardeşler Uluslararası Sempozyumu gerçekleşti.

Çok sayıda konuşmacı Müslüman Kardeşler hareketinin kuruluş amacı ve İslam dünyasındaki fikri siyasi ahlaki etkisini masaya yatırdı. 1928 yılında Mısır’da temelleri atılan bu hareket bugün Arap ve İslam dünyasında hala canlı ve heyecanını koruyor olması İslam dünyası adına umut verici bir hadisedir.

21. yüzyılın en büyük ve en etkili İslami hareketi olarak kabul edilen Müslüman Kardeşler’in lideri teorisyeni olan Hasan el Benna ve Hareketinin bugün Arap devrimlerinin çok tartışıldığı bir ortamda Mısır, Tunus, Yemen, Libya, Fas başta olmak üzere, Cezayir, Endonezya, Malezya, Pakistan, Kosova, Makedonya bölgesinde temsilcileri hala varlığını sürdürebiliyor olması bu hareketin üzerinde ciddi bir şekilde düşünmemizi gerektirmektedir.

Hasan el Benna, İslam’ı bir topluluğa ait bir din sistemi olarak değil aynı zamanda çok güçlü bir ideolojik misyona sahip evrensel inanç olarak takdim etmektedir. Kuruluş yıllarında Yahudi çeteler ve İngiliz işgalcilerine karşı mücadeleyi ön planda tutan hareket 1947 yılında üyelerini Filistin cihadına destek vermeye gönderir. 1930’larda manevi yönü önde olan hareket siyasi mecrada söz sahibi olan politik bir örgüte dönüşüyor.

Hasan el Benna 20. yüzyıldaki İslami daveti ilk sistemleştiren kişi olarak bilinmektedir. Siyasi, ekonomik ve toplumsal İslami cemaat ve kurumların tümü ondan etkilenmiştir. Bireyden devlete uzanan bir ıslah dönüşüm süreci hiyerarşisi izlemekteydi. Benna’ya göre fertlerin düşünüş tarzında inancında, ahlakında, hislerinde, çalışmalarında İslami olan bir kişilik oluşturulmalıydı.

Yaşadığı dönemde dünyanın en büyük İslami cemaatlerinden birini oluşturmayı başardı. Ölümünden sonra mirası büyüdü ve bugün Arap dünyasının en güçlü İslami siyasi hareketi durumuna geldi. Müslüman Kardeşler, ideolojik yapı kurmaktan ziyade, mükemmel bir teşkilat çalışması sistematiği ortaya koyarak 20. yüzyılda mücadele yönteminin sınırlarını çizmiş oldu. Mısır’da 1928’de temelleri atılan hareket fikri, siyasi ve toplumsal etkileri bakımından tüm İslam dünyasını etkileyen Hasan el Benna, bugün Müslüman coğrafyaların içinde bulunduğu ahlaki ve siyasi toplumsal sorunların çözümünde hala en önemli alternatiflerden biri olarak gündemdedir.

Arap devrimlerinin yaşandığı ülkeler de diktatörlerin baskısı, zulmü, işkencesi ve sürgünleri ile kendisine legal örgütlenme hakkı ve ortamı bulamayan Müslüman Kardeşler Hareketi her türlü baskı ortamında dahi kültürel, sosyal, siyasi ve ilmi örgütlenmesinden asla geri durmadan disiplinli ve istikrarlı bir mücadele örneğini sunmuştur.

Arap devrimlerinin ortaya çıkardığı bazı suni olumsuzluk ve oryantalist şüpheci yaklaşımlara Müslüman Kardeşler’in vereceği siyasi ahlaki sosyal projeler ve alternatiflerin varlığına inanıyoruz. İslam dünyasındaki model tartışmalarının yaşandığı dönemde Arap ve İslam dünyasına model olabilecek tecrübe ve birikim, Müslüman Kardeşler düşüncesinde mevcudiyetini korumakta olduğunu unutmayalım.

Müslüman Kardeşler Hareketi, özgür ve huzurlu ortamlar içersinde İslam dünyasının problemlerine karşı çok güçlü ve kıymetli referanslar ortaya koyabilecek birikime, güce, tecrübeye sahip olma avantajını Türkiyeli Müslümanların değerlendirmesi gerekiyor.

Bu sempozyumun gerçekleşmesine katkısı bulunanları yürekten kutluyorum.

YENİ AKİT