‘Müslüman Genç Davetçi’ Dergisi Çıktı
Müslüman Genç Davetçi dergisi üç aylık periyotla yayın hayatına başladı.
Yayın hayatına atılan Müslüman Genç Davetçi dergisini tebrik ediyor; çalışmalarının İslam ümmetine hayırlar getirmesi için dua ediyoruz.
Derginin Sunuş yazısı:
Bizi Tanırsınız
Bizi Âdem ve eşinin nasuh tevbesinden tanırsınız.
Bizi Nuh’un sabırla davetinden ve oğlunun dağlara sığındığı gün babalığın hüznünü yüreğine gömdüğünden tanırsınız.
Bizi İbrahim’in putları kırışından ve kavmi karşısındaki ilkeli duruşundan tanırsınız.
Bizi Allah'a yönelen, güzel bir kul olan Eyüp’ün sabrından tanırsınız.
Bizi Yusuf’un iffetinden ve ‘onların çağırdığından senin zindanın daha hayırlıdır.’ deyişinden tanırsınız.
Bizi sosyal hayatla namaz arasındaki irtibatın en güzel örneği Şuayib'den tanırsınız.
Bizi firavun karşısına cesaretle çıkan Musa'dan tanırsınız.
Bizi Roma ve yozlaşmış din adamlarının karşısında direnen Allah’ın kelimesi Mesih İsa’dan tanırsınız.
Bizi yalın ayaklıların peygamberi, kuru et yiyen bir kadının oğlu olan Hz. Muhammed’den tanırısınız.
Kısacası bizi Nebevi tarihten, Nebevi tavırdan tanırsınız.
Ve bizi yozlaşmış geleneğe karşı tecdidi savunan Şah Veliyyullah Dehlevi’den, Emperyalist saldırıya karşı çözülmüş ümmeti toparlayan Cemalleddin Efgani’den, Muhammed Abduh’tan, İslami değerleri sosyalleştiren ve cemaat örneğini ortaya koyan Hasan El Benna’dan, şahitliği hem fikri hem fiili olarak sergileyen Seyyid Kutub’dan, cihad meydanlarında Abdullah Azzam’dan tanırsınız.
Ve de bizi Afgan dağlarında Bahattin Yıldız, Bilal Yaldızcı, Tekiner Tayfur Ağabeylerden, Tacikistan’da Fuat Çağlar Ağabeyden, Çeçenistan’da Murat Konukçu, Furkan Nergis ve Bülent Tuna Ağabeylerden tanırsınız.
MTTB, Akıncılar, Rahmet’le harcımız karıldı. Müslüman Genç’le kendimizi bulduk ve bildik.
Davetle yol aldık, almaktayız.
Sapaklardan, yol ayrımlarından sakındık. Aynı mahallede kalmanın imkânlarını aradık.
Her geçen gün arınma, aşma ve kavileşmenin yollarını adımladık.
Gençtik, hata da yaptık; tevbe de ettik.
Her vakıayı bir imtihan, öz eleştiri ve yenilenmenin vesilesi kıldık.
Mecramızı nehrimizin farklı kollarıyla aynileştirmenin, en azından yakınlaştırmanın derdinde olduk.
Ayrılışlarımızı ictihadi olarak değerlendirdik, imani tercihler olarak görmedik.
Farklılıklarımızı zenginlik olarak gördük.
Mahallemizdeki farklı yapıları refikimiz, mensuplarını kardeşimiz, önderlerini önderlerimiz bildik.
Biz artık aynıyla dünün bizi değiliz. Ancak büsbütün de havzamızdan uzaklaşmadık. Daha büyük bir nehrin -Ümmetin- damlaları olmanın gayretindeyiz.
Gelenek ve modern yapay çatışmasının dışında kalarak karşılaştıklarımızı tevhidi ölçüyle ayıklamanın en doğru olduğunu düşünmekteyiz.
Hayata -bireyden topluma- vahyin perspektifiyle bakmaya çalışmaktayız.
Hiçbir bireysel ve hizbi çıkarın ümmetin maslahatının karşısında bir değerinin olmadığını gösterme çabasındayız.
Gerek yerel gerek küresel güç merkezlerinin ümmetin üzerindeki hesaplarının farkındayız ve geleceğimizin hiç bir mezheb ve meşrebi dışarıda bırakmaksızın ümmetin kurtuluşundan geçtiği bilinciyle hareket ediyoruz.
Dönemin, küçük ve yerel hesaplar yapılamayacak kadar küreselleştiğini görüyoruz.
Gerek siyasi gerekse de cihadi her türlü İslami hattın sahiplenilmesinin imani bir sorumluluk olduğunu düşünmekteyiz.
Kuran Neslinin, İman bilinci ve cihad sevgisiyle inşa olabileceğine inanmaktayız.
Dünyanın gelip geçiciliğine tamah etmeyen, cenneti özleyen fertler olmanın ve yetiştirmenin en temel vazifemiz olduğunu bildik.
İman ettik ki
Allah; ismimizi Müslüman, azmimizi Genç, amelimizi
Davetçi olarak tanımladı.
Allah'ın ipine hepiniz sımsıkı sarılın. Dağılıp ayrılmayın. Ve Allah'ın sizin üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Hani siz düşmanlar idiniz. O, kalplerinizin arasını uzlaştırıp-ısındırdı ve siz O'nun nimetiyle kardeşler olarak sabahladınız. Yine siz, tam ateş çukurunun kıyısındayken, oradan sizi kurtardı. Umulur ki hidayete erersiniz diye, Allah, size ayetlerini böyle açıklar. (Al-i İmran Suresi, 103)
***
İrtibat Tel: 0530 300 72 13
HABERE YORUM KAT