Programda konuşan Murat Kayacan, -Haksöz Dergisi bağlamında- ilk olarak gündemdeki yerini koruyan Alevilik konusuna değindi. Aleviliği İslam dışı bir ideoloji olarak sistemleştirmek isteyenlerin medyada yer aldıkları oranda Aleviler içinde büyük bir kesimi oluşturmadığını ifade eden Kayacan, Türkiye’deki Caferiliğin, İslam içi bir mezhep olduğu gerekçesiyle başlangıçta İslami kesimlerce desteklendiğini ancak bu çevrelerin sonraları İran politikaları doğrultusunda bir tarz benimsediğini ifade etti.

Evelyn Hecht-Galinski adlı Yahudi kökenli Alman bir entelektüelin adalet içerikli söylemlerini de ele alan Kayacan, Galinski gibi Siyonist devleti eleştirip, Filistin halkının direnişini asil bulan gayr-ı Müslim entelektüellerinin dünya barışı için bir imkân olduğunu ifade etti.

Libya’da Kanlı Bahar adlı kitaptan söz eden Kayacan, kitapta Kaddafi yanlısı tezlerin işlendiğini, direnişin sanki dış güçlerin organizasyonu gibi takdim edildiğini ne var ki Kaddafi’nin yıllardır Libyalılara yaşattığı zulmün yok sayılamayacağını belirtti.

Sivas davasından müebbet hapis cezası alan Cafer Tayyar Soykök’ten de söz eden Kayacan, Soykök’ün tekrar yargılanması gerektiğini, bu amaçla change.org sitesinde bir kampanya yürütüldüğünü, bu kampanyanın yaygınlık kazanması durumunda üst düzey devlet görevlilerinin de bu konuya kayıtsız kalamayacağını belirtti.

Charlie Hepdo olayına da değinen Kayacan, Allah’a, peygambere vs. hakaret edenlerin bu yaptıkları çirkinliğin yanlarına kalmaması gerektiğini ancak olayın cezasının “katil” olmaması gerektiğini belirterek konuşmasını bitirdi.