Muş Özgür-Der’de “Süleyman Hilmi Tunahan” Semineri
Hasköy (Muş) Özgür-Der’den Ali Haydar Adlım, 25.2.2018 tarihinde Muş Eğitim-Bir Sendikası seminer salonunda “Süleyman Hilmi Tunahan” adlı bir seminer verdi.
Süleyman Hilmi Tunahan’ın 1881 yılında Silistre'de doğduğunu, babası Osman Efendi ve annesi Hatice hanımın onu Silistre'de rüşdiyede sonrasında Satırlı medresesinde okuttuğunu belirtti. Adlım sözlerini şöyle sürdürdü:
“Süleyman Hilmi Tunahan, memleketindeki eğitim döneminin sonrasında İstanbul'a gelerek tahsil hayatına devam etti. Burada aldığı dersler itibariyle İstanbul dersiamlığı ve müderris ruusluğundan icazet aldı. İlk önce dersiam olarak başladığı görev hayatına Türkçe müderrisliği, dersiamlık, vaizlik, imam hatip mektebi hocalığını da ekledi ve son olarak vaizikle nihayete erdirdi. Hayatını büyük oranda talebe yetiştirmeye ve Kur'an'ı öğretmeye adadı. Bu uğurda hem canını hem malını vakfetti. Öğrenci yetiştirmenin kitap yazmaktan daha önemli olduğu bir dönemde yaşandığını hatırlatarak öğrenci yurtlarının açılmasına ve derslerin verilmesine katkıda bulundu. Kendisine neden kitap yazmadığı sorulduğunda" Nice zahmet ve meşakkatlerle yazılmış olan eserlerin bakkallara satıldığını, çöplere atıldığı görünce önemli olan bu eserlerin anlatılmasıdır diye düşümdüm." diyerek kitap yazma sebebini açıklamıştır. Yaşadığı dönemde tek parti (CHP) yönetimine ve tevhid-i tedrisat kanunu karşı kendi üslubunca mücadele etti. Bu noktada 1924'te birkaç dersiam arkadaşıyla gönüllü olarak medrese hocalığını yapabileceklerini ifade etti. Karşılık olarak "Tevhid-i tedrisat kanunun yürürlükte olduğu bir dönemdeyiz. Hilafına yapılacak her hareket şiddetle cezaya müstelzimdir." cevabını aldılar. İşkenceli günler, takipler, hapis hayatı yaşadı. Her şeye rağmen davasından vazgeçmedi. Tek parti diktatörlüğünün bittiği ve Demorat parti ile yeni bir döneme girileceğini anlayan Chp bir atılımla Süleyman Hilmi Tunahan'a vaizlik görevinin iade edilmesi için uğraştılar. Fakat göreve gelişi Dp döneminde ancak gerçeklerştirilebildi. Dönemin Chp fikirli sözde aydınlarından Hikmet Bayur gibi tipler gazetelerde Süleyman Hilmi Tunahan'ın zararlı ve durdurulması gerektiğini ifade etmiştir. Fakat yapılan tüm girişimler davasındaki devamlılığına ve samimiyetine engel olamamıştır. Hatta bu engel oluşlar öyle devam etmiştir ki vefatı sırasında talebelerince Fatih Camii'nde defnedilmek üzere yola çıkıldığında dönemin iç işleri bakanı tarafından önleri kesilerek cenazesinin Karaca Ahmet'e gömülmesine neden olmuştur. Aynı zamanda Nakşibendi tarikine bağlı olduğu için kendisi ve yetiştirdiklerine bu tarikatın gereklerini öğretti, uygulamaya çalıştı. 1959 yılında vefat eden Tunahan, sadakat ve itaati talebelerini düstur olarak öğretti. Cemaatinden vazife ile görevli kimselerin tembellikleri olursa ahirette iki elinin onların yakasında olduğunu belirtmiştir. Elbette her insanın hatası ve eksiği vardır. Süleyman Hilmi Tunahan da eksikleri olmakla birlikte Kur'an'ın öğretilmesi konusundaki gayretleri göz ardı edilemez. Bugün cemaati kursları ve yurtlarıyla ağırlıklı olarak Kur’an’ın lafzının doğru okunması hizmetine devam etmektedir."
İlgiyle dinlenilen seminer, soru cevap bölümünün ardından sona erdi.
HABERE YORUM KAT