Müjde
Mübarek Ramazan ayı başladı. Rahmet ve bereket yağmurlarında şemsiyesiz kalıp iliklerimize kadar ıslanırız inşaallah.
“Ramazan'ın ilk gününde ne yazayım?” diye uzun uzun düşündüm.
Müjdeli bir yazı olsun istedim.
Sonunda, Lübnanlı Şii ve Sünni kardeşlerimizin “mezhepler barışı” hamlesini konu edinmeye karar verdim.
Üzerinden iki hafta geçti; fakat basınımızın yetersiz ilgisi yüzünden kamuoyunun pek haberi olmadığı için bu gelişme hâlâ 'taze haber' sayılır.
* * *
Malum; Sünnileri tekfir eden Şiiler, Şiileri tekfir eden Sünniler var.
Ayrıca, meşreplerini beğenmedikleri mezheptaşlarını tekfir eden Şiiler ve Sünniler de var.
Birbirini tekfir eden Müslümanlar birbirinin kanını dökmekten de geri durmuyor.
Irak'ta buna sık sık şahit oluyoruz.
Bazen Pakistan'da da şahit oluyoruz.
Fitnenin önüne geçilmediği takdirde yarın Lübnan'da da şahit olabiliriz.
Lübnanlı Şiiler ve Sünniler geçmişte olduğu gibi gelecekte de birbirinin kanını dökebilir.
Hizbullah örgütü ile Lübnan'daki Selefi gruplar işte bu tehlikeyi bertaraf etmek için, geçen ay (18 Ağustos günü), Beyrut'ta, 'saldırmazlık ve tekfir etmezlik anlaşması' mahiyeti taşıyan -hatta ittifak anlamına gelen- ortak bir beyanname yayınladılar.
Sekiz maddeden oluşan “Mutabakat Beyannamesi”ni Hizbullah adına İbrahim Emin Seyyid (Siyasi Komite Başkanı), Selefi gruplar adına da Şeyh Hasan Şehhal imzaladı.
Şeyh Şehhal, imza töreninde yaptığı konuşmada, farklı gruplara mensup insanların barış içinde beraber yaşamasını dilediklerini, Hizbullah'la vardıkları mutabakatın buna güzel bir örnek teşkil ettiğini, yayınlanan ortak beyanname sayesinde Lübnanlılar arasındaki yardımlaşma ve dayanışmanın artacağını söyledi.
Seyyid de konuşmasında karşılıklı anlayışın gereğine vurgu yaptı, İslam topraklarını işgal edenlere karşı beraber hareket etmenin şart olduğunu belirtti ve “Allah'ın ipine sımsıkı sarılın, parçalanıp ayrılmayın…” ayetinden edindikleri İslami ilke ile harekete geçip karşılıklı anlayışa doğru bir adım attıklarını söyledi.
“Mutabakat Beyannamesi”nden bazı kesitler:
- Müslüman'ın Müslüman'a saldırmasına karşı çıkılacak.
- Taraflardan biri içeriden veya dışarıdan bir saldırıya maruz kaldığında, diğer taraf onun yardımına koşacak.
- Müslümanları parçalamak için fitne çıkaran Amerika ve İsrail'in projelerine beraberce karşı çıkılacak, onların en büyük projesi olan 'mezhepler savaşı' tuzağına düşülmeyecek.
- Herkes inanışlarında hürdür; hiç kimse kendi inanışlarını başkalarına dayatmayacak.
- İhtilafları çözmek için her iki tarafın alimlerinden oluşan bir heyet kurulacak. Bu heyet, sorunları kendi arasında tartışacak. Çözüm sokak kavgalarında, silahlı çatışmalarda aranmayacak.
- Müslümanlar arası tekfircilik geleneğiyle mücadele edilecek.
* * *
Lübnan Müslümanlarının ufkunu aydınlatacağını, mezhep ve meşrep çatışmalarından mustarip olan bütün Müslüman halklara da selamet yolunu göstereceğini umduğumuz bu harikulade gelişme için Rahmân ve Rahîm Allah'a şükrediyoruz.
“Mutabakat Beyannamesi”ni imzalayanlardan ve bu beyannameye sadık kalmaya azmedenlerden Allah Subhanehu ve Teala razı olsun.
İyi niyetleri bereketlenir ve mutabakatları kâğıt üzerinde kalmaz inşaallah.
Yeni Şafak gazetesi
YAZIYA YORUM KAT