Muhterem Erbakan, 28 Şubat’ı gözler önüne serecek mi?..
Geçtiğimiz günlerde; “Çevik Bir unutulmasın!..” çerçeveli bir yazı kaleme almıştık. Yüzlerce mektup geldi; “28 Şubat da yargılansın!..” muhtevalı.
O yazıda; sürecin bir numaralı mağduru Muhterem Necmettin Erbakan tarafından ortaya dökülecek bilgi ve belgelerin son derece önemli olduğunun altı çizilmişti.
Evet, ömrünü memlekete hizmete adamış bu büyük Devlet Adamı’nın, bütün hizmetlerini “taçlandırmasını” temin edecek bir adım olur bu.
•
Erbakan Hoca; 28 Şubat’ın bir “Siyonist operasyon” olduğunu; bunu şüpheye mahal bırakmayacak şekilde ortaya koyacak bilgi ve belgelerin elinde bulunduğunu defalarca ifade etmiştir.
Bu bilgi ve belgelerin “yargı”ya intikali, bir dönemin arka planını bütün netliği ile ortaya koyacaktır.
•
Zamanın anlı şanlı “paşalardan” bazılarının, birtakım mahfillerin emirlerini yerine getirdiklerini söyleyen herhangi biri değil; Türkiye Cumhuriyeti devletinin “Mağdur Başbakan”ı.
Muhterem Erbakan’ın, karanlık dönemi büyük ölçüde aydınlatmayı vaat eden ifşaatları üzerinde niçin durulmaz?..
İki ay kadar oluyor; Çanakkale eski Milletvekili Hikmet Aydın, Vakit’in sürmanşetinden “28 Şubat sürecinde ANAP’a geçtiğim için çok pişmanım. Bir Cumhuriyet Savcısı davet etsin o dönemin kirli ilişkilerinin önemli bir bölümünü ortaya koyacağım” mesajını vermişti.
O günden bugüne, Sayın Aydın’ın bilgilerinden istifade girişiminde bulunan bir Cumhuriyet Savcısı çıkmadı.
Niçin?..
Muhterem Erbakan’ın ve Aydın’ın söyledikleri çok mu önemsiz?..
O dönemin ilişkileri ile bugünkü Ergenekon süreci çok mu alâkasız?..
Çetin Doğan kim;
Bugün “Balyoz”un hesabını vermekte olan Doğan; BÇG’nin bir numarası değil miydi?..
•
Bakın; eski Adalet Bakanlarından İsmail Müftüoğlu “Belgeler Konuşuyor” adlı son kitabında,
CIA Başkanı George Tenet, Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir ve MGK Genel Sekreteri Hava Orgeneral İlhan Kılıç’ın ABD’de bir araya geldiğine dair bilgilere yer veriyor.
Meşhur “kripto” da kitapta.
ABD-İsrail ikilisi; Refahyol’u “çıkarlarına” zarar verdiği için “yıktırtmış” belgeye göre.
Göz atalım:
“GİZLİ
Aksiyon: POL
Bilgi: AMB, DCM
Tarih: Ekim 1996
E.O. 12958: DECL: OADR
1. S – Metnin Tamamı
2. Departmanımız, Türk Hükümetinin millî eğilimlerinden ve Başbakan Erbakan’ın ideolojisinden ilham alarak dış politikayı Batı’dan ayırıp Arap ve Müslüman dünyasına doğru yeniden yönlendirmesinden dolayı derin endişe içerisindedir. Kanaatimizce, Türkiye’nin İran, Irak, Libya, Nijerya ve Sudan ile bağlarını kuvvetlendirmek konusundaki mevcut tutumu, bizim millî menfaatlerimize (Birleşik devletlerin milli menfaatlerine!) aykırıdır (düşmancadır).
3. Doğruyol Partisi, Erbakan’ın radikal İslâmî söylemlerini (taahhütlerini) ılımlılaştırmada başarılı olamadığına göre, kendisinin RP ile koalisyonu verimsiz görünmektedir. Biz inanıyoruz ki, Çiller’in koalisyondan çekilmesi Erbakan’ı düşürür ve ülkeyi erken genel seçimlere götürür. Sonuç kesin olmamakla birlikte, RP büyük bir ihtimalle seçimlerden eskisinden daha güçlü olarak çıkacaktır.
4. Türkiye, Birleşik Devletlerin Anahtar Stratejik ortağı olarak kalmak mecburiyetindedir ve onun bu pozisyonunu gerçekleştirip sürdürmedeki başarımız, millî menfaatlerimizi doğrudan etkileyecektir. Türk Askeriyesi, bu sonucu elde etmeye doğru daha büyük çaba sarf etmesi için harekete geçmeye zorlanmalıdır. Bu konudaki aksiyon plânlarınızı ve yorumlarınızı bekliyoruz.”
•
Evet…
“Türk Askeriyesi, bu sonucu elde etmeye doğru daha büyük çaba sarf etmesi için harekete geçmeye zorlanmalıdır!..”
Adaletimiz, bu ifadelerin yer aldığı öne sürülen “belgeyle” ilgilenecek mi?..
•
İşte…
Muhterem İsmail Müftüoğlu; MOSSAD’ın 28 Şubatçılara 17 milyar dolar aktardığını da iddia ediyor.
Bu iddia da mı fazla önem taşımıyor acaba?..
•
Hatırlatmış olalım;
Esnaf ve Sanatkarlar Derneği, 28 Şubat’ın yıldönümünde, Muhterem Erbakan’ı ağırlıyor.
Ankara İlci Otel’deki konferans, “28 Şubat” üzerine.
Erbakan Hoca; 28 Şubat sürecindeki “ilişkilerin” arka planını belgelerle ortaya koyar mı?..
•
Darbe deşifresinde, “çorap söküğü” dönemindeyiz malûm.
“Durumdan vazife çıkarmanın” tam zamanı.
KILIÇ’TAN; “BU ONURSUZLUKTUR” TEPKİSİ!..
Yüksek Yargı Kurumları’nın AB standartları Bakımından Rollerinin Güçlendirilmesi Projesi’nin açılış konferansında Meclis Başkanı ile yüksek yargı organlarının başkanları bir araya geldi.
Sadece, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın mesajları dikkat çekiciydi.
Yargı bağımsızlığının arkasına saklanarak hukuk devleti kurallarını ihlal edenlerin, hak ve özgürlük alanını kısıtlayanların davranışlarını “Onursuzluk” olarak nitelendirdi Kılıç.
Ayrıca;
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ndeki mahkûmiyetlerimize dikkat çekerek; bunu önemli ölçüde “yüksek yargı hakimlerinden bazılarının yetersizliğine” bağladı.
Ve çok önemli:
Yargı’yı “kamp” olarak gören bir kısım sözde hukuk adamlarını; “Yerel ideolojik saplantılardan” kurtulmaya çağırdı.
“Yerel ideolojik saplantı”dan kastın ne olduğu malûmunuz!..
•
Bu arada; “Bir kısım yargı”nın, yargı kapısında Hak arayan vatandaşı “Haklamak!..”la meşgul olduğuna da işaret etti Kılıç.
Salonda şok etkisi meydana getiren bir konuşmaydı; bir kısım suratlar kireç gibi oldu!..
Kokteyl faslının dedikodularında, “yarsap”cıların, Kılıç hakkında ileri geri konuşmalarına şahit oldum.
Rahatsız olmuşlar demek, ne güzel.
MALZEME BEKLİYOR!..
Dünkü yazımızda “kapatma davası”na ilişkin arayışlara dikkat çekmiştik.
Dün Abdurrahman Yalçınkaya’nın etrafını çevirdik.
Konumuza ilişkin sorular üzerine, inceleme aşamasında olduklarını, “soruşturma aşamasına geçildiğinin söylenemeyeceğini” dile getiren Başsavcı; “Haber ve köşe yazılarını dikkatle takip ettiklerini, bunları ihbar kabul edip dosyalama yaptıklarını” vurgulamayı da ihmal etmedi.
Adeta; “Beni Google ile sınırlı tutmayın, AK Parti’ye dava açmamı kolaylaştıracak haberler yapın, köşeler yazın” çağrısıydı bu.
“Kartel” çalışmalarına hız vermiştir, ne şüphe!..
VAKİT
YAZIYA YORUM KAT