Program boyunca dikkat ettim, Bahadır bey birçok defa tebessüm etmesine rağmen Salih Tuna'da en ufak bir tebessüm eden çehre yok. Bu neyin gerginliği kardeşim?

Ne güzel yazmış Yasin sesleri sedaları çıkmayanların nasıl kağıttan kaplan kesildiklerini.

"Mü'minin, mümine tebessümü sadakadır"

program tuhaf bir biçimde aniden bitiyor. Acaba burada Bahadır kardeş son mesajlar kabilinden bir şeyler söylemiş ve bundan rahatsızlık duyulmuş olabilir mi diye insan sormadan edemiyor.

Salih Tuna niçin Bahadır Kurbanoğlu'nun " Kemalist tek parti rejimi ile Suriye'deki Baas rejimi arasındaki parelerlik üzerinden verdiği örneğe itiraz ediyor, Aslı Aydıntaşbaş'ların, Ceyda Karan'ların yanında seslerini çıkaramayanlar, "Bizim Mahalleye" gelince nasılda aslan, kaplan kesiliyorlar. Yoksa Salih Tuna'damı bizim hala anlayamadığımız İran'lıların direniş hattı dedeği basbaya "Fars Hilali" olan İran Ulusal Dış Politakasına inanıyor?