Muhalefetin arkasına aldığı rüzgarın AK Parti farkında mı?
Aydın Ünal, AK Parti Teşkilatlarına yönelik yazdığı yazıda sadece Erdoğan'a güvenerek adım atılmaması gerektiğini teşkilatlara çok fazla sorumluluk düştüğünü ifade ediyor.
Aydın Ünal / Yeni Şafak
Teşkilatın yükü ağır
Milletvekili aday listeleri pazar akşamı YSK’ya teslim edildi ve kamuoyuna açıklandı. Bu son liste, AK Parti’nin kurulduğu günden itibaren yaptığı 7. milletvekili aday listesiydi. Şahsen ben bu listeyi öncekilere nazaran üzerinde en fazla çalışılmış, dengeli, etkili bir liste olarak değerlendirdim. Sorunlu isimler yok mu? Var. Ancak eski listelere göre daha az olduğunu söyleyebilirim.
AK Parti dün Ankara’da aday tanıtım toplantısını da yaptı. Geceden itibaren adaylar şehirlerine dönmeye başladılar. Bugün itibariyle de seçim artık tamamen sahaya inmiş oldu.
AK Parti’nin, kurulduğu 2001 yılından itibaren, Türkiye’nin hemen her köy ve mahallesine kadar uzanan, dinamik, enerjik ve heyecanlı bir teşkilat yapısı oldu. Ana kademesi, gençlik ve kadın kollarıyla bu teşkilat, tam bir uyum içinde hem seçimlere çalıştı hem de seçim sonrasında yerel sorunların çözümü için mücadele verdi. Yorulanlar hemen kenara alındı, yerlerine yeni isimler seçildi. Hataya, ihmale, tembelliğe müsamaha gösterilmedi. Böylece heyecan her an doruk noktasında tutuldu.
Ancak 14 Mayıs seçimlerinde teşkilatın yükü önceki seçimlerden çok daha ağır.
Önceki seçimlerde, teşkilatın da önüne geçen bir Erdoğan rüzgârı vardı. Kuşkusuz teşkilat çok iyi çalıştı ama çalışmasa bile, Erdoğan rüzgârı milletin teveccüh göstermesi için epeyce yeterli oluyordu.
14 Mayıs seçimlerine giderken Erdoğan rüzgârı yine var lakin bu kez muhalefetin de öyle ya da böyle bir rüzgâr estirdiğini kabul etmek durumundayız.
İşte onun için, bu seçimde AK Parti teşkilatının, Erdoğan rüzgârına güvenerek rehavete kapılma lüksü bulunmuyor.
Adayların da şehirlerine dönmeleriyle birlikte, bugünden itibaren, zaten çok kısa olan propaganda döneminde AK Parti teşkilatının her zamankinden iki kat fazla çalışması gerekiyor.
Son dönemde teşkilatın sahada en çok karşılaştığı sorun kuşkusuz hayat pahalılığı. Sokakta, caddede, ev ve esnaf ziyaretlerinde adaylar ve teşkilat epeyce şikâyet dinleyecekler. Ancak bozulan ekonomik dengeleri tekrar AK Parti’nin, sadece AK Parti’nin onarabileceği duygusunu vermek de zor olmayacaktır. Bunun yanında, muhalefetin “yapmak” değil “yıkmak” motivasyonuyla hareket ettiği, bu motivasyonun da birbirine benzemez parçaları bir araya getirdiği, Türkiye düşmanlarının ve terör örgütlerinin iştahını kabarttığı gerçeğini de seçmene anlatmak üzere teşkilata çokça malzeme verecektir.
Teşkilatın baş etmesi gereken en önemli sorun ise sandığa gitmekten imtina eden, küskün, kırgın, kafası karışık kesim olacaktır.
Bu noktada, özellikle depremzedelere yönelik özel çalışmalara ihtiyaç olduğu açıktır.
Deprem illerinden önemli bir nüfus başka şehirlere göç etmek zorunda kaldı ve iyi şartlarda yaşamıyor. Deprem bölgesinde kalanların, çadır ve konteynerlerde yaşayanların da durumları mükemmel değil.
AK Parti teşkilatının, enerjisinin büyük bölümünü bu kesime ayırması kaçınılmaz görünüyor. Deprem illerinde AK Parti oylarının yüksekliği de dikkate alınırsa, küskün depremzede seçmenin sandığa gitmemesinin faturası ağır olacaktır. Dolayısıyla deprem bölgesinde ve diğer illerde depremzedelerin gönüllerinin kazanılması, en çok da, sorunlarının AK Parti’nin yeniden seçilmesiyle çözülebileceği duygusunun verilmesi son derece önemli.
2002’den bu yana her seçimde AK Parti teşkilatının katkısı büyüktü. 14 Mayıs seçimi ise sadece teşkilatın katkısı ile kazanılabilir. Bu seçim başka seçime, önceki seçimlere benzemiyor. Bu duygu, bu heyecan ve yüksek bir motivasyonla sahaya inildiğinde zafer bir kez daha mümkün olacaktır.
HABERE YORUM KAT