1. HABERLER

  2. ETKİNLİK-EYLEM

  3. Modernizm ayrıştırır ve dönüştürür, dönüştürmediğini ise yok eder!
Modernizm ayrıştırır ve dönüştürür, dönüştürmediğini ise yok eder!

Modernizm ayrıştırır ve dönüştürür, dönüştürmediğini ise yok eder!

Özgür-Der Çorum Şubesinde 2024-2025 programları kapsamında bu hafta Ömer İslam ve Şahin Çalışkanoğlu "Dünyayı Kuşatan Modernizm ve Dayattığı Hayata Bakış" başlıklı bir sunum gerçekleştirdiler.

30 Kasım 2024 Cumartesi 14:10A+A-

Modernite dediğimiz şeyin sebebinin Katoliklik uygulamaları ve kabulleri olduğunu hatırlatan Şahin Çalışkanoğlu sözlerine şöyle devam etti. “Katolikliğin izah ettiği kilisede bedenleşen Tanrının varlığına ilişkin bir kuşku yok fakat hayata yansımalarına ilişkin tepki vardır. Tam bu noktada modernizliğin en karakteristik özelliği ortaya çıkar o da tepkisel bir hareket (din) olmasıdır. Aslında modernizm tepki verdiği dini kendine model alarak kendini din gibi inşaa etmiştir.

Akıl araçtır kaynak değildir…

Modernizm bizlere Tanrının olmadığı bireysel ve toplumsal bir hayat dayatmaktadır. Pekii Katoliklikteki insan hayatının içindeki Tanrının görevini kim yapacak? Bunu yapabilecek en uygun varlık insandır. Tanrının yerine insanın oturtulduğu ve insan tanrısal rolünü oynarken, aklı kutsallaştırdı ve bana yeter dedi. Akıl dinlerde önemlidir fakat araçtır kaynak değildir. Bu açıdan baktığımızda Müslüman bakış açısı ile vahyin karşısına rasyonalite konuldu.

Yıllarca siyasal bir sitemin parçası olarak laikliği tartışırken, ondan daha önemli bir kavram sekülerleşmeye vurgu yapan Çalışkanoğlu, tson yıllarda değişik faktörlerin etkisi ile seküler bir dünya inşa edildi. Bireysel ve toplumsal ilişkilere yaratıcıyı katmayan bir zihin inşa edildi. Buradan hareketle yönetim şekli ne olursa olsun toplum seküler olduktan sonra o toplumun laik olmaması veya olmamasının o kadar önemi kalmıyor.

Cemaatte rahmet, ayrılıkta azap vardır…

Modernizmin ahlaki boyuta ki yaşanan yozlaşmaya da değinerek, bedenin, düşüncenin mahremiyetine ait alanlar sıfırlanmıştır. Artık mahrem olmak değerli değil teşhirci olmak sergilemek değerlidir. Sosyal ortam içerisinde insan kendine ait görevlerini yerine getirerek insan olur. Allah’a kulluk, anne, baba gibi görevleri bir topluluk içerisinde yapar, ama modernite insanı o toplumdan alıp yalnızlaştırdı ve bireyselleştirdi. Çünkü insanı istediği gibi yönetmenin en iyi yolu topluluklardan koparmaktır. Cemaatte rahmet, ayrılıkta azap vardır, diyerek sözlerini tamamladı.

Modernizm tahakkümcü, ötekileştirici, tek tipleştirici boyutlarına değinerek sözlerine başlayan Ömer İslam, dine karşı kendini konumlandıran modernitenin alternatifinin bile düşünülümez algısı oluşturulduğunu söyledi.

İşgal edip ve yetiştirdiği aydınlar eliyle toplumları dönüştürdüler. Tanzimat ile başlayan Cumhuriyet ile devam eden Batılılaşma hareketleri bunun bir yansımadır, ekonomik, askeri ve kültürel olarak işgal edilen toplumlardan güce tapan, sorgulamayan bir insan profili inşa ettiler.

Bu işgale karşı tersinden bir duruşa sahip olmak gerektiğini belirterek, değerlerimize sahip çıkmalıyız. İmtihan halindeyiz, bireysel anlamda bizi aşan bir durum ile karşı karşıyayız ve bu vaka içinde doğduk ve yaşıyoruz. Kur’an ve Hz.Peygamber AS örnekliği ile hayatımıza yön vermeliyiz ve ümit var olmalıyız.

Tevhid birleştirir, Modernite ayrıştırır…

Modernizm doğrusal bir tarih algısına sahiptir, eski hep kötü, yeni hep iyi bu büyük bir yalandır. Tarihi inişli ve çıkışlıdır. Allah günleri aramızda döndürmektedir, hiçbir şey ilelebet değildir, Batı’nın gücüde bir gün bitecek. Ahiret algısı olmayan, hatayı sadece dünyadan ibaret bir düşünceye sahip modernizme karşı bizler ahirete ve hesap vereceğimize iman ettik.

Tevhid hayatının tamamını birler, bireysel veya toplumsal tüm hayata bütüncül bir bakış açısı sahiptir ve bir bütünlük arz eder, oysa modernizm ayrıştırır ve dönüştürür, dönüştürmediğini ise yok eder diyerek sözlerini tamamladı.

Program soru, cevap ve katkıların ardından sona erdi.

foto1-004.jpg

foto2-004.jpg

 

HABERE YORUM KAT