Modern Dünyanın Çocuklara 'Cinsiyetsizlik' Dayatması
''Bu kişiler, kadınlarla erkekler arasında fark olmadığını söyleyen dini-ideolojik bir tarikat üyesi ve bunun bilimle hiçbir alakası yok.''
Çocukluğundan itibaren bir insanın kıyafetleri, oyuncakları, odası ve hayat tarzı cinsiyeti ekseninde şekillenir ve bir çocuğun karakteri böylece ait olduğu cinsiyete göre bir hal kazanır. Ancak son yıllarda ortaya çıkan cinsiyetsiz okullar bu algıyı kırma yönünde bir girişim başlattı.
Bu okullarda cinsiyete dair bir fark yok
İsveç'te okul öncesi eğitim veren bu kurumlarda kız ve erkeklerin ayrı oyuncakları ve oyun alanları bulunmuyor. Aynı anda, aynı oyuncaklarla oynayan çocukların herhangi bir cinsiyete "zorlayarak" bir eğilimi olmaması amaçlanmış. Bu iki okulun ismi Nicolaigarden ve Egalia. Egalia, Latince'de eşitlik anlamına gelen bir kelime.
Okulda "çocukların belirli cinsiyet sınırları içerisine hapsedilmediği" dile getirilirken, çocuklara kız yahut erkek olduklarına dair herhangi bir ifadeyle hitap edilmiyor. Okulun temel prensiplerinden biri, kızlara kız, oğlanlara oğlan dememek! Bunun yerine “arkadaş” veya “çocuk” diyorlar.
Çocuklar daha çok isimleriyle çağrılırken, cinsiyet ihtiva etmeyen Türkçe'de "o" anlamına gelen "hen" zamiri de kullanılmakta.
Okulda kullanılan kitaplarda sadece klasik anne-babaya değil, eşcinsel çiftlere de yer veriliyor. Bu tarz okulların yakında dönemde Türkiye'de de açılması planlanıyor.
"Cinsiyetsizliği dayatıyorlar"
Cinsiyetsiz okullar, cinsiyetin bir dayatma olduğunu öne sürerken cinsiyetsizliği dayatmakla ve eşçinselliği yaymakla suçlanıyor.
Biyolojik olarak farklılıkları bulunan iki cinsiyeti, zorla aynı kalıplara sokarak ortak bir hayat biçimi ve ortak bir tarz inşa etmeye çalışmanın büyük bir yanlış olduğu belirtilirken, İsveçli psikiyatrist ve yazar David Eberhard'a göre çocukları cinsiyet ihtiva etmeyen "hen" zamiriyle çağrımak, biyolojik farklılıklar karşısında bilinçli bir körlük.
"Bilimle alakası yok, onlar dini bir tarikat"
Eberhard sözlerini şöyle sürdürüyor: "Bu, çocuklar küçük olduğu esnada işe yarayacak bir tür beyin yıkama ve kısa vadede bunu benimseyeceklerdir. Ancak normal bir okula gittiklerinde ve bir dini tarikat içinde yaşadıklarını farkettiklerinde ne olacak? Bu kişiler, kadınlarla erkekler arasında fark olmadığını söyleyen dini-ideolojik bir tarikat üyesi ve bunun bilimle hiçbir alakası yok." Okulların yetkilileri "kızları erkek, erkekleri de kız olarak yetiştirme gibi bir niyetlerinin bulunmadığını, sadece her çocuğun olmak istediği kişi olmasını istediklerini" öne sürüyor. Ancak Eberhard gibi birçok isim bu tutuma şiddetle karşı.
"Çocuklar cinsiyet sorunları yaşayabilir"
Cinsiyetsiz okula karşı çıkan kişiler, çocukların cinsiyetlerine yabancılaştırılması yerine toplumda var olan cinsiyet eşitsizliği sorununa eğilmenin gerekliliğine vurgu yapıyor. Cinsiyetsiz okulların yaygınlaşabileceği düşünülürken bunun nelere sebep olacağı ise merak konusu. Bu tür okullarda eğitim gören çocukların ileriki yıllarda ait bulundukları cinsiyetle ilgili birtakım sorunlar yaşayacağı düşünülüyor. David Eberhard gibi birçok kişi bu okulları belirli bir fikri oluşumun ya da dini tarikatın ortaya attığını ve desteklediğini, bu tarz eğitimin cinsiyet algısını yıkmak için bir proje olduğunu öne sürüyor. Çocukların cinsiyetlerinin bir aşağılanma konusu olmadığı, kız ya da erkek olmanın bireyin değerinde bir değişim yaratmayacağı ve herkesin kendi cinsiyetini sorun yaşamadan benimsemesi gerektiği savunuluyor.
Mepa News
HABERE YORUM KAT