MİT'ten Tahşiye Grubuna İlişkin Açıklama
Tahşiye grubuna yönelik kumpas kurulduğuna ilişkin açılan davanın ilk duruşması başladı. MİT’ten gelen yazıda, “Grubun şiddete veya silahlı teşkilatlanmaya dönüştürüldüğüne dair bir tespitimiz yok” dendi.
Tahşiye grubuna yönelik kumpas kurdukları iddia edilen dönemin emniyet müdürleri Ali Fuat Yılmazer, Erol Demirhan, Yurt Atayün ve Ömer Köse ile Samanyolu Genel Müdürü Hidayet Karaca’nın da aralarında bulunduğu 9’u tutuklu 33 sanığın yargılandığı dava başladı. İlk duruşmaya tutuklu sanıklar Hidayet Karaca, eski emniyet müdürleri Ali Fuat Yılmazer, Yurt Atayün, Erol Demirhan, Ertan Erçıktı, Ömer Köse ile Ekrem Çelik, Hüseyin Nohut ve Mustafa Kılıçarslan ile başka suçtan tutuklu 4 sanık katıldı. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlayan dava Çağlayan Adliyesi’nin büyük salonunda görülüyor.
Duruşmaya Mustafa Kaplan ve Bünyamin Ateş’inde bulunduğu 16 müşteki katılırken, Tahşiye Grubu lideri Mehmet Doğan katılmadı.
Duruşmada sanık avukatları Tahşiye grubuna yönelik yargılamanın Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesi’nin baktığını, gruba ilişkin kumpas yapıldığı iddiasıyla açılan davanın ise Çağlayan Adliyesi’nde açılmasına itirazda bulundu. Avukatlar, davanın Bakırköy’de görülmesini talep etti.
MİT: Tespitimiz yok
Duruşmada Tahşiye Grubuna yönelik duruşmadan bir gün önce Milli İstihbarat Teşkilatı’ndan yazı geldiği ortaya çıktı. MİT Hukuk Müşaviri Ümit Ulvi Canik imzalı yazıda, MİT kayıtlarında Tahşiye ile ilgili araştırma sonucu yer aldı. Yazıda, Radikal Tahşiye Grubu, ‘El Kaide yanlısı Radikal Mehmet Doğan Grubu’ veya ‘Radikal Mehmet Doğan Grubu’ adı altında herhangi bir örgüt veya silahlı bir örgüte dair bir tespitimiz bulunmadığı ifade edildi.
MİT’in 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdiği yazıda şu ifadelere yer verildi
“Tahşiye Grubu isimli dini motifli yapılanma hakkında ise; Müsteşarlığın faaliyet konuları kapsamında, Teşkilat usul, prensip ve teknikleri kullanılarak yürütülen rutin çalışmalar esnasında Mehmet Doğan’ın kaleme aldığı ‘Esrarname’ adlı kitapta ayeti hadis ve Risale-i Nurlar’dan alıntılarla yaptığı şerhlerde ‘Şuayb Bin Salih’ olarak adlandırdığı Usame Bin Ladin’i ‘Mehdi’nin Komutanı’, EL Kaide’yi ise ‘Mehdi’nin Askerleri’ olarak izah ettiği yönünde istihbari bilgi, duyum elde edildi. Ancak söylem bazında dile getirdiği söz konusu bilgi, duyumun şiddete veya silahlı teşkilatlanmaya dönüştürüldüğüne dair bir tespitimizin olmadığı, Gruba yönelik İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğü’ne 3 Aralık 2008 tarihi öncesinde ya da sonrasında intikal ettirilen herhangi bir not ya da yazı bulunmadığı tespit edilmiştir.”
Al Jazeera
HABERE YORUM KAT