MİT Yasası, İşkenceciye Dokunulmazlık Sağlar
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün onayladığı MİT’e olağanüstü yetkiler veren yasayla ilgili Türkiye’de de ofisi bulunan İnsan Hakları İzleme Örgütü’nden tepki geldi.
Geçtiğimiz günlerde onaylanarak yürürlüğe giren yeni MİT Yasası, tartışmaları beraberinde getirdi. New York merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), ilgili raporunda yeni düzenlemenin özgürlüklere darbe vurduğunu söyledi. MİT çalışanlarına geniş dokunulmazlıklar getirdiği gerekçesiyle yasayı eleştirdi.
İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch, HRW), Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından onaylanan yeni MİT Yasası’yla ilgili bir rapor hazırladı. Dün kamuoyuna açıklanan raporda çarpıcı tespitler yer alıyor. Buna göre, yasa, istihbarat teşkilatını fiilen hukukun üzerinde bir konuma yerleştiriyor. Bu, işkence gibi çok ağır insan hakkı ihlali yapan istihbaratçılar için yasal dokunulmazlık zırhı anlamına geliyor. MİT’e verilen geniş bilgi toplama yetkisi özel hayatın dokunulmazlığını zedeleyecek nitelikler taşıyor. Teşkilata yönelik hak ihlallerini açığa çıkaran gazetecilere öngörülen hapis cezası da basın özgürlüğünü tehdit ediyor. HRW raporunda, Birleşmiş Milletler’in düşünce ve ifade özgürlüğü tavsiyeleriyle çelişen yasanın mutlaka değiştirilmesi gerektiği vurgulanıyor.
Tartışmalı MİT kanunu, kamuoyuna sızdırılan istihbarat bilgilerini yayınlayan gazetecilerin 9 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını öngörüyor. MİT ise görevi sırasında insan haklarını ihlal eden personelini savcılık soruşturmasından muaf tutabilecek. Ayrıca kanun, istihbarat teşkilatına, insanların özel hayatlarına ilişkin mahrem bilgilere, mahkeme kararı olmaksızın, sınırsızca erişme yetkisi veriyor.
Dünyanın önde gelen örgütlerinden İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch), geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından onaylanan yeni MİT Yasası için “Hak ihlallerine kapı açıyor.” tespitini yaptı. İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün yaptığı açıklamada, yeni MİT Kanunu’nun bir yandan MİT’in izleme, gözleme ve dinleme yetkililerini artırırken, diğer yandan teşkilata atfedilebilecek hak ihlallerini açığa çıkartan gazetecileri hapis cezasıyla tehdit ettiği belirtildi.
Yeni yasanın insan hakları açısından en sorunlu gördüğü tarafın basın özgürlüğünü, ifade özgürlüğünü ve kamuoyunu ilgilendiren bilgilere erişim hakkını zedelemesi olduğunu belirten örgüt, “Kamuoyunu meşru olarak ilgilendiren konuların yayınlanmasını cezalandıran yasa, bu yönüyle halkın hükümetten ve ona bağlı kurumlardan, özgür medya aracılığıyla hesap sorma hakkına doğrudan ve açık bir engel teşkil ediyor.” ifadelerine yer verdi. Yasa, ilk defa sızdırılan bilgileri “radyo, televizyon, internet, sosyal medya, gazete, dergi, kitap ve diğer tüm medya araçları ile her türlü yazılı, görsel, işitsel ve elektronik kitle iletişim araçları vasıtasıyla yayımlayan, yayan veya açıklayan” gazeteci ve editörlerin de üç ila dokuz yıl arası hapisle cezalandırılmasını öngörüyor. Kamuoyunu meşru olarak ilgilendiren konuların yayınlanmasını cezalandıran yasa, bu yönüyle halkın hükümetten ve ona bağlı kurumlardan, özgür medya aracılığıyla hesap sorma hakkına doğrudan ve açık bir engel teşkil ediyor.
İŞKENCECİYE DOKUNULMAZLIK GELİYOR
Yasadaki önemli bir tehlikenin işkence gibi çok ağır insan hakları ihlalleri yapan istihbarat personeline yasal dokunulmazlık sağlanması olasılığı olduğunu belirten örgüt, şu noktaya dikkat çekiyor: “Buradaki tehlike görevlerinin ifası sırasında, örneğin işkence gibi çok ağır insan hakları ihlalleri yapan istihbarat personeline de yasal dokunulmazlık sağlanması olasılığı. Kaldı ki yasa, istihbarat teşkilatını da fiilen hukukun üzerinde bir konuma yerleştiriyor, zira yasa uyarınca, teşkilatın faaliyetleriyle ilgili savcılık soruşturması açılıp açılmayacağına, yine teşkilatın kendisi karar veriyor.” Yasa, istihbarat personeline yönelik olarak bir şikâyet veya ihbar söz konusu olduğunda, savcılığın MİT Müsteşarlığı’na bilgi vermesini öngörüyor. İstihbarat biriminin, iddia edilen suistimalin MİT’in “görev ve faaliyetlerine ilişkin olduğunu belirtmesi veya belgelendirmesi hâlinde” savcılık soruşturması durduruluyor ve teşkilat personeli fiilen yasal dokunulmazlık kazanmış oluyor. Yani suistimal iddiaları karşısında savcıların re’sen soruşturma açma veya teşkilatın faaliyetlerini yargı denetimine tabi tutma yetkisi bulunmuyor.
YENİ YASA, BASIN VE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ AÇISINDAN SORUNLU
Yeni kanun kamuoyuna sızdırılan istihbarat bilgilerini yayınlayan gazeteciler ve editörlerin dokuz yıla kadar hapisle cezalandırılmasını öngörüyor. MİT ise görevleri sırasında insan haklarını ihlal eden personelini savcılık soruşturmasından muaf tutabilecek.
ÖZEL HAYAT TEHDİT ALTINDA
Yeni kanunun, devletin hesap verebilirliği ilkesini, basın özgürlüğünü ve özel yaşamın dokunulmazlığı hakkını zedeleyecek nitelikte olduğu belirtilen açıklamada, kanunda yer alan birçok önemli düzenlemenin Türkiye’nin insan hakları alanındaki hem uluslararası hem de iç hukuktan kaynaklanan yükümlülüklerini ihlal ettiği, dolayısıyla bu düzenlemelerin hiç gecikmeksizin değiştirilmesi gerektiği vurgulandı. Yeni yasa, Milli İstihbarat Teşkilatı’na, bireyler hakkındaki mahrem bilgileri, belgeleri ve verileri kamu kurum ve kuruluşlarından, bankalardan, arşivlerden, şirketlerden, diğer tüzel kişilerden ve hatta tüzel kişiliği haiz olmayan örgütlerden, mahkeme kararı olmaksızın toplayabilmesi için çok geniş yetkiler veriyor. Yasa talep edildiğinde bu bilgilerin MİT’e verilmesini zorunlu kılıyor ve diğer yasa, tüzük ve yönetmeliklerde aksine hükümler bulunması halinde, bu yasanın hükümlerinin geçerli olacağını belirtiyor.
Zaman
HABERE YORUM KAT