MİT tırları davasının gerekçeli kararı açıklandı
MİT tırlarının durdurulması davasında FETÖ'nün "sivil imamları"nın da aralarında bulunduğu 27 sanığa verilen hapis cezalarının gerekçesi açıklandı.
Adana ve Hatay'da MİT tırlarının durdurulması davasında Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmasının (FETÖ/PDY) 11 "sivil imamı" ile eski bir tuğgeneralin de aralarında bulunduğu 50 sanıktan 27'sine ağırlaştırılmış müebbet ila 1 yıl 10 ay 15 gün arasında değişen hapis cezaları verilmesinin gerekçesi açıklandı.
Adana 13. Ağır Ceza Mahkemesince 1 Ocak ve 19 Ocak 2014'te MİT tırlarının durdurulmasını organize ettikleri belirtilen FETÖ'nün 11 "sivil imamı" ile bir tuğgeneralin de aralarında bulunduğu 11'i firari 50 sanıktan 27'sine verilen hapis cezalarıyla ilgili gerekçeli kararı yazıldı.
Sanık savunmaları ve tanık beyanları, delil değerlendirmesi ve hüküm gibi kısımların yer aldığı 722 sayfalık gerekçeli kararda, FETÖ/PDY'nin yapısı, işleyişi, mali kaynakları, kamu kurumlarına sızma stratejisi, kendisinden olmayanlar üzerinde oluşturduğu baskı gibi ayrıntılara da yer verildi.
FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişiminin anlatıldığı, sanıklarla ilgili değerlendirmelerde bulunulan kararda, MİT tırlarının durdurulmasının olağan bir adli soruşturma olmadığı ifade edildi.
Kararda, MİT tırlarının durdurulmasının FETÖ/PDY'nin planlı bir örgütsel organizasyonu olduğu anlatılarak şu tespite yer verildi:
"Özellikle Zeytin Dalı ve Barış Pınarı harekatları ile YPG, El Kaide, DEAŞ gibi şiddetten beslenen terör örgütlerinin etkisiz hale getirilmeleri ve bataklıklarının kurutulması sonucu tüm dünya devletlerinin Türkiye Cumhuriyeti devletini üstün başarılarından dolayı ister istemez ayakta alkışlamak zorunda kaldığı süreç öncesinde, birçok belirsizlik halinin istenerek yaşatıldığı ve 'sakalsız Usame bin Ladin' olan Fetullah Gülen'in ikamet ettiği ABD başta olmak üzere farklı devletlerin karmaşık çıkarlar güttüğü ve milyonlarca masum sivilin göçe zorlanıp ölüme terk edildiği güney sınırlarımızın ötesindeki çatışmaların yansımalarının ülke içerisinde sinsice gizli bir örgüt tarafından da takip edildiği anlaşılmıştır. Devletimiz içerisinde zehirli bir yılan gibi çöreklenmiş ve zehrini akıtmak için zaman kollayan asker, polis, savcı gibi her türlü üniformayı, cübbeyi, kimliği bir suikast kamuflajı olarak kullanabilen, yüzyılın en tehlikeli örgütü olan FETÖ/PDY yapılanmasının örgütsel eylemleri için Suriye'de farklı gruplar arasındaki çatışmalar, FETÖ/PDY'nin terör eylemlerine mümbit bir zemin oluşturmuştur."
"15 Temmuz'un ilk uluslararası adımı MİT tırlarına yapılan operasyonla atılmıştır"
MİT tırlarına yapılanın "FETÖ/PDY terör saldırısı" olarak anlatıldığı gerekçeli kararda şu ifadelere yer verildi:
"Asıl amacı milletin iradesine kastetmek olan ve bunu Gazi TBMM'yi ve Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ni bombalamakla ispat eden FETÖ/PDY yapılanması, görünüşte farklı bir fraksiyon, esasında ise FETÖ'cü bir inanışla kendilerini adadıkları, yeni bir sözde askeri darbeyle yönetimi ele geçirmek adına uluslararası zihinlerde darbe yanlısı gayrimeşru bir meşruiyet peydahlamak için 15 Temmuz menfur darbe teşebbüsünün ilk uluslararası adımını, MİT tırlarına yapılan FETÖ/PDY örgütü algı operasyonu olan terör saldırısı ile gerçekleştirmiştir. Suç tarihi itibarıyla Ankara, Adana ve Hatay jandarma komutanlıkları bünyesinde farklı rütbelerle görev yapan veya genellikle öğretmen olan ya da devlet memuriyetlerinde bulunan FETÖ/PDY yönetici ve üyesi oldukları anlaşılan sanıkların, alelade bir adli soruşturma kapsamında görevin icrası görüntüsü arkasına gizlenip tamamen örgütsel saikle hareket ederek adli yetki, mekanizma ve kurumları suç konusu niteliği itibarıyla devlet sırrı mahiyetindeki bilgileri temin ve ifşa etme amacıyla suistimal ettikleri açıktır."
"Tırların durdurulması Diyarbakır ve Nevşehir'de toplantılarla planlandı"
Kararda, MİT tırlarının durdurulmasının basit bir ihbar doğrultusunda yapılan arama olmadığı, örgütsel bir plan ve çalışma kapsamında kararlaştırılıp uygulandığı belirtilerek şu tespitlere yer verildi:
"Gizli tanık ve tanık beyanları bağlamında örgüt elebaşı Fetullah Gülen tarafından MİT faaliyetlerinin takip edilmesi talimatı verilmesinin ardından, örgütün jandarma mahrem yapılanması yöneticilerinin toplantı yaptığı, 2013 Ağustos'unda Diyarbakır'da gerçekleşen toplantıda MİT'in tırlarla sevkiyat yapmasının görüşülmesi sonrası, örgüt elebaşı Fetullah Gülen tarafından tırlara bu aşamada müdahale edilmemesi fakat tüm hareketliliğin takip edilmesi talimatı vermesiyle 2013 Eylül'ünde yapılan toplantıda, bölgede istihbarat ağı en geniş olan ve gerektiğinde tırlara müdahale etmek için adli yetkisi bulunan jandarma biriminin konuyu takip etmesinin kararlaştırıldığı, toplantıda hazır bulunan sözde Jandarma Genel Komutanlığı Diyarbakır Bölgesi Temsilcisi sanık Nurullah kod adlı Nurettin Oruç'a MİT'in ilgili tüm hareketliliğinin takip edilmesi görevinin verildiği anlaşılmıştır."
Kararda, sanık Oruç'a hiyerarşik bağı olan sanık Hamza Ali Ece'nin, kendisine bağlı "müdür yardımcıları" ile Hatay İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğünde görevli üsteğmen sanık Gökhan Bakışkan ve Adana İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğünde görevli üsteğmen sanık Orhan Şahin ile 20-22 Eylül 2013 tarihleri arasında Nevşehir'in Kozaklı ilçesindeki bir otelde kamp yaptığı ve bölgedeki MİT faaliyetlerinin takip edilmesi hususunda yol haritasını "müdür" ve "müdür yardımcıları"ndan müteşekkil kurulla belirledikleri ve her iki sanığa bu konuda örgütsel görevlerini bildirdikleri aktarılarak şunlar kaydedildi:
"Bu eylemin organizesi amacıyla 20 Eylül 2013-22 Eylül 2013 tarihleri aralığında Nevşehir Kozaklı ilçesinde bir otelde örgütsel toplantı yaptıkları, bu toplantıya şüpheliler Hamza Ali Ece, Mehmet Cevher Koyuncu, Mustafa İlhan, Fatih Kaya, Hasan Bektaş ve Süleyman Gürbüz'ün katıldıkları tespit edilmiştir."
Eylem için ayrı ayrı operasyonel hat kullanmışlar
Kararda, MİT tırlarını durduran jandarma görevlilerinden sorumlu 11 "sivil imam"ın, eylemi yöneten, organize eden ve yönlendirenler oldukları, 1 Ocak 2014 ve 19 Ocak 2014 arasında operasyonel hat kullandıkları, bizzat olay yerine gittikleri, eylemin gerçekleşmesinin ardından bu hatları iptal ettikleri tespitlerine yer verildi.
FETÖ'nün "sivil imam"larından sözde en önemlisinin, dönemin Adana Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Hamza Celepoğlu da dahil Adana, Hatay, Mersin ve Osmaniye'deki jandarma görevlilerinden sorumlu "Halil" kod adlı Hamza Ali Ece olduğu aktarılan kararda, tırların durdurulmasının diğer "imam"lar Bayram Andaç, Muharrem Gözüküçük, Mehmet Cevher Koyuncu ve Abdulkadir Akçay aracılığıyla yürütüldüğü anlatıldı.
Adana ve Hatay'da MİT tırlarının durdurulması davasının gerekçeli kararında, "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan eski jandarma kurmay albay sanık Ömer Arık'ın eylemleri de yer aldı.
Sanıklarla ilgili değerlendirmelerde bulunulan kararda, "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan eski jandarma kurmay albay sanık Ömer Arık'ın 2014'te Y.E. kullanıcı adıyla ByLock programını kullandığı, FETÖ'nün örgütsel iletişim ağına dahil olduğu ve örgütsel talimat hiyerarşisinde konumlandırıldığı belirtildi.
Arık’ın başkaları adına kayıtlı, "patates hat" olarak bilinen "operasyonel hat" kullandığı bildirilen kararda, sanığın kullanımındaki hatların "çakıştırılmasında" Adana ve Ankara'da aynı gün içerisinde ortak baz verdiği, bu hat ile FETÖ/PDY’nin Adana ve çevresindeki bölgelerde görev yapan tüm rütbelerdeki jandarma personelinden sorumlu "müdür" statüsündeki örgüt imamı "Halil" kod adlı Hamza Ali Ece ile görüştüğü anlatıldı.
Gerekçeli kararda sanığın 15 Temmuz hain darbe girişiminde, darbeciler tarafından hazırlanan sözde "sıkıyönetim komutanları listesi"nde Şırnak Çakırsöğüt 1. Jandarma Komando Tugay Komutanı olarak yer aldığı belirtilerek, şu tespitlere yer verildi:
"15 Temmuz günü ve devamında Balıkesir İl Jandarma Komutanlığı ve askeri birliklerdeki hareketlilik, daha sonrasında yapılan soruşturma ve yargılamalar, Şırnak Çakırsöğüt 1. Jandarma Komando Tugayı'nın darbe teşebbüsü bağlamında önemi, devamında Tugay ile ilgili hareketlilik sonucu yapılan soruşturma ve kovuşturmalar, sanığın asker kişiliği nedeniyle tüm varlık sebebi olan milletini korumak görevinin aksine milleti en hunharca ve vahşi şekilde tankların paletleri, helikopter ve uçak bombaları ile katledilirken ve ülkesi her kurumu ile hedef alınmışken telefon ile Çakırsöğüt Tugay Komutan Yardımcısı tutuklu sanık Sedat Doğanarslan'ı arayıp sıkıyönetim listesindeki atanması üzerinden şakalaştığı, bahsi geçen örgüte adanmış ve insani duygulardan soyutlanmış ruh hali nedeniyle takdiri indirim uygulanmasına yer olmadığı kanaati heyette hasıl olmuş, 'cebir ve şiddet kullanarak Anayasa'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs' suçunu işlediği anlaşılmıştır."
Kararda ifadesine yer verilen bir tanık, "Ömer Arık, Garnizon Komutanı M.A'yı ve 2016 yılında Balıkesir'den Şırnak Çakırsöğüt Tugay Komutanlığına Tugay Komutan Yardımcısı olarak atanan ve Ömer albayın devresi olan Sedat Doğanarslan'ı aradı. Ömer Arık, Sedat Doğanarslan ile görüşürken esprili bir şekilde 'Abi bak söylediklerim çıkıyor, beni de Çakırsöğüte Tugay Komutanı yapmışlar, yine beraberiz' dedi. Daha sonra M.A. ile bir ya da iki kez daha görüştü. Ömer Arık bir müddet televizyon haberlerine baktıktan sonra saat 01.20 sularında arabasının hazırlanmasını istedi. Sonrasında arabasına kadar konuşa konuşa gitti." beyanında bulundu.
Şırnak'ta, FETÖ/PDY darbe girişimi faaliyetleriyle ilgili Adana'da görülen davada Çakırsöğüt Tugay Komutan Yardımcısı Albay Sedat Doğanarslan "Cebir ve şiddet kullanarak Anayasa'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı.
MİT tırlarının durdurulması
MİT tırları, 1 Ocak 2014'te Hatay'ın Kırıkhan ilçesinde, 19 Ocak 2014'te ise Adana'nın Ceyhan ilçesinde durdurulmuştu.
Tırların durdurulması ve arama işlemlerini organize ettikleri gerekçesiyle FETÖ/PDY'nin 11 "sivil imamı" ile eski bir tuğgeneralin de aralarında bulunduğu 55 sanık hakkında açılan davayla ilgili İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesince yetkisizlik kararı verilerek dosya Adana'ya gönderilmişti.
Adana 13. Ağır Ceza Mahkemesi, duruşmaları kapalı görülen davada, ara kararıyla bazı sanıkların tahliyesine, bazı sanıkların da dosyasının ayrılmasına hükmetmişti.
Dava süreci
MİT tırlarının durdurulmasını organize ettikleri gerekçesiyle FETÖ/PDY'nin 11 "sivil imamı" ile eski bir tuğgeneralin de aralarında bulunduğu 50 sanıktan 27'si 30 Ekim'deki karar duruşmasında, 1 yıl 10 ay 15 gün ile ağırlaştırılmış müebbet arasında değişen hapis cezalarına çarptırılmıştı.
Tırları durduranlar arasında yer alan, eski Adana Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Hamza Celepoğlu'nun da bulunduğu 13 sanık hakkındaki dava, Yargıtay 16'ncı Ceza Dairesince yargılamalarının yapıldığı gerekçesiyle reddedilmişti.
Mahkeme heyeti, firari 10 sanığın dosyalarının ayrılmasına karar vermişti.
Heyet, tutuklu sanıkların mevcut hallerinin devamına, tutuksuz yargılanan 9 sanığın ise tutuklanmak üzere yakalanmasına hükmetmişti.
HABERE YORUM KAT