1. HABERLER

  2. İSLAM DÜNYASI

  3. MISIR

  4. Mısır’da “Kudüs Mitingi” Tartışması
Mısır’da “Kudüs Mitingi” Tartışması

Mısır’da “Kudüs Mitingi” Tartışması

Müslüman Kardeşler tarafından bugün yapılacağı bildirilen mitingi bazı Selefi gruplar neden boykot ediyor?

10 Mayıs 2013 Cuma 18:31A+A-

HAKSÖZ-HABER

İsrail’in Kudüs Müftüsünü gözaltına almasını protesto etmek için Müslüman Kardeşler tarafından bugün yapılacağı bildirilen mitingi bazı Selefi gruplar boykot ediyor.

En-Nur Partisi, Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’ye seslenerek miting yerine Filistin, Suriye, Mali ve Afganistan’da cihad çağrısı yapılmasını istedi.

İhvan’ın basın sözcüsü Yasir Mehrez bugün Cuma sonrası Ezher Camii önünde yapılması planlanan mitingin İsrail’e Müslümanların kendi iç meselelerine dalıp Kudüs’ü unuttuklarını sanmaması için bir mesaj olarak düşünüldüğünü açıklamıştı.

Yovm 7 gazetesine verdiği beyanatta “Cihad miting demek değildir. Bu zayıflar için bir tuzaktır” diyen Mısırlı Selefi lider Şeyh Murcan Salim el-Cevheri “Kudüs’te, Afganistan, Gazze, Filistin, Mali ve Suriye’de savaşçılar gösteri ve bildiriden ziyade canlar ve mallardan fedakarlık bekliyorlar” diye ekledi.

Mursi’nin eski danışmanlarından ve Nur Partisi mensubu Dr. Halid Alemeddin de “Bu eylemlerin hedefi ve talepleri ne? Kudüs böyle eylemlerle kurtarılabilir mi? Bu eylemlerin muhatabı kim?” diye sordu.

Cumhurbaşkanlığı adaylarından ve eski bir İhvan mensubu olan Abdul Münim Ebu Futuh ise mitingi boykot etmenin birliğe zarar vereceğini ve ayrılık görüntüsüne yol açacağını söyledi.

Pek çok Mısırlı siyasi parti ve hareket mitinge destek vereceklerini açıkladılar.

Biz halkların rolünün bu aşamada hükümetlerin ve rejimlerinkinden daha önemli olduğunu düşündüğümüzden eyleme katılacağız” diyen Cemaa İslamiyye’nin siyasi kanadı Bina ve Kalkınma Partisinin liderlerinden Dr. Tarık ez-Zümer ise Mısır’da 2011’de gerçekleşen devrimle birlikte rejimin politikalarını artık halkın belirlemeye başladığını söyledi.

(Kaynak: Arabiya) 

 

HABERE YORUM KAT

1 Yorum
  • Ruha / 10 Mayıs 2013 19:52

    İslam devleti ilan etme ve akabinde de cihad ilan etme düşüncesi iyi, hatta çok iyi bir düşüncedir. İslam devleti'nin şekli, mahiyeti, nasıl ve hangi temeller üzerinde durması gerektiği her şeyden önce yararlı ve hayırlı bir tartışma zeminini ve bizzat tartışmanın kendisini elzem kılar.

    Cihad ilanından ziyade İslam devleti ilan etme öyle 'lap' diye olacak bir şey değildir. Her şeyden ziyade, tarih boyunca çeşitli sosyal, siyasal, ekonomik ve kültürel kırılmalar yaşamış bir ümmetin çeşitli toplumsal kesimlerini içerecek 'İslami' anlamda bilgisizlik söz konusu olduğunda, bu tür 'tarihi' problemler çözülmeden, onların kalbi aidiyeti olsa da, teknik eksiklikler ve uzaklık çözülmeden ne cihad, ne İslam devleti ilan edilir.

    Bir defa asırlık, daha doğrusu asırlara dayanan, temel kaynaklardan büyük oranda mahrum bir İslam anlayışını da işin içerisine katarsak, Haçlılardan ziyade 'modern! paradigmalarla hareket eden sömürgeci Batılı Batılı güçlerin yaptıklarını da katarsak, işimizin ne kadar zor olduğunu görürüz!

    Bunu süreç olarak tanımladığımızda, Hz. Peygamber'in tedricilik ilkesini, her işi tedricilikle sonuca ulaştırma çabasını dikkate aldığımızda, bu işin günümüzde de ortaya koymamız gereken bir tecdid(yenilenme) ve ıslah çabaları kendiliğinden ortaya çıkar.

    Ama buna rağmen, itikadı belirleme kaynağı hükmünde olan Kur'an'ın belirleyiciği es geçilip, doğruları istisna olsa da, Sünnilik, Şiilik vb. gibi yanlışlıkları temel alan Selefilikte başta Müslümanlara ve insanlara birşey vermeyecek, onun umutsuz kılıp 'kesinlikli' büyük hayal kırıklıklarına kapı aralayacaktır.

    Yazık olmaz mı insanlığa?

    Yanıtla (0) (0)