"Milliyetçilik Yaftası ve M. Âkif'in İslâmcılığı"
İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde “Milliyetçilik Yaftası ve M. Âkif'in İslâmcılığı” başlıklı konferans gerçekleştirildi.
Rüveyda Bayram / Haksöz Haber
Adalet ve Erdem Kulübü’nün düzenlediği “Milliyetçilik Yaftası ve M. Âkif'in İslâmcılığı” başlıklı konferans Kenan Alpay'ın sunumuyla İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde gerçekleştirildi.
Moderatörlüğünü İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğrencisi Betül Avcı'nın yaptığı konferans, Avcı’nın giriş konuşmasıyla başladı. Avcı, daha sonra sözü Kenan Alpay'a bıraktı.
“Âkif Görselleştirilerek Kamuoyunun Gündeminden Çıkarılmış Bir İsimdir”
Alpay, konuşmasına eğitim-öğretim içerisinde Mehmet Âkif'in yerleştirildiği konuma değinerek başladı:
“Âkif, aslında çok konuşularak ya da çok görselleştirilerek mâlesef kamuoyunun gündeminden çıkarılmış bir isimdir. Hâlihazırda İstiklâl Marşı'nın ‘millî marş’ olarak kabûlü dolayısıyla İstiklâl Marşı'nı güzel okuma yarışmaları düzenleniyor.Ama İstiklâl Marşı niçin yazılmış, bu marşı yazan adamın duyguları,düşünceleri, daha ilerisi idealleri neymiş noktasında klişe birtakım sözlerle yetinmek durumunda kalınıyor. Oysa bizim için Mehmet Âkif, aslî kimliğiyle ortaya konulmalı ki hakikat yerini bulsun. Çünkü bizim açımızdan tarih ve bu tarihi yazan biyografiler son derece önemlidir.”.
Sözlerinin devamında Alpay, resmî tarih ile bir hesaplaşma içinde olduğunu ama kendisini bir reaksiyonel olarak değil, bizatihi hareketin kendisi olarak tanımladığını belirtti.
“Mehmet Âkif, bizim açımızdan Türkiye'de Kur’ân-ı Kerîm'in okunması, anlaşılması, Kur’ân'ın İslâm anlayışının, itikadının, ibadetinin, aile ve toplum düzeninin, ümmet birliğinin açıklanmasında, bütün bunların tamamen Kur’ân, siyer ve sünnet merkezli olarak anlama ve anlatma ve bunu toplumsallaştırma mücadelesi içerinde olan bir insandır.”.
“Âkif’i, ‘Millî Şâir’ Olarak Değil, Bir ‘Kur’ân Şairi’, Bir ‘İslâm Şâiri’ Olarak Görüyoruz”
Mehmet Âkif'i anlamaya çalışırken İslâmî hassasiyetini yansıtan sözlerine yer veren Alpay, şunları aktardı:
“Mehmet Âkif'i anlamak için yayımlamış olduğu dergiler, bu dergileri yayınlarken beraber olmuş olduğu şahsiyetler, bu şahsiyetlerle beraber hareket ederken tercüme ve telif ettiği yazılar ve bu yazıların İslâm coğrafyasının hangi beldelerinde karşılık bulduğu üzerinden okumaya çalışırsak daha isabetli bir karar almış oluruz.”.
Devamında Âkif'in muhacir olduğunu ve hicret ettiği yurdu İslâmlaştırma çabası içindeki bir müslüman olduğunu vurguladı. Mehmet Âkif'in muhacir olmasına rağmen gayret göstererek kendini her konuda geliştiren bir şahsiyet olduğunu da aktardı.
Konuşmasına “Âkif'in bir noktada bütün İslâm coğrafyasındaki toplumlara mâl edilen temel uğraşı o dönemde çıkarmış olduğu Sırat-ı Müstakim dergisidir.” sözleriyle sürdürenAlpay, Âkif ile beraber uğraşı içerisinde olmuş önemli şahsiyetlerden bahsetti:
“Ali Şükrü Bey, Mehmet Âkif'i İstanbul'dan alıp Sebilürreşad dergisini önce Kastamonu'da, daha sonra da Ankara'da çıkarması için teşvik eden bir kişidir. Daha sonra olan Babanzade Ahmed Naim, Said Halim Paşa gibi isimlerin temelinde Osmanlı toplumunu kurtaracak olan fikriyatın Osmanlıcılık, Türkçülük veya Batıcılık değil, İslâmî düşünce ve mücadele olduğu hususunda fikrin yaygınlaşmasıdır.”.
“Millîlik İfadesi Âkif’in Millet Vurgularından Çıkartılamaz”
Alpay, “Mehmet Âkif'in milletten kastettiği şey şeriatın ta kendisidir.” diyerek “millîlik” denilen şeyin Mehmet Âkif'in “millet” vurgularından çıkartılmasının yanlış bir vurgulama olacağını belirtti.
Kenan Alpay, sözlerine Âkif'in Cumhuriyet sonrasında yaşamış olduğu zulmün sebebinin devlet sınıflarının Türk milliyetçi kimliği ve Kemalizm olduğunu söyleyerek devam etti:
“O dönemde Mehmet Âkif'i sahipsiz kılan,yanına yaklaşılmasına müsâde edilmeyen şey onun İslâmî kimliğidir. Âkif, Osmanlı’nın Cumhuriyet’e geçiş sürecinde toplumun bidatlardan, hurafelerden arındırılması ve toplumun tamamen İslâmî karakterde bir yapıya kavuşması için mücadele etmiş bir insandır ve Âkif'i devlet nezdinde değersiz kılan da budur.”.
“Âkif, Denilince Akla Sâdece Şair Kişiliği Gelmesin”
Alpay, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Âkif, siyasal bağlamı olan bir adamdır, Kur’ân’ı kahvehanede, mescidde, çarşıda pazarda okumanın topluma-devlete egemen kılmanın mücadelesini veren bir adamdır. Emr-i bi’l-maruf-nehy-i ani’l-münker’i şiirle ve nesirle yerine getiren bir adamdır.”.
Kenan Alpay, kitap ve makale önerilerinin ardından son olarak Âkif'in takip ettiği Muhammed Abduh, Reşid Rıza, Cemaleddin Afgani çizgisiyle, yani “ıslah çizgisi”yle, geleneksel çizginin ortaya koyduğu farkı anlamayı tavsiye ederek sözlerini sonlandırdı.
Program, katılımcılardan gelen soruların cevaplandırılmasıyla sona erdi.
HABERE YORUM KAT