Milli Şef despotizminin yasaklarına direnen bir alim: Sarı Hoca
Hakan Albayrak, Sarı Hoca’yı konu edindiği yazısında, Milli Şef döneminde uygulanan İslami şiarlara ilişkin yasakları hatırlatarak Sarı Hoca’nın Dursunbey-Tavşanlı Posta Treni’nde kompartıman kiralayıp, orada yol boyunca talebe okuttuğunu vurguluyor.
HAKSÖZ-HABER
Osmanlı sonrası Türkiye’de Türk ulusunun inşa edilmesi sürecinde sistematik zulümler işlendi, bugünden geriye bakıldığında trajikomik uygulamalara imza atıldı. Seküler Batılı değerler temelinde sistem ve toplumun yeniden inşası yolunda girişilen despotik uygulamalardan en çok nasibini alanlar arasında hiç şüphesiz Kürt halkı gibi tekçi-ulusçu Türk kimliği kurgusunu tehdit eden etnik ötekiler ve İslami şiarlar başta geliyordu.
“Ebedi Şef” Mustafa Kemal Atatürk dönemindeki Kemalist resmi ideolojiyi ülkenin tüm kurumlarına ve insanların zihnine zorla ve baskıyla enjekte etmekle meşhur “Milli Şef” döneminde ise öne çıkan Kur’an ve Ezan yasağı ülkenin yakın dönem siyasi tarihinin utanç dolu kareleri olarak halen bugün de hafızalardaki canlılığını koruyor.
Bir de bu zorbaca yasaklara direnenler var. Said-i Nursi, Şeyh Said, İskilipli Atıf Hoca, Süleyman Hilmi Tunahan, Sarı Hoca vs… Onlar gelenekten devraldıkları parça doğrulara samimice sarılarak İslami şiarların müdafaasını yapmaya gayret eden dönemin öncü şahsiyetlerinden bazıları. Şüphesiz ki bunlardan her birinin usuli planda eksikleri olabilir ama mesele bu değil. Esas olan onların o zorlu baskı ortamında i'lâ-yi kelimetullahı ayağa kaldırmak için ortaya koydukları şahitlik.
Bu bağlamda Hakan Albayrak’ın Sarı Hoca’yı gündeme taşıdığı bugünkü yazısını ilginize sunmak istedik.
Hakan Albayrak’ın Karar gazetesinde yayımlanan bahse konu yazısı (7 Aralık 2021) şöyle:
Sarı Hoca
Bir vesileyle Dursunbey’in Sarı Hoca’sını hatırladım, içim ısındı.
Bugün yine gündemi es geçip Sarı Hoca’yı anmak geliyor içimden.
***
Bosna kökenli Sarı Hoca (Mehmet Ruhi Turan) 1899’da İnegöl’de doğdu ama 1939’da yerleştiği ve 1981’deki vefatına kadar -dört senelik Kütahya parantezi hariç- yaşadığı Dursunbey’e mâl oldu.
Balıkesir’in Dursunbey ilçesinde her gün, her yerde, her vesileyle Sarı Hoca’ya rahmet okunur.
Vefa, vefa, vefa.
Sarı Hoca Çeşmesi ve Sarı Hoca Anadolu İmam-Hatip Lisesi de var Dursunbey’de.
Ama Sarı Hoca’nın sadece ismi değil hizmeti de yaşıyor, yaşamaya devam ediyor.
Bitmeyen bir destandır Sarı Hoca.
İman ve Kur’an destanı.
Hiç durmadan duraklamadan ilim ve irfan dağıttı insanlara, onları Kur’an’ın aydınlığında irşad etti, sayısız hafız yetiştirdi.
Vefatından 40 sene sonra bugün hâlâ yetiştiriyor.
Yeni yetişen hafızların önlerindeki rahle, Sarı Hoca’nın kurduğu rahledir zira.
Okunan, hıfzedilen her ayet, Sarı Hoca’nın ecrini artırıyor inşaallah.
***
Şair Mehmet Aycı’dan işittim:
Sarı Hoca, Kur’an’ın yasak olduğu ve medreselerin jandarma hücumuna uğradığı “Milli Şef” döneminde, Dursunbey-Tavşanlı Posta Treni’nde kompartıman kiralayıp, orada yol boyunca talebe okuturmuş.
Düşünsenize:
– Hafızlığını nerede yaptın?
– Dursunbey-Tavşanlı Posta Treni’nde.
Ne güzel bir direniş hikâyesi.
Biri çıkıp bunun filmini yapmalı.
HABERE YORUM KAT