HAKSÖZ HABER

Belediye seçimleri bağlamında yürütülen kampanya ve propagandalar Türkiye'de siyasetin ne denli omurgalı-omurgasız, ne derece ilkeli-ilkesiz olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.

10 yılı aşkın bir zamandır Suriye'de yaşanan katliamları Esed/Baas rejimi perspektifinden görmeyi ve göstermeyi marifet belleyen Saadet Partili kadroların geçen yılki Cumhurbaşkanlığı ve Meclis seçimlerinde CHP şemsiyesi altına koşup Kılıçdaroğlu'nu Cumhurbaşkanı seçtirmek üzere sergilediği olağanüstü performans hala hafızalarımızdaki tazeliğini koruyor. Tam da bu sebeple Altılı Masa fiilen ve ruhen buharlaşıp mevcudiyetini yitirdiyse de Saadet Partisi'nin içine kaçan Kemalizm hayranlığı ve tutkusu anlaşılan giderek kökleşiyor. Saadet Partisi'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Birol Aydın'ın Oğuzhan Uğur'un her tarafından ırkçılık-amigoluk saçtığı "Mevzular Açık Mikrofon" programında Mustafa Kemal portresine selam durması siyasetin kalibre ve kalitesine olduğu kadar ufkuna dair de son derece önemli mesajlar ihtiva ediyor.

"Milli Görüş iktidarında rektörler başörtülülere selam duracak!" hayalinden epeyce geriye düşen Saadet Partili kimi belediye başkan adayları şimdilerde Kemalist sembol ve değerlere, fanatizm kokan hareketlerle tribünlere selam durarak siyasette mesafe kat etme şaşkınlığına düşmüş durumda.

Birol Aydın partisi ve kendi adına saatlerce proje anlatmış, mevcut iktidara yönelik pek çok haklı eleştiri getirmiş olsa da akılda kalan hareket elbette resmi ideoloji ikonu karşında esas duruşa geçmesi ve selam durması olacaktır. Evet, Birol Aydın bu selam duruşuyla salonu dolduran fanatik kitleden en fazla bir alkış alır, bir kaç aferin işitir. Nihayet kendisi olmayı beceremeyen, konjonktüre göre istikamet ve tutum belirleyen, celladına aşık olmayı marifet bilen ezik, kompleksli ve fırsatçı bir siyasal figür olarak harcanıp tükenecektir.