‘Miadlarını doldurduklarını anlamayan 2 kişi’nin tartışmasından bize ne mi?
22 Ocak 2024 günü bu sütundaki yazımın başlığı, ‘Amerikan emperyalizminin sonu da, Rusya Komunist İmparatorluğu’na mı benziyecek?’ şeklinde idi. Yazının giriş kısmında ise, şu cümlelere yer verilmişti: ‘Büyük liderlerin hayatlarında bedenen de genç ve dinç olmalarının da rolü elbette ki küçümsenemez.. Yani, her genç yöneticinin tecrübesizlikle; kezâ, her yaşlı yöneticinin de hareketsizlikle malûl olduğunu söylemek her zaman doğru olmaz.. Ama, ‘Papa 2. Yuhanna Paulus’un 22 sene öncelerde, konuşamaz ve hareket edemez hâle geldiği halde, ‘Ben İsâ Mesih’in makamında nöbetteyim, hayatta olduğum halde, o makamı nasıl bırakırım?’ diyerek vefatına kadar ayrılmayışındaki tavrı, siyasette kendilerini vazgeçilmez zannedenlerde de, sık sık görülür
*
Ama, ileri yaşlarda, iktidardan gitmemekte ısrar edenlerin hem kendilerine, hem de başında bulundukları sisteme zarar verdiklerine dünya siyaset tarihinden pek çok örnekler vardır.
Sovyet Rusya’nın sergilediği tablo bu açıdan ibret vericiydi..
Stalin 1953 yılında öldüğünde yerine geçen Nikita Kruşçev, 10 yıl kadar iktidarda kaldıktan sonra azledilmiş ve yerine Leonid Brejnev geçmiş, o da, 1982’de ölünce.. Sovyet Rusya’nın İstihbarat birimi KGB’nin eski başkanlarından Yuri Andropov getirilmiş; o da 2 sene dolmadan ölünce.. Yerine Victor Çernenco’yu geçmişse de o da
1 yıl geçmekteyken vefat edivermişti. 3 sene içinde 3 lider değişimi ortaya ciddî bir buhran çıkarmış ve nihayet, genç bir lider olarak Mihail Gorbaçev sistemin başına geçmiş ve onun yönetimi de, 5 sene sonunda, Sovyet Rusya Komünist İmparatorluğu’nu bütünüyle çökertmişti.
*
Bunları niye mi anlatıyorum?
Birleşik Amerika’da yeni Başkanlık seçiminin yapılmasına 4 ay kadar bir zaman kaldı.
Ama, kimin aday olacağı henüz de resmen belli değil.. Şimdi 79 yaşında olan önceki Başkan Trump’ın, yenilgiye uğradığı 2020 Seçimleri’ndeki sonuçları protesto etmek üzere, tarafdarlarına, Kongre binası Capitol’ü basmaları yolunda yaptığı dolaylı çağrıyı takiben 6-7 kişinin ölümüyle noktalanan büyük karışıklıklar hakkında açılan pek çok yargılama dosyasından yargı önünde tamamen temize de çıkmış değil..
Ve Demokratlar’ın tekrar adayı olacağı düşünülen Joe Biden ise, 82 yaşında olup, konuşma ve davranışları giderek kontrol dışı bir hale geliyor.. Anormal davranışlar sergilemekte Trump da ondan geride değil.. Her ikisi de, ‘kullanma süreleri bitmiş ilaçlar’ misali, ‘miadlarını doldurmuş’ durumdalar ve kendi sosyal bünyelerine de zarar verebilirler.
Ama, Amerikan toplumu yeni lider figürlerini ortaya çıkaramıyor.. 1980-88 arasında 2 dönem başkanlık yapan Ronald Reagan vazifesini tamamladığında 78 yaşındaydı ve en yaşlı başkan olarak biliniyordu. Şimdi ise, hangisi seçilirse seçilsin, mevcud her 2 aday da, en yaşlı başkan rekoruna erişecekler.
Ancak, geçen Perşembe akşamı, bir tv. tartışmasında karşılaşan bu adayların her ikisi de, Filistin’de, Gazze’de barbarlıklarını sergileyen siyonist İsrail rejimine destek vermekte rekabet etmekten gayri, hiçbir noktada anlaşamadılar.
*
Diğer konularda ise, Trump’ın, Amerikan halkına laf kalabalığına getirip pek çok ve açıkça yalanlar söylediği, Amerikan medyasında sarihen dile getirildi.. Biden ise, ‘Evet yaşlıyım, yürümekte, konuşmakta hareketlerim yavaşladı, ama, eğriyi-doğruyu ayırt etmekte bir sıkıntım yok..’ diyordu. Ne var ki, iki lafı bir araya getiremeyen, konumasında mantıkî insicamını koruyamıyor ve zaman zaman boşluklara bakıp, donmuş gibi kalan bir Biden, tarafdarlarını derin ümidsizliklere sürüklemiş bulunuyor.
Nitekim, şimdi, Biden’ın rafa kaldırılıp kaldırılmayacağı tartışmasından ziyade, ‘Bu adamın işi bitti, artık..’ diye, zaman rafa kaldırılacağı tartışması yapılıyor, Demokratlar cebhesinde..
Ama, biten sadece Biden değil, Amerikan toplumu bütün bu olumsuzluklara rağmen, ortaya genç bir aday çıkaramadı. Bu da, sadece Amerika için değil, dünya için de bir ilgi odağı oluşturmakta.. Çünkü dünyanın en çok nükleer silahlarına sahib olan bir ülkenin böyle başkanlar eliyle kontrolsüz ve çılgınca kullanılmasına da yol açılabilir..
Son münazaraya kadar, Biden’ın yaşının ve sağlık durumunun ‘idare edilebilir’ olduğunu düşünenler bugün yanıldıklarını düşünüyorlar. ‘Biden dört yıl önceki adam değil’ diyen New York Times gazetesi, evvelki günkü başyazısında “Ülkesine hizmet etmek için Başkan Biden yarıştan çekilmeli” dedi.. Biden ise, hâlâ, ‘başkanlık yapabilirim’ havasında..
Trump ise, Biden’ı yüzde 9’u aşan yüksek enflasyonla vurmaya çalışırken, Biden’ın, ekonomiyle ilgili bir soruyu cevaplarken birkaç saniye donması, gözlerden kaçmadı. "Konut fiyatlarını düşüreceğiz, 2 milyon yeni konut inşa edeceğiz. Kurumsal açgözlülüğün hâkimiyeti ele geçirmemesi için kiralara üst sınır koyacağız.’ gibi sözleri de o arada eridi-gitti.
Ünlü TIME dergisi ise, son sayısında Biden’ın kendisinin de paniklediğini işlediği kapağında “Gerçek ortada: Amerika’da tartışmayı izleyen herkes, Biden’ın nasıl yaşlandığını kendi gözleriyle görebiliyordu.” diye yazdı.
Sonunda, ‘Filler tepişirken, çimenler ezilir’ misali, emperyalist güçlerin birbirleriyle ya da, onların yönetici kadrolarının hesaplaşmalarından ister istemez dünya da etkileniyor.
Ancaak, Sovyet Rusya Komunist İmparatorluğu’nun, yaşlı liderlerin arka arkaya ölmesinden sonra dağılmasından dünya bir zarar görmediği gibi; Amerikan emperyalizminin kaptan köşkünü ele geçirmek için bu yaşlı liderlerin verdikleri kavgaları da, Amerika’yı Sovyet Rusya’nın âkıbetine kavuşturursa, dünya bundan da zararlı çıkmaz, inşaallah..
STAR
YAZIYA YORUM KAT