MHP’li Haberal’ın şoförünün yaptıkları ve medyanın ahvali
MHP Milletvekili Erkan Haberal’ın şoförünün sürdüğü araç belediye çalışanını kasten yaraladı.
HAKSÖZ HABER
Mehmet Haberal’ın oğlu milletvekili Erkan Haberal’ın şoförü, Zeki Ergezen’in cenazesi için geldiği Hacı Bayram Veli Cami’sinde resmi araçla bir belediye çalışanına çarptı. Trafik polisi tarafından aracıyla camii avlusuna girmesine izin verilmeyen Haberal ekibi, polis tarafından görevlendirilen güvenlik görevlisine kısa mesafeden hızlı bir şekilde çarparak yere yığdı. Ufak yaralanmayla kazayı atlatan güvenlik görevlisi videodan anlaşıldığı kadarıyla uzun süreli bir tartışmanın kurbanı oldu. Polisin cami avlusuna girişin yasak olduğu yönündeki ikazlarını dinlemeyen milletvekilinin ekibi son yıllarda artan bürokratik kibrin göstergesi olan bir eyleme imza atmış oluyor.
Erkan Haberal ise olayın ardından yaptığı açıklamalar ile güvenlik görevlisini sorumlu tuttu. Şoförünün aracı hızlı bir şekilde görevli üzerine sürmesini “doğal olarak şoförüm tepkisini gösterip aracı sürmüş” şeklinde yorumlayan Haberal, polisin de olay yerinde bulunmuş olduğunu unutmuş olsa gerek. Olayın sadece güvenlik görevlisinin inisiyatifinde olmadığı polisin görüntülerdeki varlığından anlaşılıyor. Polisin bulunduğu bir yerde bir güvenlik görevlisinin ne kadar söz hakkı bulunduğu da zaten ayrı konu. Ancak Erkan Haberal polisle karşı karşıya gelmemek adına tüm suçu güvenlik görevlisine atarak tabiri caizse işin içinden sıyrılmaya çalışıyor.
Erkan Haberal’ın twitterda yazdıklarını çok sert bir şekilde eleştiren Habertürk yazarı Nihal Bengisu Karaca’nın yazısı ise gazete yönetimi tarafından yayından kaldırıldı. Yazısında Haberal’ın tutumunu pişkinlik olarak niteleyen Karaca şu ifadelerle tepkisini göstermiş: "Hayatım boyunca çok pişkin açıklamaya tanıdık oldum ama itiraf edeyim bu açıklama kadar berbat bir şey görmedim. Beyefendi kendisinin mağdur olduğuna inanıyor. İşçiye tazminat davası açmayı düşündüğünü açıklamasına ramak kalmış. Özür dilemediği gibi neredeyse özür bekliyor. Beyefendi hadiseden üzüntü duyduğunu söylemiş. Ama kendisine yalakalık yapmak için imdadına koşan ne kadar önemsiz gazeteci ve siyasetçi varsa hepsinin tivitini, bu olayı 'Ankara belediyesine pkk’lılar doldurmuş onlar da vekilimize kumpas kurmuş' diye yorumlayan ebleh açıklamaları retweet etmesi gösteriyor ki, ‘üzüntü’ filan duymamış.”
Mottosu “gücü özgürlüğünde” olan gazetenin yazıyı niçin yayından kaldırdığına yönelik bir açıklama yapmaması kafalarda soru işaretleri oluşturdu. Türkiye askeri, bürokratik oligarşi guruplarının hegemonyası altında yıllarca türlü zulümler yaşamış bir ülke. Vesayetin her türlüsünden kurtulmak için atılan çok önemli adımlar bir takım siyasi ittifaklara kurban edilmemelidir. Bu noktada medyanın durumunun çok daha içler acısı bir görüntü verdiğini de belirtmek gerekiyor…
HABERE YORUM KAT