Bugünü sağlam inşa edebilmek, ancak geçmişin doğru idrakinden geçer. Geçmiş hakkında doğru yargılara varmak için de doğru bilgilere muhtacız. Selçuk Üniversitesi Tarih Bölümü emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Mikail Bayram, “Destursuz Bağdan Üzüm Yiyenler” adını verdiği kitabında iğne ile kuyu kazıp muhtaç olduğumuz bu hakikatleri gün yüzüne çıkarmış ve ‘tarih belgelerden güç alır’ yargısını benimseyerek legal kaynaklarla sabitleyip bizlere sunmuştur.

Eleştiri şart!

Eleştirisiz bir toplum, ilmi ve fikri açıdan besmelesiz yapılan bir iş gibi ebterdir. Evet, kişi mahallesindeki caminin cemaatinden olmalı; lakin  yeri geldiğinde karşılaştığı olumsuzluklara tepki vermeyi de bilmelidir. Çünkü eleştiri, çağdaş düşünce yapısını benimseyen herkesin yapması gereken, bir nevi kötüleyerek iyileştirme sanatıdır. İşte bu eser ülkemizde sınırlı sayıda yazılan iyileştirme çalışmalarının en güzel örneklerinden biridir.

Hesapsız dayak eylemi

Mikail Bayram’ın merhum hocası Orhan Şaik Gökyay, “Destursuz Bağa Girenler” isimli bir çalışmasıyla eleştiri yazılarını bir araya getirip neşretmiş ve Mikail Bayram’a: “Sen de bu eleştiri yazılarını bir araya getir ‘Destursuz Bağdan Üzüm Yiyenler’ adıyla yayınla.” demiştir. Bu güzide eserin meydana geliş serüveni böyle. Hocası ve öğrencisi “Destursuz bağa giren hesapsız dayak yer.” atasözünü düstur edinip eleştirileri ile muhataplarına en güzel cevabı vermişlerdir.

Makyaj temizleme eylemi

Bu kitap, tarihin o dönemlerindeki eserlerin mevcudiyetinin bilinmemesi, mantık hataları, belge eksiklikleri, çıkar sağlama düşünceleri gibi birçok sebepten ortaya çıkan yanlışlıkları bir nebze osun düzeltme çabasıdır. Yeni araştırma yapacak olanların yolunu biraz daha açma çabası olarak da nitelendirilebilir.

Mikail Bayram., akademisyenlere bilimsel çalışmalarında yol gösterecek, onları aydınlatacak makale ve tenkidlerle dolu bir harita niteliğinde olan bu kitapla ayrıca hünerbaz intihalcilerin de makyajlarını temizleyip, sağlam argümanlarla olayların içyüzünü ortaya çıkarmıştır.

Mevlana-Mevlevilik ile Moğol ilişkisi

Kitaptaki makaleleri okumaya başladığınızda önyargıları bir yere bırakıp geniş ufuklara yelken açacağız. Hele de benim gibi tarihi seviyorsanız, derinliklerine dalmak için muhteşem bir kitap. Kitabın beni en çok etkileyen, ikna edici ve mebzul miktardaki örnekleriyle beni münzevi bir telaşa sürükleyen kısmı Mevlana-Mevlevilik ile Moğolların sıkı ilişkilerinden bahsettiği bölümdür. Yazar, kitapta ayrıntılarıyla açıklamış bulunduğu bu konu doğrultusunda Mevlana ve Mevleviliğin tekrar gözden geçirilmesini ve değerlendirilmeye tutulmasını istemiştir. Umarım bu konunun mütehassısları durumu tekrar ele alıp bizi de aydınlatır deyip bu mevzuyu üstadlara havale ediyorum

Yazarın otuz seneye varan zaman süreci içinde yayımladığı, makalelerin büyük çoğunluğunun, tarih ve kültür tarihi alanında yapılan çalışmalarda meydana gelen hatalara yönelik eleştirilerin oluşturduğu bu kitap okunmaya ve incelenmeye değer.

Haber: Sümeyye Kavgacı / Dünya Bizim