'Mesaj alınmıştır'
Kendilerine ne zaman bir mikrofon uzatılsa böyle diyor devletin kimi yetkilileri: 'Mesaj alınmıştır!'
O kavukluların aldıkları nasıl bir mesajdır bilmiyorum ama pişekar yani halktan biri olarak benim eşkıya kalkışmasından ya da isyan provasından veya modern mandacılardan alığım mesajları hemen aktarayım.
-Türkiye, halkı müslüman olan ülkeler içinde son on yılda maddi anlamda en ciddi gelişmeyi gösteren, taraftarı olmadığım ve benimsemediğim halde demokrasiyi büyük oranda kurumlaştıran bir ülkedir. Böylesine ve giderek daha da güçlenen bir Türkiye'yi kim istemez? Elbette sıcak denize ilişkin hayalleri olan, halen sömürgecilikten büyük pay alan ülkeler istemez.
O halde ilk mesaj alınmıştır. Türkiye'nin gücünü kendi güçsüzlükleri olarak gören yerli ve yabancılar kendi nüfuz alanları içindeki şehir eşkıyalarını harekete geçirmişleridir.
-Türkiye'de son on yılda tarihle kurulan bağ artmış, yaklaşık bir yüzyıldır sürekli kötülenen tarihi değerleri tanımaya yönelik bir çaba ortaya çıkmış, kültür diline merak duyulmuştur. Bu yanıyla Türkiye tarihi bağ üzerinden Müslüman halklarla ünsiyetini pekiştirmiş, halen sömürülen Müslüman halkların ve halen Yahudi işgalinde bulunan madunların umudu haline gelmiştir. Bir Yahudiye haddini bildiren Başbakan Müslüman halkları nezdinde 'Good Man' olarak tanınmış, onların engin sevgisine mazhar olmuştur.
O halde ikinci mesaj da alınmıştır. Tarih düşmanlığından medet uman, köksüzlüğü gelişme, muasırlaşma olarak anlayan, Müslüman halklara ilgisizliği sürdürmek isteyen, Başbakan'ın onlar tarafından sevilen 'iyi adam' olmasını hazmedemeyen yerli ve yabancılar kendi nüfuz alanları içindeki şehir eşkıyalarını harekete geçirmişleridir.
-Türkiye yeni havalanları, kanal, köprü, otoyol, hızlı tren projeleriyle elli yıl geciktirilmiş bir hizmeti halkına götürmeye hazırlanırken aynı zamanda Lozan'da, Montrö'de kimi zorunluluklarla verilen tavzileri ancak şimdi boşa çıkarma gayretini de ortaya koymuştur. Bu hizmetlerin Türkiye'ye ticaret ve taşımacılıkta emsellerine göre sağlayacağı avantaj ortadadır. En basitinden Frankfurt Havalanı'nın hem işlevi hem de prestiji bundan büyük zarar görecektir.
O halde üçüncü mesaj da alınmıştır. Merkel'in ve onun borazanlarının Türkiye'nin güçlenmesini, halkının zenginleşmesini istemesi muhaldir. Bu yüzdendir ki büyük Türkiye'yi istemeyen yerli ve yabancılar kendi nüfuz alanları içindeki şehir eşkıyalarını harekete geçirmişleridir.
-Yeter ki Batı'nın yaptığını yapsınlar diye eğitilen, işleri resmi teşvik gören, ulufeleri de her zaman devletten gelen sözümona ressamlar, heykeltraşlar, tiyatrocular, çalgıcılar son on yıldır hem ulufeye düşkünlükleri yüzünden itibarsızlaşmış hem de halkın teveccüh etmediği işleriyle ortada kala kalmışlardır. Bunun aksine halkın geleneksel sanatlara olan ilgi ve teveccühü artmış, hattatların, nakkaşların, müzisyenlerin, müzehhiplerin, ebruşenlerin ürünleri sanat pazarındaki yüz yıllık kurguyu altüst etmiştir.
O halde dördüncü mesaj da alınmıştır. Devletin sırtından sanatçılık yapan, akıları rakı sofralarında dedi-kodu yapmaktan öte bir işe yaramadığı halde kendilerine aydın olma vasfı yapıştırıldığı için halkından nefret eden, çok dilli ve çok dinli, çoğu beyaz, çoğu rantiyeci, çoğu mirasyedi sözümona sanatçılar devrini tamamlamış imtiyazlarının kaygısına düşmüşlerdir. Bundandır ki, o kaygılı yerli ve yabancılar kendi nüfuz alanları içindeki şehir eşkıyalarını harekete geçirmişleridir.
Bu mesajlar hangi köşklerde kurgulanmıştır? Köşkten Köşk'e fark vardır ve elbette bunlar da çok yakında öğrenilecektir.
Yeni Şafak
YAZIYA YORUM KAT