Seyfi Dede’ye soruyorlar:

 “Yargıtay Cumhuriyet Savcısı M.Ş.G.’nin Yargıtay üyeliğine seçtirilmesi için aracılık etmişsiniz?”

Cevap veriyor Seyfi Dede: “Tanırım, aracılık etmedim. HSYK Başkanvekili’ne gönderdim..”

Olamaz mı?

Olur tabii.

Seyfi Dede, doğru söylüyordur.

Seyfi Dede’ye bir başka soru yöneltiyorlar: “Muğla Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı M.İ.Y.’nin Yargıtay üyeliğine seçtirilmesi için aracılık etmişsiniz?”

Seyfi Dede’nin cevabı yine hazır: “İ.Y.’yi tebrik için aradım. Bana gelen atama taleplerini ben HSYK Başkanvekili’ne gönderirim. Aracılık etmedim.”

Olamaz mı yani?

Olur tabii. Su-i zan etmeyelim.

Seyfi Dede’ye yine soruyorlar: “Ankara Cumhuriyet Savcısı H.B.’nin Yargıtay üyeliğine seçtirilmesi konusunda ne dersiniz?”

Seyfi Dede cevap veriyor: “H.B. hemşehrim olur. Bu nedenle kendisini tanırım. Hemşehrim olduğu için, değerlendirilmek üzere kendisini HSYK Başkanvekili’ne gönderdim.”

“Olamaz mı” diye sormayacağım. Gına geldi çünkü..

Bana gına geldi ama.. Seyfi Dede faaliyete devam ediyor. O faaliyete devam edince, sorular da tekrar tekrar geliyor: “İstanbul Ticaret Mahkemesi Başkanı A.Ş.’nin Yargıtay üyeliğine seçtirilmesi ile ilgili ne dersiniz?”

“M.Ş. ile görüşme yaptığım doğrudur. Bakanlığım döneminde, tetkik hakimi idi. Bir talebi olmadı. Ben HSYK Başkanvekili’ne, değerlendirmesini söyledim.”

Devam edelim mi?

Bakırköy 5. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı İ.Y.’nin..

Yargıtay savcısı S.K.’nın..

Ankara Cumhuriyet Savcısı A.K.’nin Yargıtay üyelikleri için de aracılık görüşmeleri var, Seyfi Dede’nin..

Eee.

Biz dışardan sanıyoruz ki, HSYK seçiyor, Yargıtay üyelerini..

Meğerse, Seyfi Dede seçiyormuş..

Bir.. İki.. Üç.. Hep aynı muhabbet.. Hep aynı usul..

Dede efendi, 15 yıl önce koltuğu bırakmış bir eski Adalet Bakanı ve sıradan bir avukat değil de, sanki Yargıtay üyeliğine seçilmek için kendisi ile görüşülmesi ilk şart olan zorunlu bir onay yeri..

Yeni sistemde,HSYK ilan ediyor: “Yargıtay üyeliğine seçilebilmek için, gerekli hizmet şartlarını taşıyanlar aşağıda sıralanmıştır.”

Eski sistemde ise, “Yargıtay üyeliğine seçilebilmek için Seyfi Dede’den gelen liste aşağıda sıralanmıştır: ...” ilanı yapılıyormuş, anlaşılan..

Bu aracılık faaliyetlerinin tamamı, bir dönemlik Yargıtay üyeliği için.. O dönemde zaten Yargıtay’a 10 tane üye seçilecek.. Maşallah neredeyse tamamı, Seyfi Dede’nin elinden geçmiş..

Sadece Yargıtay üyelerini değil.

Hakimliğe seçim de Seyfi Dede’den geçiyor.

Onunla ilgili de, bakın ne muhabbet var: “Fuat: ‘... benim bi yiğenim geldi.. Babası albay.. Hukukçu kızımız da, hakimlik imtihanı varmış, ona girecek.. İmtihanı, yazılı imtihanı kazandırdık.. Kazandıktan sonra ‘Fuat amcam’ diyor.. ‘Bana’ diyor, ‘Sözlüde yardımcı olur musun?’ ben de ‘Başım üstüne’ dedim.. ‘kızım’.. M.S.Oktay: ‘... memnuniyetle yav.. Senin akraban da bizim akrabamız...’ dediği...”

Nasıl, güzel değil mi, muhabbet?

Ne dersiniz,YARSAV’ın etikçi yöneticileri?

Ne dersiniz, CHP’nin hukukçu milletvekilleri?

Nasıl muhabbet bunlar?

CHP milletvekili Emine Ülker Tarhan ablamız diyordu ya, “Ben hep militandım” diye..

İşte aynı işler; bu işler..

Canla başla eski sistemin sürmesini istiyorlardı. Seyfi Dede’nin, Yargıtay üyelerini seçmeye devam etmesini istiyorlardı..

Olmayınca, yeni sistemi, “Yargıtay’a militan üye seçtiler” diye karalamaya kalktılar..

İşte, “militan üye seçimi” nasıl oluyormuş ayan beyan gördük..

Dahası var mı?

Dahası ne olabilir ki?

Bundan sonra, YARSAV’ın burnu havada idarecileri.. CHP’nin çok bilmiş hukukçu milletvekilleri..

Daha ne diyebilirler ki?

İşte Yargıtay’a üye seçimi, canlı yayında, tane tane gösteriliyor..

Seyfi Dede’yi aramayan, aracı edemeyen, Yargıtay’ı rüyasında bile göremiyor..

Ve CHP, böyle bir sistemi savunuyor.. O dönemde Yargıtay’a seçilenleri, “militan” olarak tanımlamıyor.. Seyfi Dede devre dışı kalınca, “militan üye seçimi” iddiasında bulunuyor.

İnandınız mı bu söyleme?

O kadar aracılık faaliyetini okuduktan sonra..

İster inanın, ister inanmayın.. Gerçekler, ortada!

YENİ AKİT