Mekân hatıralarımız ve geleceğimizdir!
Filistinlilerin yaşadıkları zulüm insanlık tarihinin en acı gerçeklerinden birisine işaret ediyor!
HAKSÖZ HABER
Mekân sadece fiziki olan bir şey değildir. Mekân aynı zamanda büyük bir birikime işaret etmektedir. İnsanı insan yapan birçok şey mekânın içinde zamanla oluşur. Bu bakımdan zaman bile mekâna uyum sağlar denilebilir. Mekanı olmayanın zamanı da geçmiş demektir!
Allah Resulü’nün (sav) Mekke’yi terk ederken ki ruh halini düşünelim. İbn Mace’de geçen rivayete göre doğup büyüdüğü şehre son nazarla bakıp şunları söylemiştir: Vallahi de ey Mekke! Ben senden ayrılmak zorunda kaldım! Şüphe yok ki sen, yeryüzünde Allah’a en sevimli olan beldesin; Allah’ın sana özel lütufları var! Allah’a yemin olsun ki, senin ehlin buradan beni çıkarmaya zorlamasaydı, asla seni terk edip dışarı adım atmazdım!
Hissiyatı böyle olmasına rağmen Allah Resulü (sav) biricik mekânını terk etmek zorunda kalmıştır. Zira mekânı anlamlı kılan anılarımızı yanımızda taşırız. Mekân bir yönüyle bizi biz yapan şeylerden oluşmaktadır. Fiziki olanın kutsanması bu açıdan anlamsız bir şeydir. Allah Resulü’nün hadislerinde başka mekânlar içinde övücü ifadeler yer almaktadır. Tirmizi’de geçen bir rivayette şöyle diyor: “Allah’ım! Bize Şam’ımızı mübarek kıl, bize Yemen’imizi mübarek kıl.”
Medine’nin inşası da yeryüzü ve insanlık için tertemiz bir başlangıç olan İslam dini için bir mekân var etme çabasının sonucudur. Medine’nin kelime anlamının bazı kaynaklarda ‘dinin yaşandığı mekan’ şeklinde verilmesi boşa değildir. Mekâna sahip çıkmak geçmişi kucaklayıp geleceğe dair bir umut taşımak anlamına gelmektedir!
Bugün ümmet coğrafyamız dehşet bir 'mekânsızlaştırma' politikası ile karşı karşıyadır. Allah Resulü’nün “Şam’ımız” dediği beldeler kafirlerin ve rafizilerin işgali altındayken, Kudüs’ümüz ise Siyonistlerin tasallutu altındadır! Mekânımıza, evimize sahip çıkalım! Mekân bilincimizi diri tutalım! Mekân hatıralarımız ve geleceğimizdir, mekân biziz!
HABERE YORUM KAT